.five.

88 7 0
                                    

İyi okumalar !! ❤️❤️ (Medyadaki Liss)

"Beth! "
"Beth uyan! "
"Uyansanaa!"

Tanrım!!

"Beth!"
"Mmm."
Kafamı yastığın altına soktum. Lanet olsun şurada uyumaya çalışıyorum.
"Ne oluyor be?" Diyerek kafamı kaldırınca alnımı Liss'in alnına çarptım. Bu sahne bir yerden tanıdık geliyor. Acaba nereden? Oh! Tamam. Hatırladım.
"Beth! Sonunda uyandın!" İkimiz de alnımızı ovuştururken birbirimize baktık ve gülmeye başladık. Gülüşmemiz kahkahaya dönerken gözlerimden neredeyse yaşlar geliyordu. O kadar komiktik ki. Elimle gözümün altını sildim. Gülmemiz yavaşça solarken derin bir nefes aldım. "Birşey mi oldu?" Bacaklarımı uzatıp panduflarımı giyerken sordum.
"Seni gezdireceğim. Çabuk giyinmen gerek!" Kafamı kaldırıp şaşkın bir ifade ile suratına baktım. "Hemen mi?"
"Evet hemen!" Tam ağzımı açacakken devam etti. "Tek bir laf bile etme!"
"Hemen kalkıyorsun, üzerini giyiyorsun!"
"Tamam Liss." Ayağa kalktığım an kalçamda sızı hissedince dudaklarım aralandı. Arkamı döndüğümde Liss'i sağ kaşını aşağı yukarı hareket ettirirken gördüm. Daha demin o bana şaplak mı atmıştı? Tekrardan gülmeye başlayınca kapıdan gelen gıcırtıyı duydum. Anında işaret parmağımı dudağıma götürdüm. Liss'de garibim ne olduğunu anlamamış bana bakıyordu. 
"Sakin olasana duyamıyorum!"
"Bana bak aptal seni şuracıkta boğarım!"
"Sensin aptal!"
"Sussana gerizekalı duyacaklar!"
Gözlerimi kıstım ve ayağa kalktım. Liss de farketmiş olacak ki ardımdan ilerlemeye başladı. Kapıya doğru adımladım. Sesler daha da yükselmişti.
"Aha ses kesildi! Aferin Niall!"
"Bir defa daha beni suçlarsan şu yumruğu yüzüne indiririm!"
Kıkırdadım. Aklı fikirleri bizimle uğraşmaktı. Kafamı çevirip Liss ile bakıştım. Dudaklarını oynattı. "Hadi yapalım." Elimle kapının kulbunu ses çıkarmamaya özen göstererek tuttum. Elimle Liss'in pijamasından çekerek tam karşıma çektim. Eline de yastıklardan birini almasını işaret ettim. İki tane yastık alıp nir tanesini bana verince geri saymaya başladım."1" Kulbu sıktım. "2" Yastıkları geriye çektik.
"3!"
Kapıyı açtığım gibi yere yığılan iki koca vücuda yastıklarla hunlarca vurmaya başladık. Çocuklar neye uğradığını şaşırırken biz yastık darbeleri indirmeye devam ediyorduk.
"Dostum fena oyuna geldik!"
"Al benden de o kadar."
Onlar da gülmeye başlayınca kollarımın yorulduğunu hissederek durdum. Kendimi Harry'nin kucağına bıraktım. Upuzun kolları beni kucaklayınca kendimi daha çok yorgun hissettim. Buradan hiç çıkasım yoktu çünkü.
"Dışarı mı çıkacaksınız?"
"Evet aşkım."
"Bana bak Liss, bir şey olunca direk bir telefon, hemen geliyoruz."
Liss bıkkın gözlerini Niall'a dikince ağızımdan çıkan kıkırtıyı durduramadım. Gözler anında bana dönünce elimi 'siz devam edin' anlamında sallayıp Harry'ye döndüm.
Burnumu boynuna gömdüğüm sırada o en sevdiğim koku bütün beynime yayıldı. Hücrelerim 'daha fazla!' diye bağırıyorlardı adeta. Harry'nin kulağıma eğildiğini hissettim ve ardından boğuk sesini duydum.
"Dışarı mı çıkacaksınız?"
"Hmm."
"Çok fazla açılmayın." Harry açılmayın ne Tanrı aşkına?
"Hmm."
Göğsü hareketlenince beni kendine daha çok bastırdı. Kalbindeki ritimli müzikleri duyabiliyordum. Ellerini yanaklarıma koyup kafamı nazikçe geri çekti. Baş parmaklarıyla dudaklarımı okşarken gözlerimi kapatmış hayal gücümün beni sürüklediği yere gidiyordum.
"Ee..Yalnız bırakalım o zaman?"

Kendimdeyim!

"Hayır Niall! İş pişirmelerine izin veremem! Gezmemiz gerek!"
"Ama hayatı-"
"Aması maması yok! Ve sen Beth hemen giyinip aşağı iniyorsun!"
Kapıdan çıkarken öpücük atmayı da unutmamıştı. Kendi kendime mırıldanırken Harry'nin keyifli kahkahası odayı inletti.
"Ben bu kızla ne yapacağım?"

Catch //h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin