Parmaklarını yemek üzere olan bir balkondayım.Biri beni karsı duvara yansıtıyor.Bunu farketmem kulagımdakı çığlığın bitimiyle başlıyor.Bir kadın zonkluyor beynimde onu istemediğimde duymuyorum.Tanrının üzülmemdemden hoşlandıgını düşünüyorum.icimden tanrıların adını saymaya başlıyorum,uykum gelmiyor aksine bir hutbe şeklini alıyor parmaklarım ve onların yıllardır yalvarılmak ihtiyacını karsılamadığımı farkediyorum..
Herkesin kendi elleriyle inşa ettiği bir acı desibeli var buna uzun zamandır inanır oldum..Tabii bir ağacın konuştuğuna da öyle..Gölgem hala karşı duvarda bir kuş tarafından yenmeyi bekliyor..Saçlarımdan dökülen rüzgarlar içimi serinletmek bir yana gözlerimi donduruyor.Tek görebildiğim karşı çatının üzerindeki piramit,bir firavun hala orda yasıyor ve ne vakit kahkaha atmaya kalksam alacalı gözlerine şahit oluyorum.Güneş,ışığıyla üzerime bi şeyler giydirmeye kalkıyor çenemle itiyorum onu..şimdi hiç olmadığım kadar kendimle kalmalıyım.En çok en çirkin yerlerimi sevmeliyim bugün belki tekrar doğumumu gerçekleştiririm.Serbestce dolaşırım insansız hava sahasında.Bugün terkedilmişliğin tadını alıyorum ilk kez,kaç senelik yalnızlığın tadına bugün varıyorum..Bugün ilk kez kendim için ağladım ve ilk kez kendim için yazıyorum.Duvardaki yansımam git gide bir resime dönüşüyor.Ellerimle gözlerimi çiziyorum gözlerimle dudaklarımı.Her şeyin uçabileceğini biliyorum düşen her şeyin uçtuğunun farkındayım..Nereye dair olduğu hakkında bir fikrim yok bir melekten çoķ kanatlarına inanıyorum..