୨⎯ ttatc | altı ⎯୧

1.8K 273 83
                                    



⋆·˚ ༘ *

Chan ve Minho, Gangnam'daki restoran açılışına gitmeden önce hazırlıklarını yaparken Minho'nun onlar ve diğer misafirler için ayarladığı otelde buluştular. Chan, her zamanki gibi zarif bir takım elbise içinde otelin lüks lobisinde durmuş Minho'yu bekliyordu. Sonunda Minho kendine özgü şıklığıyla göründüğünde Chan onu hafif bir gülümseme ve baş selamıyla karşıladı.

"Günaydın Chan." dedi Minho, içten bir gülümsemeyle. Chan cevap vermeden önce birkaç saniye onun yüzündeki bu gülümsemeyi izledi. Gülümsemek bir insanda ancak bu kadar zarif durabilir, diye geçirdi içinden.

"Günaydın Minho," dedi Chan. "Beni davet ettiğin için teşekkür ederim. Restoran açılışı konusunda oldukça heyecanlıyım." Her zamanki gönülleri fetheden kibarlığıyla konuşuyordu. Karşısındaki adam zaten ondan yeterince etkilenmeye başlamıştı. Bu kendine güvenen etkileyici tavırları durumunu iyice zorlaştırıyordu.

"Benim için de büyük bir gün. Hem açılış için hem de iş ortaklığımızı konuşmak için." Minho, Chan'ın yanına otururken ekledi. "Şirket ortaklığı hakkında bir şeyler konuşmak istediğini söylemiştin."

Chan, bu konuyu açmak için beklediği fırsatı yakalamış olmanın verdiği özgüvenle, "Evet, bu konuda oldukça ikna edici bir planım var. Bahng Group'un ve Songie.soo'nun birlikte daha güçlü olacağını düşünüyorum. Birlikte çok daha büyük projelere imza atabiliriz." diye söze girdi.

Minho, Chan'ın sözlerine dikkatle kulak verdi. "Ne gibi projelerden bahsediyorsun?"

Chan, masanın üzerine eğilerek daha yakın bir şekilde konuştu. Hatta gereğinden fazla bir yakınlıktı bu. Konuşurken sıcak nefesi karşısındaki adamın yüzünü okşuyordu. "Yatırım ve genişleme fırsatları. Bahng Group'un mali gücüyle, Songie.soo'nun yaratıcı vizyonunu birleştirdiğimizde, uluslararası alanda bile ses getirecek projeler yapabiliriz."

Minho, Chan'ın ikna edici konuşmasından etkilenmişti. "Bu gerçekten büyük bir fırsat gibi görünüyor."

"Öyle. Ortaya yeni işler çıkararak hisselerimizi arttırabiliriz."

"Çok daha yüksek oranlarla bu işten kârlı çıkacağız. Seongi'nin hisseleri ve satış yüzdeleri oldukça iyi ilerliyor. Senin şirketin olanakları ve müşterilerinin sağduyularından da faydalanırsak bu iş hem sana hem bana yarar sağlar."

Chan memnuniyetle gülümsedi. "Kabul ediyor musun yani?"

"Kabul ediyorum, birlikte çalışmak çok şey kazandırabilir."

Chan, Minho'nun olumlu tepkisini gördüğünde gülümsedi. "Harika. O halde, iş ortaklığımızı resmileştireceğiz."

Minho, Chan'a elini uzatarak, "Anlaştık," dedi.

O sırada Jisung, otelin lobisinde onlara katılmıştı. Yüzlerindeki memnun ifadeyi gördüğünde ne olduğunu merak etti. "Hey, beyler! Neler oluyor burada?" diye sordu gülümseyerek.

"Jisung, tam zamanında geldin. Biz de iş ortaklığımızı kutluyorduk," dedi Minho, neşeyle.

"Vay canına, bu harika haber!" dedi Jisung. "O zaman bu gece gerçekten büyük bir kutlama olacak!" Hiç sevinmediği ve içten içe içinde bir bit yeniği olduğunu düşündüğü bu işi yalandan kutladı. Kimse onun onaylamadığını fark etmemişti. Minho'ya çok kızmıştı. Şirketin sahibi ve CEO'su olsa da yine de böyle bir karar verirken ona da danışması gerekirdi.

Daha sonra konusu açıldığında bunları dile getirmeyi planlayarak bugünün heyecanına odaklandı.

Hepsi birlikte otelden ayrılıp restoranın açılışına doğru yola çıktılar. Gangnam'ın kalbindeki lüks restoran, şimdiden birçok misafiri ağırlamaya başlamıştı. Minho, Chan ve Jisung, açılışta yan yana dururken açılışı haber yapmak için gelmiş  tüm meraklı kameralara yakalandılar. Kameralar, Minho ve Chan'ın birlikte görünmesini elbette kaçırmamıştı.

the torture and the care ☆ minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin