Merhaba arkadaşlar yıllardır hep bir şeyler okudum , artık bir şeyler yazma zamanımın geldiğini düşünüyorum . Umarım beğenirsiniz iyi okumalar.
Karanlık ve soğuk sokağın ürpertici sessizliğinde kulakları tırmalayan tek ses ayağındaki yüksek topuklu ayakkabıların çıkardığı tıkırtıdan ibaretti. Bir saate yakın buz gibi havada yürümesine rağmen , alkolün verdiği sersemliği üzerinden atamamıştı .bu güne kadar hiç bu kadar içmemişti ama bugün hayattan bütün hırsını alırcasına durdurmamıştı kendini. Dağılmış görüntüsüne aldırış etmeden kendini buz gibi sokağın kollarına atıvermişti. Hiçbir şeyi umursayacak durumda değildi fakat evlerin pencerelerinden süzülen ışıklar sürekli dikkatini dağıtıyordu . Kafasını kaldırıp ışığın süzüldüğü pencerelerden birine doğru uzun uzun baktı. İnsanların ne kadar bencil olduğunu düşündü ,insanlar soğuğa düşmanmışcasına evlerine çekilmişti , halbuki yazın insanın içini ısıtan günlerinde bu sokak çocuk sesleriyle inler, gülüşmeler etrafa saçılırdı.Bakışlarını pencereden alıp yürümeye devam etti , eski arnavut kaldırımlı bu sokakta yüksek topuklu ayakkabılarla yürümek hiçte kolay değildi , damarlarında gezinen alkolün etkisiyle sallanarak yürümeye çalışıyordu. Hiç beklemediği bir anda ayağı taşların arasındaki boşluğa takıldı , her ne kadar kollarını savurarak dengesini sağlamaya çalışsa da düşüşüne engel olamadı. Ellerini öne uzatarak kendini korumaya çalıştı fakat yerdeki taşların ellerine ve dizlerine batmasına engelleyemedi.Biraz durup ne olduğunu kavramaya çalıştı.Alkol beynini ele geçirmişti ,duyguları, düşünceleri ve hisleri yoktu artık. Düşüşünde hiçbir acı hissetmemişti. Yüzünde çarpık bir gülüş yerleştirdi ,o an ne düşündüğünü kendi de bilmiyordu, ve yalpalayarak ayağa kalktı. Avuç içine batan taşlardan kurtulmak için ellerini birbirine sürttü ,bacağından aşağı süzülen kana aldırış etmeden yürümeye devam etti. Bir amaç için girmişti bu sokağa ve onu bu gece yapmadan dönemezdi. Dalga seslerini duymaya başlamıştı sokağın sonununa yaklaştığını anlamışcasına durdu ve kafasını kaldırmadan dalga seslerini dinlemeye başladı deniz aklına geldi o anda ,hayatın içinde ki her rengi barındırıyordu sanki ;yaşamı, acıyı ,neşeyi... Her şey saklıydı o sonsuz mavilikte , dalga seslerinin bir şey anlattığını duyar gibi oldu ama içinde hissedemedi . Kafasını kaldırıp ileriye , sokağın sonuna , doğru baktı , sokağın sonunda denizden yansıyan ayın görüntüsünü son kez görecekmişcesine aklına kazıdı. Deniz her zaman olduğu gibi karanlıktı bu gecede , uzakta bir kaç gemiden süzülen ışık dışında hiç bir şey yoktu . Gözleriyle etrafı iyice taradı fakat denizden süzülen ışıklar dışında bir canlılık bulamadı etrafında bunu umursamadan ilerlemeye başladı sokağın sonuna ulaştığında derin bir nefes çekti içine. Sonunda ulaşmak istediği yerdeydi deniz tam karşısında bütün heybetiyle duruyordu. Bu güzel maviliklerin dakikalar sonra kızıla boyanacağını kim bilebilirdi ki .Bu masum görüntünün aslında bir katile ait olduğu kimin aklına gelebilirdi .Katilinin soğuk ellerine ulaşması için son bir engeli kalmıştı deniz kenarında kayalıklar ... Bu halde kayalıkları aşabileceğine emin değildi . Kayalıkların üstüne çıkabileceği bir yer aramaya başladı ilerde sol tarafında kayalıkların üstüne çıkabilmek için yapılmış taştan basamakları gördü ve onlara doğru ilerlemeye başladı. Basamaklara ulaştığında yukarı daha rahat çıkabilmek için ayakkabılarını çıkardı ve orada öylece bıraktı . Çıplak ayakları soğuk taşlarla buluştuğunda içini bir ürperti kapladı , soğuktan korunmak istercesine kalın montuna biraz daha sıkı sarıldı. Kayalıkların üstüne çıktığında ayağa kalktı ve denizi izlemeye başladı . Bir şeyler düşündüğünü düşünse de kanındaki alkol buna izin vermiyordu. Denizden gelen soğuk esintiyle saçları geriye doğru savruldu. denizden gelen rüzgara meydan okurcasına tek ayağını kaldırdı ve kollarını iki yana açtı. Ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide tek ayak üstünde durmaya başladı. Son kez derin bir nefes aldı ve arkasında bıraktığı sokağa baktı. Yaklaşık yarım saatini o sokakta harcamıştı .Giderken bıraktığı tek şey o sokaktı. hayatının son anlarını geçirdiği sokaktan bir ses bekledi ,birinin gelip onu bu çıkmazdan kurtarmasını istedi , her insan yaşamayı hak ederdi ama beklediği gibi olmadı bunu düşünmesi apatalcaydı zaten kimsesi kalmamıştı bu dünyada. Kendini burada tutacak bir şeyin var olmadığına emindi artık .Kararlı adımlarla kayalıkların üstünden denize doğru ilerlemeye başladı. Dalgaların yaladığı yüksekçe bir kayanın üzerine çıktı . Dalgaların ıslattığı bu kaya diğerlerine göre daha soğuk ve kaygandı .Ne soğuk ne de ıslaklık onun için önemli değildi.O kararlıydı gidecekti buralardan arkasında bırakacaktı her şeyi. Kendi için temiz ve huzurlu bir yer bulacaktı en azından öyle umuyordu , hep öyle olmaz mıydı , ölümde huzur yok muydu ? Ona yanlış mı anlatılmıştı bunca zaman . Orası sonsuza kadar mutlu olabileceği sevdikleriyle buluşabileceği bir yer değil miydi yoksa ? Neden bu kadar zordu ruhla bedeni ayırmak ? son ana kadar kararlıydı nereden çıkmıştı şimdi bu sorular . kafasında ki soruları susturmak istercesine ''SUSUN!!'' diye bağırdı. Deniz onu alacağı gibi sesini de yutup yok etmişti bir anda . İçindeki kararsız yanı susturmayı başaramamıştı ama onu dinlememeye karar verdi. Kafasını topladı , gözlerini kapadı ve huzura kavuşmak için kendisini boşluğa bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluğun Sonu
RomanceHerkesin bir maskesi yok muydu ? Yağmur bile saklanmışken bulutların ardına . Benimde maskem buydu koskocaman sahte bir sırıtış...