Arda ve Çiçek seul'un nerdeyse heryerini gezmişlerdi. Yoruldukları için bir kafeye girdiler ve kahve söylediler. Arda ve Çiçek gezdikleri yerler hakkında konuşmaya başladılar. Kahve geldi ve gezdikleri yerler hakkında konuşmayı bırakıp kahvelerinden içmeye başladılar. Kahveleri bitene kadar hiç konuşmadılar. Arda,Çiçek'in yüzüne gelen saçını kulağının arkasına soktu ve Çiçek'in parlayan gözlerini aldırmadan tekrar kahve söyledi. Çiçek, hala Arda'ya parlayan gözleriyle bakıyordu. Çiçek,Arda'nın seslenmesiyle kendine geldi ve Arda'yı dinlemeye başladı.
- Gezimiz hala bitmiş değil ama bugün çok geç oldu. O yüzden müsait olduğun bir gün gezimize devam ederiz.
- Tamam.Ama bir şey sorabilir miyim?
-Tabikide.
-Sen herzaman müsait misindir? Yani işin var mı anlamında soruyorum.
-Evet herzaman müsaitimdir ve işim var ama ilgilenmem gereken çok önemli işler olmadığı için pek ilgilenmiyorum.
- Peki çalıştığın iş ne?
- Şey... Ben bir tekvando kursunun müdürüyüm.
- Müdürsün ama çok önemli işin olmuyormu. Gerçekten mi?
- Evet. Peki sen ne iş yapıyorsun.
- Benim şimdilik bir işim yok. Ama yakında bir iş sahibi olucağım.
- Ne tür bir iş?
- Ünlülerle çalışabileceğim bir şirket kurmayı düşünüyorum.
- Bu uzun sürmez mi?
-Ne kadar uzun sürerse sürsün kesinlikle şirketi kurucağım.
-Sen öyle söylüyorsan. Neyse hadi kalkalım artık çok geç oldu.
-Tamam.
Çiçek ve Arda kafeden çıkıp eve doğru yola koyuldular. Yol boyunca ikiside ağızlarını açmadılar. Sonunda Çiçek'in evinin önüne geldiler ve Arda iyi akşamlar diyip kendi yoluna doğru koyuldu. Çiçek tam eve giriyorduki kapının tam yanında bir kağıt parçası buldu. Eve girdi ve kağıdı tam açarken vaz geçetti ve çalışma masasının çekmecesine koydu.
Çiçek,Arda'yla birlikte geçirdiği anı hatırlayıp gülümsedi. Tam uykuya dalıyorduki birdenbire kulağı çınlamaya başladı ve sabaha kadar uyuyamadı. Sabahlara doğru Çiçek'in kulak çınlaması geçti ama önceden duyduğu çığlık seslerini tekrar duymaya başladı. İlk başta kendisinde tuhaf birşeyler olduğunu düşündü ama sonra saçma olduğunu düşündü ve uykusuzluktandır deyip geçti. Çiçek, uykusuz olmasına rağmen Arda'yla buluşcağı için uyuyamadı. Hemen duş alıp kendine bir fincan kahve hazırladı ve sıcak olduğu için ilk önce kahvesini soğuttu sonra da yavaş yavaş içmeye başladı. Kahvesi bitene kadar internette dolaştı. Kahvesi bittiğinde kahve içtiği bardağı yıkadı ve üstünü değiştirdi.
Çiçek,kendini aynada son bir kez kontrol ettikten sonra saatini kontrol etti ve çok erken olduğunu farketti. Bu yüzden kendi başına dışarıda gezmeye karar verdi. Telefonunu ve ceketini alıp dışarıya çıktı. Parka doğru yola koyuldu. Boş olan salıncakları görünce canı sıkıldı çünkü salıncakta sallanan çocukları görmeyi seviyordu. Çiçek,kendini eğlendirmek istiyordu bu yüzdende salanmak istedi ve bir sallıncağa oturup sallanmaya başladı. Ama o sırada tekrar çığlık sesleri duymaya başladı. Salıncaktan düşmemek için durdu ve tamamiyle seslere odaklandı.
...Arda, alarmının sesiyle birlikte uyandı. Elini yüzünü yıkayıp kahvaltısını yaptı. Kahvaltısını yapıp bulaşıkları yıkadı ve doğruca kıyafetlerini giyindi.
Saatin erken olduğunu düşündü ve dışarıda gezinmeye karar verdi. Arda, bisikletini aldı ve parka doğru sürmeye başladı. Parkın yanından geçerken salıncakta sallanan Çiçek'i gördü ve yavaş yavaş onun yanına yaklaştı. Ama dalgın olduğu da gözünden kaçmadı. Arada,Çiçek'i kendine getirmek için ilk başta yanındaki boş salıncağa oturdu. Ama kendine gelmedi. Bu seferde Çiçek'in arkasına geçti ve korkup düşmiyceği bir şekilde yavaşca sallamaya başladı.
Çiçek,ürkülerek arkasına döndü ve döndüğü gibide aklından geçirdiği her şeyi unutup gülümsemeye başladı.⛤NOT:
Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Sürekli bölüm yayınlayamayacağım ama vakit bulduğum zaman yazıcağım. Bide arada sırada kendi çizdiğim resimleride koyucağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koruyucu Virüs
Teen FictionBir deney yüzünden büyük bir savaş başladı. Deneyin tedavisini bulmak için arayışa atılan kişiler bu deneyin bir parçasıydı. Ama asıl tuhaf olan bu deneyin tedavisini arayan kişiler deneyi ortaya çıkaran kişinin kardeşleriydi. Bir kaç yıl sonra kard...