13♤

1.3K 199 16
                                    

Uzun zaman bölüm  atamadım farkındayım  ama okul başladı bu yüzden çok vaktim olmadı. Umarım hikayeme destek vermeye devam edersiniz.

Keyifli okumalar ^^

Bugün seninle mecbur olduğumuz için ayrılmak zorundaydık. Benim için o kadar zordu ki bunu sana anlatacak kelime bile bulamıyordum.

Senin için hazırladığım çizimlerinden  oluşan dosyamı da alıp evden çıktım. Bugün annemler dönücekti. Onlar gelmeden sana veda etmem isabetli olmuştu.

Havaalanına gitmek üzere evden çıktım. Benimle orda vedalaşacağını  söylemiştin. Heyecanlı değildim aksine sana veda etmek istemiyordu ayaklarım. Yol boyunca sana ne söylemem gerektiği hakkında prova yapıp durdum.

Taksi durduğunda geldiğimizi anlamıştım. Parayı ödeyip arabadan indim. Bakışlarımı bir süre havaalanının isminin yazdığı tabelaya diktim. Öylece dalmış yeniden tekrar tekrar ne diyeceğimi düşündüğümü farkettiğimde, çalan telefonumu da o sırada farketmiştim. 

Telefonumu cebimden çıkardığımda  bir numara beni arıyordu.

"Alo" Diyerek cevap verdiğimde

"Jae Hwa. Ben Hoseokun arkadaşı. Hoseok tahmin ettiğinden erken gitmek zorunda kaldı. Sana haber vermemi söyledi. Veda edemediği için o da üzgün "

"Pe...peki ne zaman dönücek?"

"Bir ay  kadar" Şaka falan olmalıydı bu !

"Anladım.. teşekkür ederim iyi günler "

"Rica ederim iyi günler "

Telefonu kapattığımda. Tutmakta olduğum gözyaşlarımı serbest bıraktım. Ona veda bile edememiştim. Elimdeki dosyaya biraz daha sarılırken aynı zamanda yere çömeldim.  Ve kimseyi umursamadan sesli bir şekilde ağlamaya başladım.

Gözlerine bakarak onu sevdiğimi söylemek ve ona sıkıca sarılmak çok ama çok isterdim. Ama başaramamıştım işte..

"Burda sümüklü ve ağlak bir kız olduğunu duydum " diyen sesle. Ağlamamı durdurup başımı kaldırdım.

"Ho...Hoseok" derken şok içinde ona bakıyordum. Hoseok gülümseyip tam önüme çömeldikten  sonra elini saçıma götürüp kulağımın arkasına sıkıştırdı,ardından gülümseyip

"Gidemedim" dedi. Ben hala karşımda onu gördüğüm için şok içinde öylece kalırken. Bir yandan neden arkadaşına böyle bir şey dediğini düşünüyordum. Hoseokun bakışları bir anda ciddileştiğinde. Gözleri dudaklarıma kaydı. Ardından yeniden gözlerime bakıp

"Seni bırakıp gidemem Jae Hwa. Çünkü seni seviyorum " dediğinde. Kalbimin atıp atmadığından bile o an şüphe duymuştum. Nabzım  kaç atıyordu haberim bile yoktu.

Hoseok bana yaklaşmaya başladığında. Bekledim.. bunu istiyordum. O büyülü anı yaşamak, hissetmek istiyordum.

Belki delilikti ama hayatımda ilk kez içimden geldiği gibi yaşamak istiyordum.

Dudakları dudaklarımla  buluştuğunda.

Öldüm de cennetteydim  sanki...

Can you give me THE SKY?✔️ (JUNG HOSEOK )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin