Çocukluğumdan bu yana

19 4 1
                                    

Ben hiçbir zaman kötü kız olmadım, uslu çocuk oldum. Sadece sinirlendiğimde kendimi kayb ediyodum. Ama yine de hiç kaba kuvvet sarf etmedim.
Ben güçlü, yıkılmaz, her kesin korkarak uzak durduğu o 'bad girl' değilim.
Sinirlenince öfkemi kelimelerle kusuyordum. Evet ben sözlerin yumruklardan nasıl etkileyici olduğunu bilmeden sadece küçük, savunmasız bedenimi korumak ve beni üzenleri üzmek için tüm sinirimi kelimelerle dışarı vuruyordum. Ama şunu söylemeliyim ki, sarf etdiyim her kelimenin tokatdan daha etkileyici olduğunu gördüğümde zafer mutluluğumu saklamıyordum. Evet onları (o koca adamları) sadece kelimelerimle ağlata biliyordum. Ve bunu yaptıkdan sonra gülüyordum. Bu benim için zaferdi ve ben zaferini saklamıyordum, saklamayı hiç istemiyordum bile. Gaddar olduğumu düşüne bilirsin ama öyle biri değilim. Ben sadece beni üzenleri üzmenin bir yolunu bulmuşdum ve mutluydum. Çünkü savunmak için artık 'silahım' vardı. Güçlü olmayı çok isterdim ama insanlara gözle görülür bir şekilde zarar vermek bana göre değil. İnsanları ezmek, onları aşağılamak benim hiç sevmediğim şeyler. Ben sadece kendimi savunmak için güçlü olmak isterdim. Ama anlaşılan ben kendimi kol gücüyle değil, dil gücüyle savunanlardan olmalıymışım. Öyle de oldu zaten...
Aradan 15 yıl geçdi ve ben hâlâ kendimi kelimelerle savunuyorum. Her zaferinde mutlu olmanın yanı sıra çok da kötü hiss ediyorum. Çünkü zaman geçtikçe kendimi savunmak için harcadığım kelimelerin nasıl can yakdığını gördüm. Ya da şöyle söyleyeyim benim hisslerim çok kuvvetli olduğu için onları nasıl yaraladığımı hiss ediyordum ve bu artık benim gülümsememi yok etdi.. Zaman geçtikçe artık (savaşlardan) hep atakta beklemekten yoruldum, hep üzmekten, hep yaralamaktan çok yoruldum. Şimdi dövüşemeyecek olduğum an, şunu söyleye bilirim ki, çok rahatım. Neden mi? Çünkü 'düşmanlarım' benimle baş edemeyeceklerini kabullendiler ve artık yenilmek istemedikleri için savaşmakta istemiyorlar. Evet evet doğru duydun artık benimle savaşmaktan çekiniyorlar. Eee ne de olsa bu 15 yılda çok şey ögrendim, çok savaştan çıktım ve hepsinde ben kazanan taraf oldum onlar kaybeden. Ama onlar sadece 'savaşı' kaybetmediler, onlar; azda gururlarını, özgüvenlerini, saygınlıklarını, itibarlarını yitirdiler. Ve bununla bitmedi, en önemli ve en etkileyici darbem ne biliyormusun? Ben kaba kuvvet israf etmesemde onları çok yaraladım, yaralarını her kes görmedi ama ben hiss etdim...
Ben o masum, küçük kız çocuğu sadece gözlerinden yağmur damlaları aktığında ağlatan o güçsüz kız çocuğu o koca adamları ruhlarından vurdum. Can yerlerinden yaraladım hemde o an onlara hiç acımadım. Sonra mahvolmuş, darmadağın harabelere baktım ve acıdım. Öfkelendim (kendime) ve acıdım (onlara). Evet ben o 'bad girl' değildim ama masum ve savunmasız çocuk da değildim artık. Ben yeni tür bi kızdım diyelim: ne kötü, ne iyi. Ben 'ben'dim... Biliyomusun değişmeyi çok istedim, 2 taraftan birinde olmayı nasıl çok istedim bilemezsin. O kızları hep hayranlıkla izledim. Hepsi nerde duracağını çok iyi biliyordu ve oraya aitdiler. Ama ben hiç onlar gibi olmadım ve anlaşılan olamiycam da. Çünkü kötü ve ya iyi olarsam, yani ikisinden biri olarsam ben 'ben' olamazdım. Evet benim tüm savaşlarımın ilk ve tek nedeni bu: - ben kendim olduğum için dışlandım, her kesin gözüne batdı benim böyle olmam. Yani onlara benzememem, farklı olmam, onlara muhtaç olmamam, sevgilerine ihtiyaç duymamam, onların beni etkileri altına almak istemeleri ve benim karşı çıkmam hep bi savaş haline geldi. Zamanla da ben kendi doğrularım için de savaşmaya mahkum oldum. Ama doğru bildiğim her şey için verdiğim her savaştan anlımın akıyla çıktım. Hiç başımı eğmedim hep zaferin tadını çıkaran taraf  oldum. Bu benim düşmanlarımın sayını attırdı ama hiç korkmadım. Neden mi?
Kim doğru olduğu için korkar ki?
- Hiç kimse

Hayat HikayedirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin