İzmire son kez baktım. Ne çok şeyimi kaybetmiştim burada. Annemi , babamı, en yakın arkadaşım Gökçe'yi... artık bu şehirde olmamın ne anlamı var ki. Zaten hayata tutunmamın tek sebebi melis. o beni anlayan tek kişi. Annem ile babamın ölümünden beni sorumlu tutmayan tek kişi o. Şimdi diyeceksiniz seni neden sorumlu tutuyorlar? O gece ne oldu?
O lanet gecede yine çenemi tutamadım.
Z: baba bana araba kullanmayı öğretsene
C: olmaz kızım daha çok erken ve şu an gece yarısı yani olmaz
Z: lütfen lütfen lütfen lütfen noooğluuurrr
Cihan kafasını zeynep e çevirerek
C: olmaz kızı...
Z: Baba dikkat ettt!!
Ve o ses ....
Çarpışma sesi . Ve melis in çığlıkları. Sonrasını hatırlamıyorum hastane de açtım gözlerimi.
Başımda Berk'i gördüm . Şaşırmıştım doğrusu. Benim için İstanbul'dan gelmişti. Ona mı şaşırim yoksa onun söylediklerine mi. Annemle babamı kaybetmiştim .Ama hayat Melis ve benim yaşamamdan yana kullandı oyunu. Ve ben sadece lanet okuyordum hayata seçiminden dolayı.
İşte o günden sonra bende dahil herkes beni suçlamıştı. Ve haklılardı da. Teyzem Jale ise mirastan faydalanabilmek için bizimle ilgilendiğini gösterme çabalarındaydı. Melis ve ben onun gerçek yüzünü çok iyi biliyorduk oysa. Herneyse.
Teyzem bize İstanbul da onunla birlikte kalmamız gerektiğini söyledi. Kabul etmek zorunda kaldık. Ve İstanbul yolculuğumuz böylece başlamış bulunuyordu.