5. Bölüm

57 8 9
                                    

"Hikmet Amca, ben hiçbir şey yapmadım."

Diye bir kez daha itiraz ettim. İnanmıyorlardı işte! Hikmet amca kafasını iki yana sallayıp konuştu.

"Hilal, kızım, hastanelik etmişsin çocuğu! Sicilin temiz değil ki yardım edeyim! Adam öldürmeye teşebbüs bile var lan burda! Kızım naptın sen?"

O an aklıma gelince kafamı eğdim.

"Anlatmasam."

Hikmet amca kafasını kaldırıp babamlara baktı. Kafasıyla çıkın işareti yapınca babamlar dışarı çıktı. O yüzden rahattım, konuşabilirdim.

"Adam bana tecavüz etmeye çalıştı. Biliyorsun ben mutlaka çakı veya öyle bişey taşırım. Bıçağım vardı cebimde, elim ona gitti. Eğer ben o bıçağı o adama saplamasaydım belki de şu anda hamile bi kızla oturuyor olabilirdin. Ben sadece kendimi savundum."

"Peki, dövdüğün çocuk?"

"Yine, dövdüğüm çocuk."

Hikmet amca kaşlarını kaldırdı. Güldüm.

"Tamam tamam, aynı terane, sadece yaşıtım olmasının verdiği avantajla, silahsız."

Hikmet Amca bir kez daha kafasını iki yana salladı. Bu. 'sen hiç uslanmayacaksın.' demekti. Haklıydı, ben uslanmayacaktım.

Ah, girizgah yapmayı yine unuttum. Durun da baştan alayım.

Eray'la konuştuktan sonra herkes evlerine dağılmıştı. Bizim "muhabbetimiz" sırasında Serkan'ın ailesi gelmiş, ne olduğunu sormuş, Özkan Abi de bugün olan ne var ne yok, hepsini ailesine anlatmıştı. Özkul ailesi de sonunda illallah edip, beni polise şikayet etmişlerdi. Ben evde yatağıma yayılmış Supernatural izlerken bir anda polisler gelip beni karakola götürmüşlerdi. Şimdi de polis olan bir yakınımız tarafından sorgulanıyordum.

"Hikmet amca valla ben kendimi korudum ya, çocuk yavşaksa benim ne suçum var?"

Hikmet Amca alaylı bakışlarını üzerime dikip konuşmaya başladı.

"Sıradan gidersek, okuldan yedi tutanak, üç disiplin, sekiz kınama cezan var. Yüksek sesle müzik dinleyip insanları rahatsız etmişsin, duvarlara sprey boyayla yazı yazmışsın. İnsan öldürmeye teşebbüs var. Bu dövdüğün çocuk var. Kavgalara karışıp ayırmaya çalışan polisleri dövmüşsün. Belki bilmediğimi sanıyorsun ama uyuşturucu kullanmışsın. İnsanların gizli gizli fotoğraflarını çekmişsin. 47 Facebook hesabı, 50 İnstagram hesabı, 30 Twitter, 27 e-posta, 59 tane de outlook hesabı hacklemişsin. Yirmiden fazla kez de insanları işletmişsin. Yani toplamda, okuldan 18, insan haklarından 4, sosyal medyadan 213, diğerlerinden 2 suçun var. Zorlama istersen. O kadar hack yapmak istiyorsan antihacker ol. Bir de hukuk okuyorsun. Bu kadar vukuatla, nasıl savcı olmayı planlıyorsun?"

Bunun cevabı basitti işte.

"Suçluların, neden bu suçu işlediğini anlamak gerekir. Bunu anlamak için suçluları anlamak gerekir. Onları anlamak için ise suçlu psikolojisini anlamak gerekir. Yani olay anlamakta, yakalayıp, zorla konuşturup, içeri tıkmakta değil."

Hikmet Amca kafasını salladı.

"Yine de de bu sefer seni kurtaramam. Ya ülkeden kaçarsın, ya da 20 yıl hapis yatarsın. Ya da öldü haberleri yayıp temelli yırtarsın, ama sahte kimlik falan gerekir. O da bir suç, sen en iyisi kaç."

Aklıma gelen şeyle birden gülümsedim. Kefaret ödemekte bir kurtuluştu.

"Peki kefaret?"

"Epey yüklü bir miktar ödemeniz gerekir. Abinin bir maaşı kadar. Ama o da bir kurtuluş yolu tabii."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yeni Nesil OlimposHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin