Annem ve babam öldüğünde 16 yaşındaydım.Hayatımdan fazlasıyla memnundum ta ki onlar uzaklara gidene kadar.
Ailem benim mutluluğum için çok çabalıyordu çünkü onların ilk göz ağrısıydım-aslında ikinciydim-
Benden 2 yaş büyük bir ablam varmış.Ama 18 aylıkken vefat etmiş.Sonra da ben doğmuşum.Başta her şeyim normalmiş,bir şey dışında:Geç konuşmaya başlamışım.
Annem benim için çok endişelenmiş,kadın haklı tabi ondan önce de bir çocuğunu kaybetmişti.
Beni çok kez doktora götürmüşler,ama hepsi sağlıklı olduğumu,yakın zamanda açılacağımı söylemişler.Doktorlar bunu söyledikten 1 sene sonra konuşmaya başlamışım.Garip olan şey ise ilk kelimem.Annem ve babam haberleri izliyorken bir keline dikkatimi çekmiş:İntikam.
Ama ben o zor kelimeyi tabiki de söyleyememişim.Ağzımdan ancak 'in...inta...intam' şeklinde çıkabilmiş.Annem bunu duyduktan sonra ağzına attığı lokma genizine kaçmış,sonra öksürüklere boğulmuş.Babam ise gözlerini şaşkınlıkla açmış bana bakıyormuş.Eh,tabi ilk ağzımdan çıkan kelimenin diğer bebekler gibi 'anne' ya da 'baba' olmayınca şaşırmaları ve korkmaları normaldi.Ama bir yandan da sevinmişlerdi.En azından konuşmaya başlamıştım.
İlköğretim hayatı benim açımdan normalmiş.Herkes gibi ben de 1.sınıfa 7 yaşında başlamışım ama okumayı onlardan önce öğrenmişim.Başarılı bir öğrenciymişim.Küçük yaşıma rağmen derslerime özenle çalışıyormuşum.Annem bana sürekli renkli sayfaları olan kitaplardan alıyormuş.Onları okumaya bayılıyormuşum.Yani,en azından annem böyle anlattı bana.
Ortaokula başladığımda pek bir şey değişmemişti.Sadece önümde kocaman 'SBS' adında bir sınav vardı ve bu sınav 3 kez yapılacaktı.İlk sınav 6.sınıfta,ikincisi 7.sınıfta ve üçüncüsü de 8.sınıfta yapılacaktı.Bu 3 sınavın ortalaması alınıp puanımıza göre hangi liseye gideceğimizi seçecektik.Bu yaşımda kim çekerdi ki bu SBS saçmalığını?
Dershane,özel dersler,okul,sınavlar...Hepsi beni yoruyordu.Arada kaçamak yapıp babamın yanına gidiyordum.
Aaa...söylemeyi tamamiyle unutmuşum.Babam polis,annem ise matematik ögretmeniydi.Ama babam polis adaylarına eğitmenlik yapıyordu.Tabanca tutumu,atışı gibi.Bu benim fazlasıyla dikkatimi çekiyordu.Bir gün babama yalvarmıştım bana da öğretmesi için.İlk başta izin vermemişti ama daha sonra onu ikna edebilmiştim.Tamam,itiraf etmeliyim ki başta çok zordu. Silah çok ağırdı elimden neredeyse düşecekmiş gibi hissediyordum.Bir de tetiğe bastıktan sonra çıkan ses...Kulağımın zarı patlayacak gibiydi resmen.Çok korkunçtu ama şimdi alıştım,arada sırada babamla birlikta alıştırma yapıyordum.
Her neyse...Bu 3 sene geleceğimi düşündüğümden dolayı çok çalışmıştım.İyi notlar almayı gerçekten kafama takıyordum,düşük not aldığımda ise kendimi çok üzüyordum.Geceleri diğer ögrenciler gibi uyumak yerine sürekli ders çalışıyordum.Ailem benim için endişeleniyordu ama ben iyiydim.İyi bir koleje gitmek istiyordum,bu yüzden ailemi maddi yönden zorlayamazdım.
Zorlu bir 3 yıl geçirdikten sonra lise hayatıma başlamıştım.İyi bir kolejin fen lisesine %100 burslu gidiyordum.İlk sene benim için fazlasıyla iyiydi,hatta karate kursuna yazılmıştım.Uzak doğu sporları gerçekten ilgimi çekiyordu.Dikkatimi artık değişik şeylere yönlendirmiştim.Boş vaktimi bir şeyler yaparak değerlendirmeyi seviyordum,okulumu seviyordum,ailemi seviyordum,en önemlisi de yaşamayı seviyordum.
Fakat 10.sınıftayken beni ayakta tutan yaşama sevincimi kaybetmiştim,zincir kopunca sahip olduğum diğer şeyler de teker teker beni yalnızlığa mahkum etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM YEMİNİ
Roman pour AdolescentsAcısı tazeydi, O acı, ileride onu yiyip bitirecekti ama o sadece bunun farkında değil. Nazlı Türkoğlu. O,ailesini 2 sene önce kaybeden sessiz bir o kadarda uysal bir kız. Ama bir gün o sessizliği bir fırtınaya dönüşebilir miydi? Onun oyunu daha yen...