"Ah! Tanrı aşkına Amanda! Birazcık olsun susmayı deneyemez misin?" Bıkkınlıkla nefesimi dışarıya verdim.
"Ne var Riley! Şurada iki edebiyat yapmaya çalışıyorum. Arkadaşına yardımcı olsan ne olur!" Diye kükrediğinde kantindeki herkesin bize baktığını anlamıştım.
"Umurumda mı sanıyorsun? Bu salaklar bakıyor diye edebiyat sınavıma çalışmayacak mıyım? Ya da hepsini geçelim, Konuşmayacak mıyım yahu?" Ellerini açarak söylendi. Bu haline gülümsedim.
"Her neyse. Neye çalışıyorsan çalış da olay yaratma." Amanda'nın sinirli bakışlarıyla beni tecavüz etmesine aldırmayıp kantine gelen kalabalığa baktım.
Jack ve grubu.
Ya da platonik aşkım ve grubumu demeliyim?
Evet öyle. Az önce yukarı da okuduğunuz gibi ben Okulun popüler çocuğu Jack Aiden'a platonik bir şekilde aşığım. Fakat Amanda hariç okulda ki kimse bunu bilmiyor. Birde Annem hariç.
"Hey, bak senin ki geliyor." Amanda'nın koluna vurdum.
"Şu sesini keser misin? Gerçekten kızmaya başlıyorum." dedikten sonra çaktırmadan onları izlemeye koyuldum.
Jack elinde ki basketbol topunu (Jack, okulun basketbol takımında.) , okulun ineklerinin oturduğu masaya fırlattı. Bu çocukları ben çok severdim. Hiç kimselere zararları olmazdı.
Jack'i her ne kadar 5 buçuk seneden beri sevsem de bu davranışları ondan biran için soğumama neden oluyordu ama sonra tekrar o platonik aşık Riley Erica Cyrus'a dönüyordum.
Masa da ki çocuklar hızlı bir şekilde kalkıp gittiklerinde kantinde ki herkes onlara gülüyordu. Kafamı iki yana sallayıp "Gerizekalılar." dedim. Bide bunları onların yüzüne haykırabilirsem fena olacak.
"Ben gidiyorum Amanda." Amanda kafasını salladıktan sonra ayağa kalktı.
"Bende geliyorum aşkım."
***
1
2
3
ve zil çaldı.
Şu 40 dakika sanki 40 dakika değilde 2 saat gibi gelmişti. Tarih dersini hayatım boyunca hiç sevmemiştim. Benim asıl dersim Matematikti. Sayısal derslerim her zaman iyi olmuştur. Evet ben mükemmelim. Bir de değerimi şu Jack bilse.
"Hey bebeğim, ne düşünüyorsun?" Amanda'nın oldukça eğlenceli gelen sesine karşı gülümsedim. Bu kız her şeye rağmen kolayca mutlu olabiliyordu.
"Hadi gidelim." deyip, çantamı koluma taktım. Bugünlük okul bitmişti. Buna şükürler olsun tanrım!
Koridorun tam ortasındaydık ve etrafta gerizekalılar geziyordu. Amanda'nın koluma hızlıca vurmasıyla ona baktım. İleriyi işaret ediyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jack, Brenda'yı burnundan öpmüştü. Bir dakika ne! Jack, Brenda mı?!
Bu nasıl olabilirdi ki? Brenda, Jack'in en büyük düşmanı Justin'nin sevgilisiydi. Bunlar nasıl çıkabilirdi ki?
Hepsini geçtim, içim acıyordu. O kadar gerçekçi bir şekilde onu burnundan öpmüştü ki ; benim gibi uzaktan görenler gerçekten Jack'in Brenda'yı sevdiğine inanırdı. Ama hala aklım almıyordu.
Üzülmek de bir yana baya da korkuyordum. Justin Bieber okulun en iğrenç zorbasıdır. Jack'den bile daha beter diyebilirim. İkisi zaten düşman. Her şey daha da kötü olacak.
Gözlerimden akan yaşı tek hareketle sildim. Benim bir geleceğim vardı ve bu geleceği Jack'i bekleyerek geçiremezdim. Evet onu hala çok seviyorum. O ne isterse yaparım ama artık kendimi düşünmem gerekiyor. Her ne kadar zor da olsa. Hiç kimseyi umursamadan koşarak okuldan çıktım. Amanda peşimden bağırarak geliyordu.
***
"Bak bunun senin için zor bir şey olduğunu biliyorum ama sen de çok iyi biliyorsun ki bu Jack. Her şeyi yapar." Amanda her ne kadar beni teselli etmeye çalışsa da başaramıyordu. İçim acıyordu. Hissetmek istemediğim şeyleri hissetmek zorunda kalıyordum. Bu çok acıydı.
"Her neyse, unutalım gitsin tamam mı? Yarın geometri sınavımız var. Çalışmamız gerekiyor." diyerek banktan kalktım.
"Haklısın. O zaman hadi eve gidelim." dediğinde suratına baktım.
"Daha ne bakıyorsun? size geliyorum işte." diyerek kolumdan çekiştirdi. Buna gülümseyerek koluna girdim.
Amanda bir insanın sahip olabileceği en güzel dosttu.
Selamun Aleyküm gençlik. Bu hikayeye sevgimi de katıyorum. Daha yeni başladım. Size çok sıkıcı gelebilir ama gelecek bölümler de harika bir kurgu olacağına yemin ediyorum. Çok seveceksiniz.
