Bölüm 2:İlk kan

482 40 0
                                    

Murasaki duyduğu ses ile donmuştu sesin nerden geldiğini anlamaya çalışırken önündeki çalılıklardan bir kaç ses duydu duyduğu sesler önündeki herseyi yıkıp geçen birinin sesi gibiydi Murasaki sesi duyduğu an kamp alanına doğru koşmak için arkasına döndüğü an çalıların ordan bir Kaplan çıktı kaplan simsiyahdı eğer yukarıdaki ayın ışığı olmasaydı tamamen görünmezdi Murasaki arkasını döndüğü an tüm gücü ile koşmaya başladı kaplanda onun kaçtığını görüp peşinden koşmaya başladı Murasaki ormandaki ağaçların üstünden atlıyor çalıların içinden koşuyor yinede bir türlü kamp alanına dönmeyi başaramamıştı kaplan ise sanki onunla oyun oynuyor gibi aradaki mesafeyi hep aynı tutuyordu Murasaki kaçarken gördüğü bir mağaraya girdi kaplanın onu fark etmemesi için mağaranın içlerine gidiyordu mağaranın sonuna geldiğinde içerdeki şey ile hem şaşırmış hemde kaplana karşı kendini koruyabilceği bir şey bulmuştu çok güzel bir kılıç bir cesedin karnına saplamıştı Murasaki bu cesedin burda ne işi olduğunu düşünürken kaplanın kükremesini duyunca hemen kılıça doğru koştu kılıçın tutma yeri altın gibi sarı renkli bir metal ile kaplıydı üstündeki kabartmalar ve taşlardan değerli bir kılıç olduğu belliydi tüm gücü ile kılıcın kabzasını tuttup çekti kılıçın keskin kısmına baktığında keskin kısımın siyah demirden yapılmış olduğunu gördü bu sırada kaplan ona biraz daha yaklaşmıştı kaplanın sesini duyan Murasaki hemen dikkatini toplayarak kılıcı vücuduna çapraz bir şekilde tuttu bu şekilde kaplanın saldırılarını engelleme ümidi ile biraz bekledi bir kaç saniye sonra kaplan içeri girdi kaplanın gözlerine bakan Murasaki kaplanın aç olduğunu rahatlıkla anlamıştı bu açlık Murasakiyi biraz daha korkutmuştu kaplan Murasakiye doğru pençe attığında Murasaki kaplanın pençesini kılıç ile savurmuştu kaplan bir kaç pençe daha atmıştı ama durum aynıydı Murasaki kaplanın tüm saldırılarını kılıç ile savurmuştu sonunda kaplanın bir açığını görüp ordan kaçarak mağaradan çıktı çıktığı an ayağı takılıp yere düşmüştü arkasına baktığında kaplanın ona doğru atladığını gördü korku ile kılıcını eline alıp kaplana doğru tuttu ve gözlerini kapattı bir süre sonra gözlerini açtığında gördüğü manzara karşısında korku ve heyecan ile titredi gözlerini açtığında kaplan kılıcın ucunda asılı bir şekilde duruyordu kılıç kaplanın göğüsünden girip sırtından çıkmıştı Murasaki korku ile kılıcı yana doğru fırlattı kaplanda kılıçla birlikte savruldu Murasaki demin yaptığına inanmıyordu daha önce bir karıncayı dahi öldürmemişken şimdi kendi elleri ile bir can almıştı aldığı ilk candı kendi elleri ile akıttığı ilk kan bir süre olayın sokundan kurtulamadan olduğu yere çökmüş oturuyordu kafasını dizleri arasına almış titriyordu bir kaç dakika sonra bir ses duydu "Cidden iyi iş başardın...ama anlaşılan daha önce hiç kan akıtmadın..."Murasaki sesin geldiği yöne bakınca karşısında onları okula götürmek için gelen adam vardı adam bir süre sonra konuşmaya devam etti "Bunlara alışmalısın... ilerde çok daha fazla kan akıtman gerekicek..."adam tekrar susup kaplanın cesedine bakındı ardından tekrar kaplanın yanına gidip kılıcı kaplanın gövdesinden çıkarmaya çalışırken konuştu "...Cidden güçlüşün bir gölge kaplanına karşı hayatta kaldın üstelik... cidden güzel bir silah bulmuşsun..."Adam kılıcı çıkarmayı başaramamış üstüne nefes nefese kalmıştı ardından derin bir nefes alıp devam etti "Anlaşılan cidden güzel bir silah bulmuşsun bu kılıç sanırım 'Tanrıların Katilleri' lakaplı bin efsanevi silahtan biri olan 'Kara Kılıç Nemesis' gel ve kılıçı al onu sadece sen çıkarabilirsin"Adam konuştuktan sonra Murasaki hayla titreyerek bekliyordu Murasakinin kımıldamadığı gören adam tekrar bağırdı "GEL VE KILICINI AL" Murasaki bu emredici ses karşısında bir şey diyemeden hemen ayağa kalkıp kılıcın yanına gidip kabzasınından kavradı ardından kılıcı çektiğinde kılıç sanki tüy kadar hafifti Murasaki kılıcın bu kadar hafif olmasına saşırırken adam bir daha konuştu "Kılıcını yüzüğüne koyup takip et gruptakileri daha fazla bekletmemeliyiz" Adam konuştuktan sonra kamp alanına doğru yürümeye başladı Murasakide adamın dediğini yapıp kılıcını yüzüğüne koyduktan sonra adamı takip etti bir kaç dakika sonra kamp alanına varmışlardı hava hayla karanlık ve kaplandan kaçmaktan dolayı yorgun olduğu için Murasaki hızla yattığı yere döndü ve hemen uyudu rüyasında yine beyaz odadaydı ama bu kez yerde bir sürü zincir vardı Murasaki zincirleri takip ederek ilerlemeye başladı bir süre sonra zincirlerin sonuna geldi zincirlerin sonunda 50-60 yaşlarında görünen siyah şaçlı siyah gözlü bir adam gördü adamın üstünde siyah ve yer yer kırmızı çizgiler olan bir zırh vardı zırhın üstünde yer yer çatlak ve kırıklar vardı zırhlı adam oldukça sıkılmış gibi görünüyordu kafasını kaldırıp Murasakinin olduğu yere bakınca yüzünde bir gülümseme ile konuştu "Sonunda karşılastık..."ses kudret doluydu Murasaki bu sesi tanımıştı buraya ilk geldiğinde ve o kaplandan kaçmaya başlamadan önce aynı sesi duymuştu sesin kudretinden dolayı korksada bunu belli etmeden konuşmaya çalışarak "sonunda karşılastık...Han..."dedi Han bu sözler üzerine bir kahkaha patlatarak konuştu "Hahahaha...beni unutmaman güzel evlat...şimdi ilk kanını akıttın artık sadece bir şey kaldı...güçlü olmak istermisin ?"Murasaki duyduğu şey karşısında şaşırsada hemen kendini topladı 'güçlü olmak'Murasaki güçlü olmayı elbette istiyordu ama karşısındaki kişi zincirlere bağlı biriydi ne kadar güçlü olabilirdiki Murasaki bir süre düşünüp sonunda karar verdi "Evet güçlü olmak istiyorum...ama...sen güçlümüşün...güçsüz birinden eğitim almak istemiyorum ?" Murasaki sözünü bitirdiği an üstüne bir ağırlık çöktü sanki bir dağı sırtlanmış gibi hissedti yüke bir kaç saniye bile dayanamadan yüz üstü yere yığıldı ardından Han bir daha konuştu "Güçsüzmü...Huh dinle benim adım Han...Kara İmparator Han... adımı duymak bile düşmanlarıma ölümü haber eder... karşıma çıkan kişi ölümle karşılasır..."Han konuşurken durakladı ve Murasakinin üstündeki yükü kaldırıp konuşmaya devam etti "Evlat sana zarar vermicem bundan emin ol...eğer güçlü olmak istiyorsan öğrencim ol...ne dersin"Han konuştuktan sonra Murasaki hemen diz çöküp konuştu "Beni öğrenciniz olarak alın...lütfen beni güçlü yapın...Usta Han"Han Murasakinin cevabı üzerine biraz şaşırmıştı çünkü çocuk teklifi direk kabul etmişti Han bunun üzerine kahkaha atarak konuştu"Hahaha...tamam güçlü olucaksın yakında tekrar görüşücez..."Han konuştuktan sonra Murasaki aniden uyandı etrafına bakınınca kamp yaptığı grubun toplandığı gördü etrafa bakınarak onları getiren ustaya bakındı bir kaç saniye sonra orman tarafından ustaları olan adam geldi elinde bir kaç tane tavşan vardı belliki kahvaltı için ava çıkmıştı adam geldiği gibi tavşanların derisini yüzüp etlerini bir dala sis gibi geçirip ateşin üstüne yerleştirdi bir süre sonra tüm herkes kalkmış ve ateşin başına toplanırken tavşanlarda pişmişti herkes yemeğini yedikten sonra yola koyuldular bir kaç saat sonra 'Kızıl Yıldırım Okulu' göründü tuhaf bir şekilde sınavı geçen herkes sanki aynı anda gelmiş gibi okulun girişinin önündeydi tüm herkes toplandıktan sonra okulun giriş kapısı açıldı içerden 20-25 yaşlarında bir adam ile 10-15 yaşlarında bir kadın ve ortalarındada 60-70 yaşlarında gözüken yaşlı bir adam vardı yaşlı adam kalabalığa göz attıktan sonra konuşmaya başladı "Hoş Geldiniz sınavı geçerek 'Kızıl Yıldırım Okulu' na giriş hakkı kazandınız ben okul müdürü Koute Crew yanımdaki bu adam ise okul güvenliğimiz olarak görev yapan Hermes You kimilerinin bildiği gibi Hermes Krallın ordusunda komutan olarak görev yapmıştır neyse bu hanfendi ise okulumuzun en iyi öğrencisi Lucy İgves şimdi size bir kaç duruyum var okul 4 bölüme ayrılıyor Dış-Orta-İç ve Merkez  Dış bölümde yeni gelenler olur okula yanınızda bir kişi getirme hakkınız vardır herkesin bir evi olur orta bölümde ise yanınıza 3 kişi alabilirsiniz orta bölümde okuldaki en iyi 150 kişi durur
iç kısımda okulun ilk 50 si bulunur kişiler tam 6 kişiyi yanına alabilir her ay öğrencilere 1 tane geliştirme 1 tanede güçlendirme hapı verilcek Merkez bölümde ise okul öğretmenleri ve akrabaları bulunur ve her bölümde 5 seviye vardır seviyelerinizi size vericeğimiz broşlardan okuyucaksınız broşlar bölgelerin adı gibi D broşu O broşu ve İ Broşu vardır siz hepiniz suan D1 seviye broşlusunuz bu kadar okula girerken görevlilerden eşyalarınızı alın şimdi dağılabilirsiniz"Müdür sözlerini bitirdikten sonra onu ve yanındaki iki kişiyi bir duman bulutu kapladı duman bir kaç saniye sonra kayboldu duman dağılınca müdürn demin olduğu yere bakan kişiler orda kimsenin olmadığını gördü kimileri bu olayın saskınlığına baka kalmış kimileri ise çok sıradan bir şeymis gibi yollarına devam etmişti okulun giriş kapısında uzun bir sıra olmuştu bir kaç dakika sonra sıra Murasakiye gelmişti Murasaki daha ağzını açmadan eline küçük bir çuval ve taş tablet verilerek kenara itilmişti taş tablete bakan Murasaki tabletin üstünde bir numara ve tuhaf şekillerin olduğunu gördü 'numara büyük ihtimal evimi gösteriyor' diye düşünerek yola çıktıktan bir süre sonra bir evin önünde durdu evin üstünde 57 yazıyordu bu taş tabletin üstündeki sayı ile aynıydı hızla evin kapısına geldi içeri nasıl giriceni düşünürken arkasında bir ses duydu "Merhaba yardım edebilirmiyim?"Murasaki arkasını döndüğünde karşısında bir kız gördü kızın beline kadar inen kan kırmızısı saçları ve adeta okyanus gibi gözüken mas mavi gözleri vardı vücudu aynı yeşim gibiydi üstünde şaçları ile uyumlu kırmızı bir elbise ve boynunda üzerinde ateş şembolu olan bir kolye vardı boyu Murasakiden biraz kısaydı hemen hemen aynı yaşta gibi gözüküyorlardı kızın karşısında adeta büyülenen Murasaki kendine gelmek için kafasını iki yana sallayıp konuşmaya başladı
"Şey...aslında kapıda kaldım...içeri nasıl giricem bilmiyorum" bunları duyan kız hafiften kıkırdayıp konuştu "önemli değil... sadece taş tablete biraz enerji aktar bu kadar"kız konuştuktan sonra Murasaki kızın dediğini yaptı taş tablet aynı bir anahtar gibi şekil aldı ardından kapıyı açmayı denedi kapı direk açıldı ardından kıza bakıp konuştu "Teşekkür ederim...benim adım Murasaki memnun oldum"kız bunun üzerine gülümsereyek cevap verdi "Bende Olivia Erif memnun oldum" kız sözünü bitirdikten sonra önemli bir şeyi unutmuş gibi acele ile özür dileyip ayrıldı Murasaki kızın ayrılmasına şaşırsada fazla önemsemeyip içeri girdi kapıyı kapatıp uyumak için bir yer aradı yorgun olduğu için direk evin girişindeki salonda bulunan koltuklardan birine uzandı koltuğa uzandığı gibi yine beyaz odadaydı artık alıştığı için hiç panik yapmadan zincirleri takip etmeye başladı bir süre sonra tekrar Hanın yanına geldi ve bağdaş kurup oturdu ardından konuşmaya başladı "Usta Han ilk eğitimim nedir" diyip boyun eğdi Han kafasını Murasakiye çevirip konuştu "İlk olarak enerji çekmeye başlicaksın enerjini dantianına çek ardından etrafında siyah bir hortum olduğunu hayal et bu senin auran bunu başarınca ikinci eğitimi göreceksin" Murasaki Hanın konuşamısın ardından kafa sallayıp gözlerini kapadı ve Hanın dediğini yaptı siyah bir hortumun kendini çevrelediğini düşündü bir süre aynı pozisyonda kaldıktan sonra Hanın sesini duydu "Hmm...cidden güzel ilk denemende auranı saldın...şimdide bunu bir silah şekline şok" Murasaki duyduğu sözler üzerine elini ileri uzattı ve bir kılıç düşünmeye çalıştı ama ne kadar denerse denesin sürekli kaplano öldürmek için kullanıldığı kılıç gözünün önüne geliyordu sonunda o kılıcı hayal etti kılıç elinde önce kılıcın dumandan bir kalıbının oluştuğunu hayal etti ardından kılıcın görünüşüne odaklanıp elini sıktı elini sakınca aynı o zaman kılıcın kabzasını tuttuğu zaman gibi hissetti kılıcın oluştuğunu gören Han şaşırdığını belli eden bir ses ile konuştu "Ohhh...ilginç...demekki Nemesis'i buldun bu güzel ayrıca sana bağlanmış gibi yoksa öyle bir silah hayal ederek getiremezdin neyse bu önemli değil artık uyanmalısın bu arada uyandığında seni bekleyen bir misafirin var" diyip sustuğunda Murasaki birden uyandı uyandığı anda etrafına bakınarak Hanın bahsettiği 'Misafir' e bakındı etrafta kimseyi görmeyince birazda olsa rahatladı Hanın yanıldığını düşünürken onun sesini duydu "Şakın yanıldığımı düşünme... cidden odada bir misafir var şimdi gözlerini sol tarafındaki pencereye çevir ve orda olan kişiye kendini göstermesini şöyle ama sakın ona kabalık etme çünkü o adamın seviyesi
Gök aleminde 1.seviye Usta seviyesinde"Han konuştuktan sonra Murasaki korkusuna engel olamamıştı en güçlü 2. Alem olan gök aleminde Usta seviyesi bir adam onu izliyordu hemen kendini toplayarak Hanın dediğini yapıp pencereye bakarak konuştu "gizlenmenize gerek yok efendim...lütfen kendinizi gösterin"Murasaki konuştuktan bir kaç saniye sonra gurur dolu bir ses ile konuşan biri pencerenin önünde gözüktü adamın sesinden mutlu olduğu belliydi "Tebrikler ufaklık...beni fark ettin neyse beni hatırlamış olabilirsin ben Hermes You okulun baş muhafızı ve Kralın ordusunda komutanlık yaptım..."Hermes konuşurken bir kaç saniye susup Murasakinin tepkisine baktı Murasaki kafasını 'evet' manasında salladıktan sonra Hermes konuşmaya devam etti "Seni öğrencim olarak almak istiyordum ama sen bir büyücüsün ben ise savaşçı o yüzden seni öğrencim olarak alamam ama sana eğitim vererek vücudunu dayanıklastırırım ne dersin" Murasaki Hermesin önerisini düşündü Hermes Kralın ordusunda komutanlık yapmış ve yaptığı kahramanlıklarla Kralın sağ kolu olarak ünlenmişti Murasaki böyle bir efsaneden alıcağı eğitimi düşünürken Hanın sesini duydu "Kabul etmeni öneririm ben seni sadece büyücülük ve teknikler gibi konularda eğitirim ama fiziksel olarak zayıf olursun bu adamın eğitimi ile fiziksel benim eğitimim ilede zihinsel olarak yenilmez olabilirsin" Murasaki Hanı duyduktan sonra başıyla onaylayıp konuştu "Usta Hermes lütfen beni öğrenciniz olarak alın"

============================arkadaşlar alemlerden ve türlerden bahşetmeyi unutmuşum şimdi onlardan bahsedim alemler
Başlangıç alemi
Temel kaynak alemi
Gerçek kaynak alemi
Toprak alemi
Ruh alemi
Gök alemi

Gök alemin dışında tüm alemler 10 seviyedir gök aleminde 5 seviye vardır bunlar
Gök alemi 1.seviye Usta
Gök alemi 2.seviye Lord
Gök alemi 3.seviye Kral
Gök alemi 4.seviye İmparator
Gök alemi 5.seviye Tanrı
Gök alemi en az üye bulunduran alemdir ve en güçlü üyeleri 3. Seviye olan Krallardır bu arada bu dünyanın adı Logia dır ve toplamda 4 Krallık var yani toplamda sadece 4 tane 3.seviye gök alemi üyesi var gök aleminde 4.seviye olan tek kişi (Suanlık) Handır neyse şimdi gelelim sorulara

Murasaki Hermesin teklifini kabul ettiği için pişman olurmu?

Hermes Murasakiye nasıl bir eğitim vericek?

Olivia acaba neyi unuttu?

Hepsinin cevabı ve daha fazlası sonraki bölümde...

TENGRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin