Acı Seansı

34 9 1
                                    

Saat dolunayı 7 geçiyor. Odamın ortasında bağdaş kurmuş oturuyorum. Bacaklarım hafiften karıncalanmaya başlıyor. İki elimin arasına almışım kafamı,iyiden iyiye beşik gibi sallanıyorum. Aradabir de önümdeki kağıda bakıp içleniyorum. Başımın yüksek dozdaki acısına -7 majezikten sonra- ilaçlarla çare aramaktan vazgeçtim. Bu ağrıdan yalnızca bu şekilde sıyrıldığımı saptadım zamanla. Ya da gerçekten öyle olduğuna inanıyorum. Gecenin bu saatlerinde dolunayı 5 geçe başlayıp 15 dakika süren baş ağrılarıma sonunda bir çözüm bulduğum için yüzümde her zaman bir tebesssüm oluyor. Derler ya " acı bir gülümseme" diye, işte bunu ahvalimle tefsir ediyorum. Eğer ağrım normal dozun üstüne çıkıp feveran ederse her zaman yanımda taşıdığım 17'ye 27  boyutundaki sutaya vuruyorum kafamı. Kafatasımda hafif bir sarsıntı oluyor ve ağrım biraz olsun yerini fiziksel bir acıya dönüştürüyor.
          Rahatlatıyorum işte kendimi. Kafamda oluşan yarıklar uyuyunca geçen cinsten olmadığından yüzümde belli bir yer edinmiş yaralarla yaşamaya alıştım. Böyle uyuduğum her gecenin sabahı , o geceden daha karanlık oluyor. Öğlene doğru geçiyor bu. Bildiğiniz normal insan oluyorum. Öğle yemeğimi yiyip oralet içiyorum. Otobüse binip akbil basıyorum.Akşama doğru yani günün en hararetli ve haraketli saatlerinde, insanların bu akışda kendilerini kaybettikleri vakitte ben ,uyuyorum. Bazenleri uykuya gerçekten doyamıyorum. Uykum ki şu hayatta elle tutulabilen tek somut mutluluğum. Uyku ki benim bi nevi tek kurtuluşum. Bi de şiirler... En çok da gecenin demlendiği vakitlerde uykudan 7 dakika önce Ali Lidar' ın kulağıma okuduğu şiirleri seviyorum.O 7 dakikayı, her dakika diğerinden daha aydınlık olmak suretiyle gecemi aydınlatıyordu. Saat dolunayı 20 geçiyor. Acı seansım bitmek üzere. Azala azala durur birazdan.  
         Yarın yapmam gereken birsürü iş var. Mühim işler. Ejderhalarımı yedirip çarşıya çıkmam lazım. Evde porçöz bitmiş ki ( inatçı yağlar için bire birdir) onu almam lazım. Sonra bulutlara yarın nasıl bir gün olacağını sorup metorolojiye rapor yollamam gerekiyor. Anlıyacağınız çektiğim acıların her gece yaşanması için o günü yaşayıp, umut edip, hayal kırıklığına uğramam lazım. Acılarıma her gün bir yenisini eklemeliyim. Yoksa yaşayamam. Biliyorsunuz ki yaşam bir insanın iç acıları toplamıdır. 

ÖylesineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin