DYLAN O'BRIENYemekhanedeki masalardan birine otururken Tracy, Jeremy, Amanda, Miley dörtlüsünden herhangi birini aradı gözüm. Casey olmadığına kendimi inandırmaya çalışıyordum. Çünkü onu tanıdığım kadarıyla hiç çekingen biri değildi, oldukça cesur bir kızdı. Hatta bir keresinde elindeki içeceği üzerime dökmüş, sinirlendiğimde ise "özür diledim ya işte ne uzattın?" diyerek beni bozguna uğratmıştı. O olmadığına neredeyse emindim. Öyle birisinin benden hoşlanacağını zannetmiyordum.
Diğerlerini sorgulamaya başlayacağım sırada karşımdaki sandalyenin sesiyle bakışlarımı masadan çekip sandelyeye çevirdim.
Tracy...
"Ah, selam Dylan. Görüşmeyeli uzun zaman oldu." dedi, yapmacık gülümsemesi yüzüne yayılırken. Tabii ya, bu oydu. Gizemli kız.
"Selam Tracy. Aslında çok da uzun zaman olmadı." dedim, daha dün gece konuştuğumuzu ima ederek. Ama o anlamamazlıktan gelip, yüzüme anlamsızca bakmaya başladı. Ah, kesinlikle güzel rol yapıyordu. Oynadığı oyunu sürdürerek konuyu değiştirmeyi seçtim.
"Her neyse hayatın nasıl gidiyor?"
Tracy ile bir müddet sohbet ettikten sonra rutin hayatıma devam edip diğer derslerde uyudum.
Sonunda eve geldikten yaklaşık 5 saat sonra gizemli kıza mesaj atmak istedim. Ya da Tracy mi demeliydim?
🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷
Dylan: Nasılsın? Bugün konuşmak iyi geldi mi?
Casey: Ne saçmalıyorsun? Bugün konuştuğun sürtük ben değildim aptal.
Dylan: Ah hadi ama Tracy, sensin biliyorum.
Casey: Ben Tracy felan değilim. Hem, kendime sürtük diyemem öyle değil mi?
Dylan: Ah, evet. Sanırım haklısın. :/
Dylan: Yine mi bulamadım seni?
Casey: Sanırım evet, bulamadın.
Dylan: Ama 15 gün dolmak üzere güzelim.
Casey: 15 Gün sonra yüzyüze görüşmek üzere, Dylan. Hava soğuk üzerini örtmeyi unutma. İyi geceler :)
Dylan: İyi geceler güzelim.
ERTESİ GÜN ~~~ DYLAN O'BRIEN
Okulda her zamanki gibi yemekhanede Martin ile otururken Tracy, çekingen bir tavırla yanıma geldi. Dudağının kenarı patlamış, dudağındaki kan kurumuştu. Telaşlanarak ayağı kalktım ve ona doğru yürüdü.
"Sen... İyi misin Tracy?"
Elini darmadağın olmuş sarı saçlarından geçirdi. "Şey, Dylan."
"Evet?"
"Artık konuşmasak daha iyi sanırım. Senle konuşmak istemiyorum."
Düşüncelerinin bir günde bu denli değişmesinin Gizemli Kız'dan başka açıklaması olamazdı.
"Bak, biri sana zarar mı verdi? Ya da tehdit felan mı etti? Bana karşı dürüst olabilirsin."
Tracy, tereddütle gözlerime baktı. Birkaç saniye süren sessizliğin ardından başını iki yana salladı.
"Hayır, sadece seninle konuşmaktan hoşlanmıyorum."
"Ama..." Sözümü bitirmeme izin vermeden arkasını döndü, ve bir saniye dahi beklemeden yanımdan uzaklaştı.
Öfkelenmiştim.
Kim olduğunu bile bilmediğim biri hayatımı yönetiyordu.
Telefonumu çıkarıp whatsapp'a girdim ve 'Gizemli Kız' ile olan mesajlara girdim. Ardından parmaklarımı klavyeye yerleştirip zihnimdekileri özgür bıraktım.
"Sen benim hiçbir şeyimsin, anladın mı? Bundan sonra sakın mesaj atma. Etrafımdakilere karışma hakkına sahip değilsin. Sevgilim felan da değilsin, bunu o kafana sok artık."
Ve hiç beklemeden 'gönder' tuşuna bastım.
〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰〰
⏸Bölüm nasıldı sizce? Lütfen fikirlerinizi yorum veya mesaj ile bana iletebilirsiniz.
Casey'in cesur olduğunu öğrendiniz. Peki neden böyle yapıyor?
Araları bozuldu. Sizce Casey bunu nasıl düzeltecek?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.⏸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mysterious Girl || Dylan O'brien
FanfictionBir Dylan O'brien Hikayesi. 〰〰〰〰〰 Delice aşık olduğu adamı uzaktan izlemekle iki yıl boyunca yetinmiş ve artık sabrı tükenmiş gizemli kızımız, Ve doğallıkta, masumlukta, şebeklikte, tatlılıkla sınır tanımayan meraklı Dylan'cığımız var elimizde. Ee...