Gözlerimi açtığımda karşımda duran adamı tanımıyordum. Şakaklarımda oluşan ağrı beni sersemleştirse de gözlerimi açabilecek güçteydim.
Ben kimdim?
Nerdeydim?
Başımda ki adam kimdi ? Binlerce soru boğuşuyordu kafamın içinde iç sesimle.
Be ben diye kekelemeye başlayınca başımda ki adam uyandığımı yeni farkediyordu sanırım birden ayağı kalkıp yorgun suratıyla sakin olmama mı söyledi.
Ama o kadar güçsüz hiddesiyordum ki kendimi göz kapaklarım yeniden ağırlaştı ve kendimi rüyaya dalmıştım sanırım.
Yeniden uyandığım da daha dinçtim en azından etrafı göz geçirebilecek kadar bir odadaydım yanımda kahverengi şeritli krem tonda bir dolap tam karşımda küçük ama işlevli bir soba vardı.
Aklımda kalan tek şey cisim isimleri olduğunu odayı göz geçirirken farketmiştim.
Yüzümü bile merak ediyordum doğrusu sahi kaç gündür buradaydım ya da uyuyordum.
Düşünsenize yüzünüzü bile hatırlamıyorsunuz ? Ne kadar acı verici değil mi ? İçeriden adamı silüeti bir anda belirdi. Elinde ki tepside bana yemek getiriyordu. Kenarlarında hala yemek kalıntıları olan tabakta hazır yapım bir çorba vardı. Yeme mi emreder bir tavırla söylememişti ama yavaştan uyarı gibi yemelisin lafı bunu da çağrıştırıyodu.
Aslında o kadar çok açtım ki ne kalıntılara ne de adamın kim olduğu aklımdan bir an çıkmış olmalı yemeğe katıldım. Bittiğinde ise adam nazikçe tabağımı elimden alıp içeri doğru kayboldu çok büyük bir ev olmamasına rağmen o kadar kalın duvarları vardı ki insanı ürkütmemesi elde değildi.İçeri ışık zor süzülüyordu eskimis kalın perdelerin arasından hafif ucu açılmış olmasa gece sanırdım gerçekten.
Birden o soru cambazı iç sesim beni zinde bulunca yeniden ele geçirmişti.
Bu adam kocam mıydı ?
Peki ya kardeşim
Çocuğum olamazdı çünkü vücudum yaşlı olmadığımı gösteriyordu.
Bunları sormadan önce bi tabak daha getirdi adam bana.
Hiç itiraz edicek durumum yoktu ve kaşığı elime aldığım zaman yansıma mı farkettim.
Önce biraz inceledim ama pek net değildi gördüklerim ve bi ayna rica ettim o tanımadığım kişiden ne kadar soru sormak istesemde korkuyordum sanırım bilmiyorum ama ne zaman anlatacağını sabırsızlıkla bekliyordum.Elince yarı kırık bir ayna ile içeri girdi ve bana uzattı ilk defa bu kadar ilgi mi çekmişti yüzü teni elleri neler saçmalıyordu yine iç sesim birden titrememle kendime geldim ve aynada yüzümü inceledim.Gözlerim önce göz altlarımda oluşan morluklara kaydı daha sonra saçlarımı ilgim çekmişti.Hafiften dalgalı saçlarım bayağı uzundu kahverengi ile sarı karışımıydı ama boya olmadığı belliydi.Sonra gözlerimin rengi dikkatimi çekmişti göz çevresi mavi halka ile kaplı yeşildi değişik ama tarifsiz derecede güzeldi resmen kendimi övüyordum.Yüzüme odaklaşmıştım artık elmacık kemiklerim çıkıktı sanırım zayıflıktan olsa gerek.Birden boyumun da ortalamanın altında hissettim 1.64 civarındaydım heralde ama 18 li bir yetne olduğum bakışlarımdan da belli ediyordu kendimi ya da daha mı büyüktümde minyon gözüküyordum.Çok sıkılmıştım kendimi eleştiriyordum resmen.Adam hala ortalıkta yoktu ama tüm cesaretimi toplayıp soracaktım aklımdan geçenleri çünkü daha sonra o içte ki ses sizi rahat bırakmıyordu.
Adam içeri girip zekice davranarak şuan kendini sormak için çıldırdığının farkındayım dedi ve kahkahayı bi anda patlattı birden ve katıla katıla gülüyordu irkilmiştim çatık kaşlarımı ona diktim ve sonra bende ki reflekste harekete geçti ve bi an boş bulunup güldüm.
Bak Meltem dedi ?
Adım meltemdi ne kadar hoş bir isimdi gerçekten dikkatimi toplayıp adamı dinlemeye koyuldum.Ben biraz kendimden bahsetmek istiyorum sana adım Hasan dedi
Yine içimde ki munzur ses rahat bırakmıyordu beni böyle alışagelmiş olmayan kokusu nefes gibi ihtiyaç sağlayan bakışları delip geçen ve yüzü inanılmaz birinin adı Hasan mıydı yani ne ironi ama cenetten kaçma bi hali olan adamın isminin daha modern olması aklıma takılmıştı ve yeniden ona döndüm bu salise bile sürmeyen düşüncemin ardından.
Ben bir uyuşturucu bağımlısıyım ve bu benim işim diyerek başladı laflarına çok sertti sesinde ki ton.
Sende öylesin diye devam etti beraber yetimhanede tanıştık.Sen sanırım zengin bir ailenin çocuğuymuşsun.Yani anlattıklarına göre seni fidye için kaçıran adam ölünce ortada kalmışsın daha bebek olduğun için yanında ki adam bu yükü taşıyamayıp seni bir yetimhaneye bırakıvermiş seninle orada tanışdık zaten.Beraber büyüdük beraber atlattık çoğu şeyi be güzelim.Evet biraz da Gültenden bahsedeyim sana unutmamanın imkansız olması mümkün ama durumda belki hatırlatır kendini dedi.Çok kötü bir kadındı bize türlü türlü işkenceler yapıyordu ama o hademe zorla sana yaklaşınca cebimdeki bıkçakla saplamıştım kadına sende o hademenin kafasına vazoyu indirmişsin 15 yaşımızda katil damgası yemiştik. Meltem ilk önce bu gerçeği bilmen doğru olurdu dedi
Allahım beni sınama lüften bu duyduklarım film kesiti falan ya da şaka mıydı neler işitiyordum bu temiz yüzlü sandığım adamdan diye düşünürken birden kapı kırılırcasına çalınıyordu çalınmak mı ha pardon kırılıyordu resmen.Hasan bana hiç bir şey demeden kaçırdı alttaki gizli kısımdan bir kuyuya doğru yürüdük ve gün yüzünde çıktık.Art arda o kadar çok soru sormuştum ki o sinirli bakışları gözlerime değdiğinde farkettim susmam gerektiğini deli gibi koşuyorduk kaçıyorduk ne olduğunu bile bilmeden.