CEYLİN ALTINDAĞ: ZEKİ, ÇALIŞKAN, GÜZEL AMA GÜZELLİĞİNİ BİLMEYEN BİR KIZ..
ALAZ AKIN: YAKIŞIKLI, CESUR, KORKUSUZ, KÖTÜ BİR ÇOCUK.
"CEYLİN BUNLARI NEDEN YAPTIN SÖYLE"
"ÇÜNKÜ SANA AŞIĞIM ALAZ AŞIK"
VE BİR AŞK BAŞLAMIŞTIR...
İşte değiştiğim ilk güne uyanıyordum. Çok heyecanlıydım. Alaz'ın beni görünce ne yapacağını çok merak ediyodum. Umarım onun yanına yakışan bi kız olabilirim. Bugün formalarımı giyinmek istemedim. Kahvaltıya indiğimde annemle babam ağzı açık bana bakıyodu.
Ama ben her zaman ki halimmiş gibi masaya oturdum. Sonra annem; "Kızım bu ne güzellik böyle? Seni yeniden değişmeye kim ikna etti?
"Annecim ben sadece siz çok istediğiniz için değiştim. Yani başka bi neden olmadığına emin olabilirsin."
Annem inanmayan gözlerle bana baktı. Ben ise sadece tebessüm ettim. Bugün babam bıraktı beni okula.
Açelya kapıda beni bekliyodu. Yanına gittim. Açelya'nın gözleri parlayarak;
"Ohaaa kızım muhteşemsin işte gerçek sen busun bee. Bişey diyim mi Alaz sana bir kez daha hayran kalıcak mükemmel olmuşsun prenses."
Açelya'ya masum bir gülüş atarak; "Açelya iyi ki varsın. Sen olmasan ben kendimi bulamazdım." "Sende iyi ki varsın Prenses. Hadi sınıfa gidip Alaz'ı büyülemeye hazır ol güzelllik. Dedi ve kolumdan çekerek koşturdu. Sınıfın kapısında duraksadık saçıma başıma çeki düzen verdim. Ve sınıfa girdik..
Çok heycanlıydım. Gözlerim Alaz'ı aradı ve yine benim sıramdaydı. Alaz kafasını kaldırdı ve şaşkın şaşkın bana baktı. Gözlerini benden ayırmadan yanıma doğru yürüdü. İşte bu sefer olmuştu. Gözlerimin içine bakıyodu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
O mükemmel gözlerine dalmıştım. Alaz'ın küçük düşürücü kahkahasıyla irkildim. O kahkaha hiç hoşuma gitmemişti.
Sessiz ve ciddi bir şekilde onun konuşmasını beklerken Alaz kolumdan tutup beni koridora çekti. Canım acımıştı. Ve herkesin onu dinlemesi için bağırdı. Herkes şaşkın bir şekilde bize bakarken Alaz bağırarak;
"Bakın bu kızı herkes tanıyodu öyle mi? Bu kız inek,gözlüklü, saçlarını taramayan, üstüne başına önem vermeyen sadece ve sadece dersleri ile ilgilinen bir ezikti. Şimdi ise benimle sevgili olabilmek için değişmiş. Benim ona bakıcağımı düşünmüş yani. Hahahaha ne kadar da yazık. Ben senin yanına seni kullanmak için oturmuştum. Ama görüyorum ki ciddiye almışsın. Hemde kendinden vazgeçecek kadar. Çooook yazıık" Selen ise onunla beraber gülnüştü.
Bende önde olan kafamı kaldırdım. Gözümden sicim sicim yaşlar akıyodu. Ve sadece onun gözlerine bakabildim. Hatta bakamadım bile hemen kaçırdım gözlerimi gözlerinden. Sonra koşarak tuvalete gittim.
Açelya geldi ve ona sımsıkı sarıldım. Ardından Açelya gözyaşlarımı sildi.
"Hadi sınıfa gidelim"
"Ama ben sınıfa nasıl gidicem Açelya. Gidicek yüzüm mü kaldı?"
"Merak etme sen onun ağzının payını verirsin. Ben her zamanki gibi sana güveniyorum."
"Tamam" deyip sınıfa gittik. Alaz hala benim sıramdaydı. Ben Demir'i Açelya'nın yanından kaldıp oraya oturdum. Demir'de Alaz'ın yanına geçti.
Derse geçtik. Hoca Alaz'la beni tahtaya çağırdı. Sözlü olucaktık ve nedense Alaz yoklama kâğıdında benden bir önce geldiği için beraber çıkmak zorundaydık.
