Makoa heyecandan yerinde duramıyordu. Yüzüne savaş boyaları sürünürken tek düşünebildiği sonunda babası ve köyün diğer bütün erkekleri gibi ava çıkacak olmasıydı. Her 6 günde 1 kez, kabilesinin yay tutabilecek kadar büyük erkekleri savaş boyaları sürünüp ormana giderler sonra akşama ellerinde avlarıyla döndüklerinde tam ortaya kocaman bir ateş yakılır ve bir yandan yemekler yenilirken bir yandan şarkılar söylenirdi. Makoa biryandan bunları düşünüp bir yandanda yürüyordu. Sonra babası bir anda eliye ağzını kapatp sessiz olmasını işaret etti. Makoa önce neler olduğunu anlamasada sonra ilerideki gri kayanın önünde bütün ihtişamıyla duran geyiği gördü. Geyiğin arkası dönüktü ama yinede dikkatli olmalıydılar çünkü en ufak bir ses bile geyiği kaçırabilirdi. Babası diğer erkeklere daha önceden oğlunu getireceğini söylemişti, bu yüzden diğer erkekler adetleri gereği yerlerinde durmuş, avı çocuğa bırakmışlardı. Eğer bunu başarırsa çocuk sınavı geçecek ve erkekliğini kanıtlamış olacaktı. Babası oğluna gülümsedi ve ona yayıla oklarını verdi. Makoa yayını gerdi ve sonrasında bıraktı. Ok büyük bir hızla fırladı ve esas hedefini birazcık ıskalayarak geyiğin ön bacağını yaralayıp yere saplandı. Geyik acıyla inledi ve sonrasında var gücüyle kaçmaya başladı. Geyik önden Makoa arkasından koşturuyordu. En sonunda geyiği sahilde kıstırdı ve oklarının 2 tanesi daha harcayarak geyiği yere sermeyi başardı. Babasıda arkadından ona yetişmişti. Yerde yatan geyiği görünce:
"Artık sana bir yay yapma zamanı geldi oğlum" dedi. Babası tam geyiği sırtlanmak için yere eğiliştiki uzaklarda denizden onlara doğru gelen değişik bir karaltı gördü.
Karaltı onlara yaklaşırken diğerleri de yanlarına gelmişti. Bütün hepsinin yüzünde, bu gelen karaltıyı daha önce hiç görmediklerini belli eden bir ifade belirmişti. Alt kısmına bakıldığında kendi sandallarına benziyordu ama geri kalan kısmını anlamamışlardı. Denizden onlara yaklaşan karaltı kıyıya gelince durdu. Sonrasında anlamadıkları bir dilde bir bağırış duymaları ve kuma bu değişik karaltıdan en az onun kadar değişik iki dev okun bükülmüş ve sonrasında sırtlarından birbirine yapıştırılmışı benzeri bir metalin saplanması bir oldu.