Aişe radıyallahu anhadan rivayete göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
- Allah Teâlâ’ya amellerin en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır.
İZAHI:Hadis-i şerif ibadet ve hayırlı amellere devam etmeyi teşvik etmektedir. Devamlı yapılan az bir ibadet, çok yapılan fakat sık sık terkedilen ibadet ve amelden Allah indinde daha hayırlıdır. Çünkü az da olsa devamlı yapılan ibadet ve amellerde kararlılık, azim ve o amelin faziletine dair kâlbte itminan hasıl olmuştur. Kalbin tatmin olduğu, istenerek şevkle muhabbetle yapılan ibadetler ise Allah indinde daha makbuldür.
Allah Teâlâ «Taate devam eden erkekleri ve taate devam eden kadınları» (Ahzab: 35)
mağfiret ve büyük mükafatla müjdelemiştir. Çok, fakat devamlı yapılmayan, sık sık terkedilen ibadet ve ameller kâlbte itminan meydana getirmez, niyetteki ihlası zedeler, ibadet ve taatlerde gevşeklik ve tembellik iras eder. İstikrarı bozar. Netice olarak bu hâl müslümanın bütün işlerine sirayet edebilir ve böylece güvenilirliğini kaybedebilir. Müslüman istikrarlı insandır. Bir şeye karar verdi mi, onu asla tereddüte düşmeden ve gevşemeden yerine getirir.
«.. Artık kararını verdiğin zaman da Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah mütevekkil olanları sever.» (Al-i İmran: 159)
Selef-i sâlihin başladıkları ibadet ve hayırlı amelleri asla terketmezlerdi. Nitekim Kasım bin Muhammed: «Hz. Aişe radıyallahu anha bir ameli işlediği vakit ona devam ederdi» demiştir. Alkame radıyallahu anh Ümmü’l mü'minin Hz. Aişe radıyallahu anhaya, «Ey mü'minlerin annesi! Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin ibadet işi nasıldı? Günlerden birine tahsis ettiği bir şey olur muydu? diye soruyor. Hz. Aişe radıyallahu anha: «Hayır onun ameli devamlıydı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lemin kadir olduğu şeye sizin hanginiz takat getirebilir ki.» diye cevap vermiştir:
Müslümanlar güç yetirebilecekleri işleri yapmalı ve bu amellerine de sekte vermeden devam etmelidir. Hz.Aişe radıyallahu anhanın rivayetine göre: «Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lemin bir hasırı vardı. O'nu geceleyin kendine hücre yapar da içinde namaz kılardı. Gündüzün ise yere yayardı. Derken cemaat de onun namazına uymaya başladılar ve bir gece toplandılar. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sel-lem:- Ey cemaat! Siz gücünüzün yeteceği işlere bakın» (Müslim) buyurdular.
«Allah her şahsa ancak gücü yettiği kadar sorumluluk yükler.» (Bakara: 286)
Abdullah bin Amr radıyallahu anh, çok zahid, çok abid bir zattı. Gecesi gündüzü ibadet ve taatle geçer, Allah'a kulluk yolunda bütün gücünü sarfederdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem O'na ibadetlerde iktisadı yani orta yollu hareket etmesini tavsiye etmiş ve ona bu hususta ruhsat vermişti. Fakat Abdullah bin Amr, bu ruhsatı kullanmadığı için, ihtiyarlayıp güçten düştüğü ahir ömründe pişmanlık duymuştur.
Demek oluyor ki müslümanlar güçlerinin yettiği amelleri yapacaklar ve fakat asla tekasül göstermeden, gevşetmeden devamlı olarak yapacaklardır. Allah yolunda bütün güç ve kuvvetlerini ve her türlü imkanlarını seferber edeceklerdir. Çünkü az ve devamlı yapılan ibadet ve amel, bu devamlılık sayesinde, devamlı yapılmayan, sık sık terkedilen çok ameli kat kat geçer. Bugünün müslümanları olarak takat getiremiyeceğimiz amellerin ve işlerin hayali ve lafı ile meşgul olacağımıza, gücümüzün yettiklerini devamlı yapmış olsaydık, özlediğimiz nizama çoktan kavuşabilirdik."Erkek olsun, kadın olsun her kim mü'min olarak iyi işler yaparsa işte onlar cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar" (Nisa:124)
«Servet ve oğullar dünya hayatının süsüdür. Ölümsüz olan iyi işler ise, Rabb’ının nezdinde hem hesapça daha hayırlı hem de ümit etmeye daha layıktır.» (Kehf: 46)
Bir kıssa bin hisse..
günlerden bir gün selçuklu sultanlarından biri kabul etmesini arzu ederek hz.mevlanaya bir kaç kese altın göndermişti.hz.mevlananın talebelerinden biri altınları alıp hz.mevlanaya verince,mevlana talebesine döndü ve, beni gerçekten seviyorsanız bu altınları dışarıdaki çamura atınız!buyurdu. talebesi mevlananın bu isteğini hiç bir sual dahi sormadan yerine getirdi.bu olaya şahit olan bazı kimseler,çamurun içine atılan altınları toplamak için hiç vakit kaybetmeden çamurun içine dalmişlardı.fakat kısa süre sonra üstleri başları ,yüzleri çamurdan görünmez hale geldi mevlana talebelerine onların bu vaziyetlerini gösterek;''bu altınlar şu gördüğünüz dünya ehlinin,üstünü başını batırdığı gibi,ahiret ehli olanların da kalbini kirletir.çeşitli günahlara sevkedip ibadetten alıkor.bunun için dikkat edilmesi gereken nokta ;hırs yapmadan kanaat üzere bulunmaktır. dünyada ahiret saadeti için çalışılmalı kazanılmalıdır.çünkü islam insanlara faydalı olmayı emreder.
dünyadaki saadetlerden biride helal kazanmak .bu kazancını hayır yaparak ahirete göndermektir...asıl sermaye ise amel,ihlas ve güzel ahlak sahibi olmaktır buyurdu ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
40 Hadis
NonfiksiBismillahirrahmanirrahim ey gönlü güzel kardeşlerim sizlerden eksiğimi söylemenizi ve eklemek yada merak ettiğiniz konularda bu aciz kardeşinizden istediğiniz hadis olursa söylemenizi rica ediyorum ALLAH Kuran-ı okuyan anladığını hayatına uygulayab...