İlk önce ben Alaz'a sonra da Alaz bana felsefeden bir konu anlatacaktı. Ben çıkmak istemedim. Ama hoca sıfır vericeğini söyledi. O yüzden kalktım.
Ben anlatırken Alaz elinde ki kalemle ilgileniyordu. Anlatmam bitti dedim. Alaz o sırada kafasını kaldırdı. Ve;
"Sıra bende mi?" "Evet oğlum sıra sende" "Peki hocam" dedi Alaz. Alaz bana anlatırken gözlerine bakıyodum. O ise gözlerini kaçırıyodu. Benim neden bilmiyorum ama gözlerim dolmuştu. Alaz anlatmayı kısa kesti. Bende ondan intikam almak için iyi bi fırsat olduğunu düşündüm. Ve;
"Hocam ben anlamadım. Ve bir daha da anlatmanı istemiyorum" dedim. Alaz şaşırdı ve sinirlendi. Hoca Alaz'a 40 verdi. İçim acımıştı ama hakediyodu. Zil çaldı çıkıyoduk. Alaz seslendi;
"Ceylin" ben duymamazlıktan geldim ve hemen çıktım. Alaz arkamdan koşarak kolumu tutup çekti göz göze geldik. Uzun bir süre bana baktı.
"Kolumu bırakır mısın canım acıyo" ve benim kolumu daha çok sıktı.
"Aaaa bıraaak" dememle irkildi. "Ay pardon canın mı yandı" Alaz bunu alaycı bir tavırla söyledi.
"Daha ne kadar yakabilirsin ki?" Deyip oradan koşarak uzaklaştım.
Böyle olacağını bilseydim hiç değişmezdim ki ben. Onun yüzünden doğallığımdan vazgeçtim ben be. Ama ben yine de intikamımı alıcam. Hemde çok iyi alıcam. Diye söylenerek yürürken kafamı kaldırdım ve direkle burun buruna geldik. Çok romantikti. Ayy ne diyorum ben ya öf. Alaz denen o pis insan yüzünden kafayı da sıyırcam yakında.
Akşam eve geldim. Masa hazırdı. Aslında yemiyicektim ama annem ve babam şüphelenmesin diye yemek zorundaydım. Ha bu arada annem Meryem ressamdır kendisi. Babam ise Tarık o da iç mimar. Her neyse ben tabağımda ki yemeği çatalla oraya buraya çevirirken annem;
"Kızım moralin neden bu kadar bozuk?"
"Yoo annecim moralim bozuk değil ki nerden çıkardın canım sende haha"
"Sanki birisi senin moralini bozmuş da söylemiyormuşsun gibi, yoksa birisi yeni halinle ilgili kötü bişey mi söyledi? Bana doğruyu söyle kızım.
Annemin ellerini iki elimin arasına alarak dizlerimin üstüne koydum ve;
"Merak etme annecim hiç kimse beni üzemez. Üzen olursa bile ben ona ne yapacağımı bilirim. Senin kızınım sonuçta" diyip güldüm. Annemin ve babamın yanağına bir öpücük kondurarak odama çıktım. Üstümü çıkartıp yatağa uzandım. Mp3'ümü alıp sıradan bir müzik seçtim.
Şarkı dinlerken aynı zaman da mırıldanıyordum. " stone cold stone coldd maybe if I dont cry I dont feel anymore lalalalalala" ben söylenirken telefonum çaldı. "Bilinmeyen numara mı?"ya şöyle arayıp arayıp saçma salak konuşanlardan nefret ediyorum. Yiyosa normalden ara. Neyse açiyim ıhım ıhım;
"Alo" "Alo" "Buyurun kimsiniz" "Ben...." "Evet siz...?" "Eee şey ben Açelya'yı aramıştım." "Yanlış numara malesef aramayın bir daha" deyip kapattım.
Kulaklığı tekrar taktım. Şarkıyı tam dinleyecekken "az önce, az önce telefonda ki ses Al-Alaz'ın sesimiydi? Evet onundu peki neden böyle bişey yaptı ki hadi onu geçtim numaramı nerden buldu bu? Yoksa özür dilemek için mi aradı. Ben yarın gösteririm sana Alaz Bey". * * * "Acaba Ceylin ben olduğumu anlamışmıdır? Keşke aramasaydım. Ah Alaz ah niye aradın ki? Daha doğrusu ben neden... of neyse anlamamıştır çok konuşmadım zaten.