İÇİMDEKİ SEN -3-

128 8 0
                                    

Multi Gizem :)

   Sahildeydim. En yakın arkadaşım,kardeşim dediğim insan bunu bana yapmıştı. Ben onun için okulda kaç kere kavga ettim. Disiplin cezası aldım. Beraber yedik beraber büyüdük. Ona bunları hissettirecek napmış olabilirdim ki?.

   Yaklaşık 2 saat geçmişti. Hızla ayağa kalkıp hastaneye gittim. Selma teyzeyi gördüm. "Mayıs kızım benim eve gitmem lazım. Ben gelene kadar burada dururmusun?". Tabikide dururdum. "Tamam Selma teyzecim de Oğuz nasıl" diye sordum. "İyi olacak" dedi.

    Bende Oğuzun yattığı odanın camından ona baktım. Keşke şimdi uyansa.. Gelse bana karışsa.. Söz bişey demem. Direk sarılırım ona.

   Kafamı hastanenin camına yasladım. Neden uyanmıyordu hala?. Sanırım ben biraz sabırsızdım. Tam 1 saat geçmişti. Ve Oğuza bakark- bir dakika o elini mi kıpırdattı."Oğuuuzzz" diyerek ellerimi sevinçle çırptım. O sırada doktorlar geldi. Oğuz artık iyiydi. Sonunda be.

    Doktor odadan çıkınca hemen yanına gittim. "Oğuzun yanına gidebilirmiyim?. Lütfen onu görmek istiyorum" dedim. "Evet girebilirsiniz" dedi. Bende direk odaya girdim.

    "Oğuzz" diyerek sarıldım ona. Kokusunu içime çektim."Kızım bir yavaş olsana. Ahh" deyince hemen geri çekildim. "Ay ben şey yani ö-özür dilerim. Canını acıtmak istememiştim". Oğuz bana bakıp sırıttı.

   "Gel baş belası gel" diyince yanına sokuldum. "Daha iyisin değilmi" dedim. "Bakıyorum da birileri çok endişelenmiş". Yavrucum sen hastasın ne diye bana laf sokuyon. O sırada Selma teyzeler odaya girince hemen Oğuzun yanından kalktım.

    "Oğlum iyimisin ah çok merak ettim" dedi Selma teyze. "İyiyim anne merak etme" dedi. Ardalar da gelmişti. "Hadi kalk artık genç. Yarın antremanlar başlıyor. Çabuk iyileş".

     Biz böyle konuşurken Gizemin esprileri, Ardanın düşmesi, Cansunun anırması ve Sudenin hemşire kılığına girip salak salak şeyler yapması gibi takılıyorduk. Bense Oğuzun başucunda oturuyordum.

    1 hafta sonra

    Oğuz artık iyileşmişti. Tam 1 hafta geçmişti ve ben Selini hiç görmemiştim. Cansuyla Gizeme anlatmıştım. Onlarda çok şaşırdılar hatta Cansuyu zor tuttum.

    Şimdiyse hazırlanmıştım. Okula gitmek için ayakkabılarımı giyip evden çıktım. "Oğuzz" diyerek Oğuzların kapıyı çaldım. O sırada abisi çıktı. Abisi desem bilmiyorum benle Sude gibiler. 1 yaş varmış aralarında ve sanırım ismi Mete'ydi.

    "Mete abi Oğuz evdemi?" dedim. "Daha demin bir kız geldi onla gitti" dedi. Ne kızı ya alla alla. "Ee kızı tanıyormusun?"dedim. "Hayır ama siyah saçlıydı". Siyah saç demek. SELİN. "Tamam saol" diyerek hızla Oğuzu aradım ama meşgule attı.

      Ulan Oğuz demek Selinle. Hızla okula ilerlerken parkta ikisini gördüm. Selin ve Oğuz. Selin ve Oğuz. Allahım çıldırcam. O sırada Selinle gözgöze geldik.

     Bana baktıktan sonra bir anda Oğuzun dudaklarına yapıştı. Gözlerim dolmuştu. Neden dolduysa artık. Hızla ordan uzaklaşarak yine aynı yere gittim. Sahile.

      Selin basbaya istediğini alıyordu. Benden intikam alabilmek için. Oğuzu da peki ben Oğuzu seviyormuydum? Akışına bırakmıştım demi. Şuan Oğuz hayatıma gireli 5 ay olmuştu.

     Oğuzdan

   
   Sabahleyin dışarı çıkacaktım. O sırada kapı çalmıştı. Gidip kapıyı açtığımda içimden inşallah Mayıstır diye geçirdim.

     Fakat kapıyı açtığımda karşımda Selin duruyordu. "Selin" dediğimde "Ee şey Oğuz seninle biraz konuşabilirmiyiz" dedi. "Iı benim acil gitmem lazım" diyip geçiştircektim ki "Mayısla ilgili lütfen" diyince ona döndüm.

    "Birşeymi oldu Mayısa" dedim. O sırada Selini süzdüm. Aslında Selin çok güzel sayılmazdı. Yani bildiğimiz tipik bir kızdı. Ama Mayıs.. Bence oraya hiç girmeyelim.

