⋆·˚ ༘ *Minho, hayatı boyunca uğraştığı zorlukların meyvesini aldığı için kendiyle hep gurur duyuyordu. Şimdi, Michelin yıldızlı restoranlarının sahibi ve şefi olarak, yeteneklerini sadece yemeklerde değil, hayatın her alanında sergiliyordu. Ancak o gün, sıradan bir iş günü olmaktan çok uzaktı.
Chan'ın şirketi için önemli bir yemek düzenleniyordu ve Minho, bu önemli yemeğin hazırlığını üstlenen şef olarak bizzat Bang Chan tarafından seçilmişti. Bang Chan tarafından kendisine gönderilen övgü dolu rica mektubunu aldığında aslında gerilmişti. Yer altının karanlık dünyası için yemek hazırlamayı reddettiğinde başına neler gelirdi kim bilir?
Şirketin CEO'su Chan, eşi Felix ve üst düzey yöneticiler için düzenlenen bu yemek, onların karanlık iş dünyasının en önemli etkinliklerinden biriydi. Minho, özenle hazırladığı yemeklerle başta Chan olmak üzere o masada oturacak olan herkesi etkilemek için büyük bir titizlikle çalışıyordu.
Oldukça gergindi ve çalışanlarına sürekli emirler yağdırıyordu. Yardımcısı Jisung ufak eksiklikleri söylemek için yanına yaklaştığında onun gazabından nasibini almıştı.
Yemek servisinin başlamasına çok az kalmıştı. Tüm eksikleri gidermek için çok az vakitleri vardı.
Minho hazırlanan tüm yemeklere şöyle bir göz gezdirdi. İstediği gibi kusursuz görünmeleri için biraz daha uğraş gerekiyordu. Bu eksikleri giderebilmek için son dokunuşları yaptılar.
Yemek servisi başladığında, Minho dikkatini masadaki insanlara verdi. Şirketin geniş ve şatafatlı yemek salonunda, kristal avizelerin altında toplanmış davetliler, şık giysileriyle masada oturuyorlardı. Chan, karizmatik ve etkileyici bir adamdı, eşi ise aynı derecede dikkat çekici ve soğuktu. Chan'ın gülümsemesiyle Minho'nun gözleri buluştuğunda, yutkundu. Chan çok etkileyici bir adamdı.
Minho'nun sunduğu başlangıç yemekleri masaya ulaştığında, davetliler şaşkınlık ve hayranlıkla tabaklarına baktılar. Chan, konuklarına dönerek gülümsedi ve bir kadeh şampanya kaldırarak söze başladı.
"Hanımefendiler, beyefendiler," dedi, sesi odada yankılanırken. "Bu akşam, sizlere yalnızca iş dünyasının başarılarını değil, aynı zamanda gastronominin zirvesini de sunmak istedik. Bu yüzden, Michelin yıldızlı şef Minho'yu özel olarak davet ettik. Yetenekleriyle hem gözlere hem de damaklara hitap eden muhteşem yemekler hazırladı."
Davetliler alkışlarla Minho'yu onurlandırdı. Minho, nezaketle gülümsedi ve başıyla hafifçe selam verdi. Ancak, Chan'ın sözleri bitmemişti.
"Minho, yalnızca bir aşçı değil," diye devam etti Chan. "O, sanatı ve zanaati bir araya getirerek yarattığı her tabakta bir hikaye anlatan bir deha. Bu gece bizimle olmasından büyük onur duyuyorum."
Minho'nun kalbi gururla doldu, yüzündeki gergin ifade yavaş yavaş silindi. Chan'ın övgüleri, ona karşı hissettiği garip bir çekimle karışıyordu. Yanında dikilmekte olan Jisung da şefine bakarak gülümsedi.
Ana yemekler sunulmaya başladığında, Minho'nun hazırladığı her tabak, sanatsal bir şaheser gibi masaya yerleştirildi. Davetliler, yemeklerin tadına baktıkça hayranlıklarını dile getiriyor, sohbetler arasında Minho'nun yeteneklerinden bahsediyorlardı. Chan, her bir davetliyle özel olarak ilgileniyor, Minho'nun başarılarını bir kez daha vurguluyordu.
Yemek sonunda, tatlılar ve kahveler sunulduğunda, Chan Minho'ya doğru yürüdü. Gözlerindeki sıcaklık ve samimiyet, Minho'nun içini ısıttı.
"Minho, gerçekten inanılmaz bir iş çıkardın," dedi Chan, elini Minho'nun omzuna koyarak. "Konuklarımızın hepsi hayran kaldı. Seninle çalışmak büyük bir zevk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the torture and the care ☆ minchan
FanfictionBeş yıldızlı Michelin restoranların sahibi Minho ve kendi şirketini yönetirken gizli dünyasında güç ve tutku arasında sıkışmış Chan. [düzyazı]