#1 .TAŞKÖPRÜ#

43 3 0
                                    

" yazmak,ağlamak,anlatmak,bağırmak ,çağırmak hatta Denize, suya karşı bile derdini haykırmak iyi gelmez o yüzden anlatmak yerine derdini ve ölü kalbini suya bırakmak vücudunun başa çıkamadığı derdi direk suya atmak istersin ... İşte o zaman gözün hçbirşeyi görmez ve sadece atlarsın manzarası büyüleyici ama barajın suyu kapatıldığında tıpkı ruhundaki gibi leş kokularının yükseldiği bu köprüden..."Şule Şeker"

Bölüm1: " Taşköprü"

10.03.2017 06.32

Ben Hayat.

Hayat kadar güçlü olamayan Hayat.

Hayatta mutluluklarda olur hüzünlerde ama ben sadece hüzünleri barındıran Hayat' ım.Henüz 17 yaşında olan ama derdi yaşından bile büyük olan Hayat' ım.

Zengin bir ailenin biricik sevgili! Kızı,aynı zamanda para kaynağı olan , türlü türlü entrikalara konu olmuş o kız benim..
Okulda,evde,sokakta görüldüğünde kendi olduğu için değilde ailesi parası için dönüp bakılan ,sevilmediği halde sahte sevenlerinin etrafını çevidirdiği ,en acısıda herşeyin farkında olan o zavallı benim.
Ben hiçbirzaman gerçek beni hissedemedim,ben ben olamdım ki.Babam paraya aşıkken annem babama aşıktı.ben bu aşk üçgeninde en gereksiz kenardım.

Annem ileri derecede nam salmış olan hem zekaları hemde zenginliğiyle tanınan bir ailenin kızı.Dedem çok zeki bir adamdı hakkını yiyemem ama. Bu özelliğini anneme geçirememiş.evet benim annem çok salak bir kadın çünkü kocasının onun serveti için peşinde olduğnu kabul edemiyordu.bilmiyordu değil bunu çok iyi biliyordu ama kabul etmiyordu. O bana aşık diyordu.

Aşk...

Aşk neydi kimdi kiminleydi bilmiyordum.Tek bildiğim ise bırakın babamın anneme aşık olduğnu sevmiyordu bile onun tek amacı paraydı.Ben ise mutlu bir evlilikte aşk meyvesi olmak yerine çıkar evliliğinde babamın anahtarıydım.çocuğu değildim.beni hiçbirzaman evladı olarak görmedi zaten annemide karısı olarak gördüğnü hiç sanmıyorum.

Biz büyük bir evde oldukça büyük olan dedemin miras olarak bıraktığı saray yavrusunda babannem,halalarım ve amcamla yaşıyorduk.
Onlarda babam gibiydi paragöz...

Ben hep susan bir çocuk oldum ,şimdi ise büyüdüm genç bir kız oldum ama hala susuyorum.mutluluk kavramı benden oldukca uzaktaydı.Aile içi kavgalar olsun kendi sorunlarım olsun hep içime attım ne bir gün annem geldi yanıma ne babam ne de diğerleri kimse neyin var diye sormadı umururlarında değilim ki.

Ne ailem var yanımda ne de tek bir arkadaşım. Hiçbirzaman arkadaş canlısı olmadım yanıma gelenlere bile inanmıyordum.diğer genç kızlar gibi kendime bir sevgili bulup avutmadım kendimi ya da kendimi bir erkeğin kollarına atarak ağlamadım.Ben kimseye inanmıyordum ki.

Güvenmeyi bırakın inancımı bile dertlerle dolu olan kişiliğimde kayb etmiştim.Ben kayb etmiştim.

Adana' nın en elit kesimlerinden bir yerde oturuyorduk.okula beni Mehmet amcam götürüp getiriyordu.Belkide bu ailede en normali oydu.Bana tek samimi olan oydu.ama o da mecbur kalmadıkça evde durmazdı.çünkü oda dayanamıyordu.

Biz paramparça olan ruhlar paraya tutsak olmuş bedenlerle aynı havayı soluyorduk...

Şöyle bir etrafıma baktım.şuan Adana' ın tarihi köprüsü bir çok dizi ve filme konu olmuş Taşköprüdeydim.

Köprünün kenarına yaklaşıp gözlerimi karşıya diktim.Merkez cami tüm ihtişamıyla tam karşımda duruyordu onun hemen yanında ise bağımsızlığmızı ilane eden bayrak ben burdayım dermişçisenine göğüsünü kabartarak dalgalanıyordu.

ÖLÜ KALPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin