'Sonunda girmek istediğim okul için kayıt yaptırmaya gidiyorum yaşlı adamla en son görüşeli bir kaç gün oldu acaba nerde...' diye düşünürken küçük çocuk Krallığın en iyi okullarından biri olan 'Kızıl Yıldırım okulu'nun giriş sınavının yapıldığı binaya doğru yürüyordu....
Bir hafta önce...
Yaşlı bir adam bir tepenin üstündeki ağaca sırtını yaşlayıp uzandı yüzünden çok yaşlı olduğu belliydi bedeni artık yaşamak için yeterli enerjiyi bulamıyordu derin bir nefes alıp konuşmaya başladı "Daha orda ne kadar dikiliceksin...Hermes artık yoruldum..." yaşlı adam konuştuktan sonra yanında bir gölge belirdi gölge bir süre sonra 20-25 yaşlarında bir erkek görünümü aldı ardından diz çöküp konuştu "Beni farketmenize sasırmadım...sonuçta siz...Tanrının Merhameti Efendi Salkon'sunuz..." Hermes isimli genç sarı saçlı mavi gözlü oldukça kalıplı biriydi vücudunda adeta yağ diye bir şey yoktu iç çektikten sonra konuşmaya devam etti"Efendi Salkon...şöyleyin niye krala ihanet ettiniz..." Salkon isimli yaşlı adam sanki her zaman aynı soruyu duyarmıs gibi sakince cevapladı "Sen olsan...Kralınımı kurtarırsın yoksa Krallığınımı...Kralı kurtarmamış ve hain olarak adlandırılmış olabilirim ama bir dahi buldum... bir gün Kralı bile kıskandıracak bir deha...hahaha"Hermes Salkonun sorduğu soru karşısında şaşırsada ardından duyduğu şey onu daha çok şaşırtmıştı heyecan ile konuştu "Kralı bile kıskandıracak mı... kim o efendim onu eğitmemi isterseniz sadece adını şöyleyin kim o batının Lordunun oğlu Ling Yuo mu... yada Kuzeyin buz Prenses'i lakaplı Linda Ica mı..."Hermes aklına gelen tüm dahilerin ismini saymaya devam ederken Salkonun sıkılmış sesi ile sustu "Onların hiç biri o çocuğun yanından bile geçemez o çocuk başka bir seviyede...yakında olcak olan okula giriş sınavına katılcak..."Hermes heyecan ve merakına engel olmayıp Salkonun sözünü keserek konuştu "Kim bu çocuk kudretli Salkon lütfen bana o çocuğun adını bahsedin"Hermesin tepkisine fazla öneme almayan Salkon derin bir nefes alıp konuştu "...Onun adı...Murasaki Tengri..."Salkon çocuğun adını şöyledikten sonra gözlerini kapadı ve kendini bıraktı gözleri kapandıktan bir kaç saniye sonra vücudu beyaz bir ışık yaymaya başladı ışık o kadar parlaktıki Hermes bile gözlerini kapatmak zorunda kalmıştı bir saniye sonra ışık bir anda kayboldu ve Hermes Salkonun demin olduğu yere bakınca baktığı yerin boş olduğunu gördü ardından Salkonun demin şöylediği şey aklına gelip titredi ve kendi kendine konuştu "Tengri... hayla yaşıyor..." Hermesin konuşurken ki sesinden bir çok duygu anlaşılabiliyordu mutluluk...sevinç...heyecan ama en çokta korku...
Murasaki yıllarca sokakta büyümüş bir çocuktu küçüklüğünden beri yaşlı adam onu büyütüp dinlendiricilik yaptırmıştı Murasaki bir çok kez kaçmayı düşünsede hep vazgeçti çünkü yaşlı adamdan başka tanıdığı yoktu yaşlı adamdan bazen dayak yemiş bazen sevilmiş ama onu hiç terk etmemişti nede olsa tek tanıdığıydı yaşlı adama ne zaman adını sorsa yaşlı adam 'Benim adımdan sanane' diyip onu dövmüştü fakat hiç bir zaman umursamadı sonunda yaşlı adamdan bir süre uzak kaldığı için hem kendi kararlarını verebileceği için mutlu hemde yaşlı adamdan ayrıldığı için üzgündü okula giriş sınavının yapıldığı yere gitmek için yola çıktı bir süre yürüdükten sonra sınavların yapılacağı binaya vardı kapıdaki görevliye sınav için kayıt yaptırmaya geldiğini şöylediğinde görevli önce onu süzmüs ardından konuşmuştu "Sınavlar 2 gün sonra yapılacak ama boşuna uğrasma senin gibi bir çöp okula giremez"Murasaki görevlinin sözü üzerine sinirlensede bir şey diyemedi çünkü adam haklıydı yüzü kir içindeydi kıyafetleri ise tam anlamıyla bir çuvaldan farksızdı buyüzden mecburen ses çıkarmadan yaşadığı sokaklardan birine gitti önünde kos koca 2 gün vardı oda bugünün kalan vaktinde dinlemeyi yarında biraz para bularak üstüne giyecek birşeyler almayı düşündü...
Ertesi gün uyandığında direk yaşlı adamla olduğu zaman yaşlı adamın onu çalıştırdığı yerlerden birine gitti gittiği yer bir oduncuydu dükkan sahibi Murasakiyi görünce hemen bir kutu çıkardı Murasaki adamın yanına yaklaştığında adam kutuyu Murasakiye uzatıp konuştu "Çalıştığın süre boyunca paranı almaya gelen yaşlı adam geçenlerde gelip bu kutuyu gelirsen diye sana vermem için bana bıraktı al içinde artık ne varsa o senin"Murasaki kutuyu aldıktan sonra hızla dükkandan çıktı ne olduğunu anlamamıştı kutuyu açtığında içinde kırmızı renkli bir yüzük,bir not ve yaklaşık 100 altın görmüştü gördüğü para karşısında sasırmadan edememişti çünkü 100 altın onun için çok büyük bir miktardı yaşlı adam sayesinde bir çok şeyi öğrenmişti buna okuma yazma da dahildi kağıdı okuduğunda sevinmişti kağıtda yazan yazı "Murasaki eğer bunu okuyorsan büyük ihtimal ölmüşümdür... belkide ölmemişimdir...neyse burda 100 altın var bunlar senin okula girmek için güzel kıyafetler alman ve benzeri işlerin için giriş sınavına hayla vakit varsa Yeşil Yeşim Hanına git orda sana bir oda kiralamıştım istediğin zaman git dinlen neyse ne kendine dikkat et tekrar görüşmek dileğiyle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENGRİ
FantasyKimsesi olmadığı için mutsuz olan saf,masum,sevecen bir çocuk ailesini hiç tanımadığı için sürekli dilenerek hayatta kaldı güçlünün güçsüzü ezdiği bu dünyada bu düzenden bıkmıştı yeterince güçlü olmadığı için güçlenmeye çalıştığı bu maceraya sizde k...