    "Mayıs seni parkta bekliyor beraber gidelimmi" dedi. Alla alla noldu ki şimdi. "Tamam bekle" diyip ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

 
   "Mayıs nerde kaldı Selin?" dedim. Acaba bana ne söyliyecekti. Ben sanırım o- ondan hoşlanıryor ol- ah bilmiyorum çok karışık duygular içindeydim. Ama bu Mayısın bana iyi geldiği gerçeğini değiştirmezdi.

    Ben kendi kendime içimden düşünürken Selinin dudaklarıma yapışmasıyla durdum. Hemen çekildim.Ve kolundan sıkıca tuttum. "Napıyosun lan sen delirtme beni kızım" diyip hızlıca ittim. O sırada Mayısı gördüm koşarak gidiyordu. Bende hemen peşinden koşmaya başladım.

    Mayıstan

      Oğuz yanıma gelmişti. Ve bana herşeyi anlattı. Dönüp ona baktım. Gözlerinin içine. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Oğuz bana gelmezdi ki. Olmayacak bir adam için neyin heyecanıydı bu kalbim. Hızla kalkıp eve doğru koştum. Zile basmadım çünkü kapı açıktı. Ve sesler geliyordu.

    "Anne bunu Mayıstan ne kadar saklıyacağız". Ne kim benden ne saklıyordu. Bu Sudenin sesiydi. Ve içeriye kafamı hafifçe uzattığımda geçen gün ki kadını gördüm.

     Yağmur yağmaya başlamıştı. İçeriden birsürü ses geliyordu. Ama fısıltı gibiydi. Ben tam 33 dakikadır burdayım. Ama bişi duymuyordum. Hemen bizim dolabın arkasına saklandım. Ekşına bak hele.

     "Anne ben Mayıstan kardeşimden annemizi saklamak istemiyorum artık"dedi. Hı? Sude daha demin annemi demişti. Aklıma ilk günki annemiz diyişi geldi. Kahretsin. Bizim bi annemiz mi vardı. Benden böyle birseyi nasıl saklardı. Tam çıkacakken kadının kurduğu cümle beni durdurdu. "Mayıs benim öz kızım değil. Onun Annesi benim yakın arkadaşımdı. Şuan hastanede çalışıyor. Ama..Mayısı istemiyor. Yapcak bişi yok. Mayıs annesini öldü bilsin".

   Bu.. bu da neydi. Neler dönüyordü burada. "Yıldız hastanesindeki kadın mı" dedi Sude. Sen nasıl bir ablasın. Doğru öz ablam değildi. Gözyaşlarımı tutamadım. "Ablaa" diyerek salona girdim."Ma-Mayıs şey bak bizim bir komşu geldi" dedi. "Daha benden ne kadar saklamayı düşünüyorsun Sude" diyerek sesimi yükselttim.

    "Herşeyi duydum..herşeyi" dedim. Onu anlamıyordum. Benim bir annem vardı. Gizem de mi bana yalan söylemişti. Bazen en yakınlarımızdan bile kazık yiyebiliyorduk. "Mayıs beni bir dinle" dedi Sude. Hep böyle değilmidir sahnelerde. Biri bi hata yapar. Diğeri bağırır ve diğer şahıs açıklama yapayım bir dinle felan der. Ama bu benim için kolay değildi. Kimse için kolay olamazdı böyle birşey.

    Sonuçta ben öldü biliyordum. Ama yaşıyordu. Ve beni istemiyormuş. Bi ablam vardı. O da yalandı. Gerçek degildi. Gizem de bana yalan söylemişti. Of allahım of. Halen ağlıyordum. Gidecek kimsem yoktu. Kimse gerçek değildi şuan benim için herşey yalan geliyordu. "Mayıs sana ben bunu söylemeyemezdim" dedi.

    "Neden ulan neden annem yaşıyor bunu bilme hakkım yok mu Sude" dedim. Hala benimle inatlaşıyordu. Şuan içimde fırtınalar kopuyordu. Çok kötüydü. Fazla hemde.  Evden çıkıp huzur bulduğum yere doğru gittim. Yağmur daha fazla yağmaya başlamıştı.

      Gözyaşlarım belli olmuyordu. Sokakta kimse yoktu. Benimde böyle bir dünyam vardı. Şu koskaca olduğum dünyada tektim. Tek başımaydım. Sahile doğru gittiğimde Oğuzu gördüm.

      Bankta oturuyordu. Tek başına bana arkası dönüktü. "Oğuz" diyerek seslendiğimde bana baktı. Hemen koşup boynuna sarıldım. Yağmur yağıyordu. Hemde çok hızlı. Kalbimin atış hali ise ondan da hızlı. "Noldu Mayıs sana ne bu halin böyle" dedi.

     "O-oğuz benim bir annem varmış"dedim titrek çıkan sesimle. Beni kendine çekip omzuna yasladı. "Ama beni istemiyor" dedim. "Geçicek" dedi. Yanağıma ufak bi öpücük kondurdu. Ve ben tüm gece Oğuzun kollarında ağlayarak uyuya kaldım..

 

 

İÇİMDEKİ SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin