Gerçek..

463 37 17
                                    

  Otobüse atlayıp eteğimi almaya gittim. Ordan da yurda. Yurda gider gitmez okul kıyafetlerimi denemiştim. Herkes yapmaz mıydı bunu ? Ayna da salak salak kendime bakarken odadaki diğer yatağın üstünde bir valiz gördüm. Ağzım açık valize bakarken banyodan kızın biri çıktı ve:

-Vayyy Fen Lise'si mi? dedi okul üniformamı işaret parmağıyla göstererek.

-Evet de...

-Ben yeni oda arkadaşın Çisem, dedi.

-Ben de Eda.

Kız yatağa oturdu. Turuncu saçları-hep turuncu saçlarım olsun istemişimdir- kalçasına kadar iniyordu. Bolca çilli, beyaz ufak suratıyla oldukça tatlı gözüküyordu. Oldum olasıda turuncu saçla Çisem isminin birlikte kullanılması gerektiğine inanırım.-Ayrıca insanları yüz şekillerinden de herhangi bir hayvana benzetebilirim. Söylemeden geçmek istemedim- İşte böyle tuhaf huylarım da vardır..

Uzun bir süre ağzım açık kıza bakmış olcam ki kız bana tip tip bakmaya başladı. Ortamı yumuşatmak için gülümsedim ve eşofmanlarımı alıp banyoya gittim. Eşofmanlarımı giyinip sarı-kahverengi, saçlarımı topladım. Banyodan çıktığımda kız odada değildi. Rahatladım çünkü biri varken tedirgin oluyordum. Önce Dilek Hoca'nın yanına gidip annemle kısa bir telefon konuşması yaşadım. Bildiğimiz laflardı, dikkatli ol, kimseye güvenme....

Anne ben sınıf arkadaşım olan çocuğa bile adımı söylememişken neyin kafası bu ya ?!

Herneyse bu bariz konuşmadan sonra yemekhaneye indim ve hunharca yemeğimi yedikten sonra odama çıktım. Yoksa odamızmı demeliydim...

Çisem odadaydı. Telefonuyla uğraşıyordu.Sanırsam mesajlaşıyordu. Üstelik arada şartelleri atmış gibide kıkırdıyordu. Bu bana bir telefon ve bir sevgilimin olmayışının yokluğunu hissettirdi. Bu acıklı ana bir son vermek için boğazımı temizledim ve :

-Ben ders çalışıyorum, dedim.

-Ee?

-Kıkırdama...

-Anlaşıldı komutanım...

Boynumun tutulmasına yetecek kadar ders çalıştığım sırada çalışma masasının önündeki cama bir şey çarptı. Korkuyla arkamı dönüp Çisem'e baktım ama o müzik dinliyordu. Bir şey daha cama çarptığında perdeyi açmam gerektiğini farkettim. Perdeyi açtığımda karşıma sırıtan bir Çınar ve elindeki taşlar çıktı. Şaşırmış ona bakıyordum ki eliyle aşağı gelmemi işaret etti. Kafamı hayır anlamında salladım. Çok güzel anlaşıyorduk anlayıcağınız. Ellerini birleştirip lütfen demeye çalıştı. Arkamı dönüp Çisem'e baktım. Beni takmıyordu bile.Çıkardığım kıyafetleri üstüme geçirip dışarı çıktım. Dışarı çıkar çıkmaz donduğumu farkettim. Hııı montumu unutmuştum. Geride dönemezdim ,çıkmak kolay olmamıştı.

-Üşümüyor musun? dedi Çınar.

-Donuyorum.

-Tam bi belasın niye montunu almadan çıkıyosun!

-Beni aceleye getiren sendin!

-Giy şunu ,dedi ve montunu çıkarıp bana verdi. Üstünde sadece bir gömlek ve kazak vardı.

-Sen? Diye sordum.

-B-ben.. Donuyorum. 

Gerçekten de dişleri takırdıyordu. Ve ben hayatım boyunca yapmayacağım bir şey yaptım. Ona yaklaştım ve montun diğer ucunu sırtına attım. Şaşkınlıkla bana bakıyordu.

-Daha bu sabah yanına oturmama izin vermeyen kıza ne yaptın? Kimsin sen? dedi alayla.

-Komik olmada beni niçin çağırdın onu söyle?

-IIIıı şeyy..

-Teallam yaa !! Öylesine mi donuyorum ben sokakta?

-Benim bildiğim bir kafe var. Hadi oraya gidelim, dedi ve beni bir otobüse bindirdi. Otobüs bomboştu. Bizse en arka koltuğa yayılmıştık. 

-Adın ne? dedi birden.

Bu beni ürkütmüştü. Burda olmamam gerekiyordu. Bu çocuğu tanımıyordum bile..

-Biliyorsun, dedim bütün soğukkanlılığımı toplamaya çalışarak.

-Evet, Eda?

....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 21, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kar TanemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin