Hala yürüyoruz,hava zifiri karanlık,sokaklarda yankılanan tek ses bizim sesimiz.İnanamıyordum.Sokak da gördüğüm ve hiç tanımadığım bir kızı evime götürüyordum.Hata mıydı? Onu eve götürüp, ona yardım etmeyi düşlemek. Hata mıydı?
Adımlarımı atarken zorluk çekiyorum artık.Eve varmak üzereyiz .Stacy ağlamaya devam ediyor.Ancak tek kelime bile etmiyor. Ayaklarımdan başlayarak titreyen vücudumdaki soğukluk rahat hissediliyor. Onunla ne yapacağım ha?- Hiç bir fikrim yok-
Evin kapısına vardık. Stacy dudaklarını adeta bir şey söyleyecekmiş gibi araladıktan sonra geri sustu. Ne söyleyeceğini sormadım. Cebimden yavaşça anahtarıma uzandım. Anahtarın şıngırtısını duyunca dudaklarını tekrar araladı Stacy.
''Evin çok güzel''Gülümsedi
Dudaklarımın kenarı kıvrılmıştı bile.
''Teşekkür ederim.Bende seviyorum'' Gülümsedim.
Kapıyı uyuyan insanlara dikkat ederek olabildiğince sessizce açtım.İçeri girdim. Stacy de girdikten sonra kapıyı sessizce kapattım.
''Ayakkabılarını çıkarıp içeriye geçebilirsin. Bende sıcak bir şeyler getiririm.'' dedim.
Kafasını evet anlamında salladı.O yavaşça ayakkabılarını çıkarırken ben çoktan mutfağa gitmiştim bile. Evde hazırlayabileceğim çok güzel bir şey yoktu. Bende filtre kahve yapmak istedim. Kavveleri hazırladıktan sonra iki bardağa bölüştürdüm ve salona yöneldim. Stacy koltuğa oturuyordu.Kafasını kitaplığıma dikmişti.Gözlerini ayırmadan kitapları süzüyordu.Benim geldiğimin bile farkına varmamıştı. Yanına yavaşça oturdum ve omzuna dokundum. Bunu beklemiyor olsa gerek hafifçe yerinde sıçradı. Bu durumu komik bulmuştum.Hafifçe kıkırdadım bu yüzden.O da bana baktı ve hafifçe güldü.-dişleri çok güzeldi-
''Al belki ısınmana yardımcı olur.'' kahvesini uzattım.
''Teşekkür ederim.'' ''Gerçekten.''
Teşekkürüne gülümseyerek karşılık verdim.
''Çok kitap okuyorsun sanırım.''dedi.
''Evet saçma teknolojik ortamdan daha sağlıklı''
''Bence de,bizi gerçeklikten ayıran sağlıklı tek şey.''dedi.
Gülümsedim,çok haklıydı.Kafamı boşaltmak -onun değimiyle gerçeklikten ayrılmak- için kitap okurdum genelde.Neden ağladığını hemen sormak istemedim belki başka bir gün sorardım, rahatsız olabilirdi çünkü.
Stacy yavaşça kahvesini masaya koyup ayağa kalktı.Ben de gözlerimi ona dikmiştim.
''Lavabon vardır heralde.'' dedi gülerek.
''Ah şey evet kolidorun sonunda.''
Gülümsedi ve lavaboya doğru yöneldi.Ben ise kahvemi bitirmek üzereydim.
Aradan biraz zaman geçti ve sifonun sesi yükseldi.Tuvaletten çıkmıştı büyük ihtimalle.Ardından musluğun gıcırtılı açılma sesini duydum.Bakışlarımı tuvaletin kapısına çevirdim. Kapı tokmağının hareket etmesinin ardından kapı açıldı. Stacy yanıma yaklaşıyordu. Bir aksilik vardı yüzü çok dehşet vericiydi. Elinde kanlı havlumu tutuyordu. Kahretsin onu kaldırmayı unutmuştum.
''Bu nedir?'' sesi titreyerek çıkmıştı.
UMARIM BU BÖLÜMÜDE BEĞENMİŞSİNİZDİR.