arif bana tip tip baktı bende dil çıkardım. zuzum arife gitmesi için işaret yaptı. ve neden seni kovdular, savaş beye ne yaptın, o sana ne yaptı, seni işe aldımı gibi sorularla soru yağmuruna tuttu beni. bende ona başka bir yerde konuşmak istediğimi söyledim bana tamam demedi ama elimden tutup arabasına doğru ilerledi. arkama baktığımda senemde geliyodu. tabii neden gelmesin böyle bir olayı görünce tabi gelir başka bişey olsa bahane uydurup gitmek ister.arabaya bindiğimde zuzum başka konular açmaya başladı beni biraz olsun güldürmeye çalıştı ama içimden gülmek gelmiyordu kafamda durmadan savaşı gördüğüm an geliyodu sarıp sarıp bunu hatırlıyordum. senem en sonunda bize acıktığını söyledi. ne yani ben bu kadar üzgünken onun derdi yemekmiydi tamam yani aç olabilir ama bu durumda bunu içinde saklayabilirdi. sonra hiç birimiz seneme cevap vermediğimizde senem tamam tamam yemekler benden dedi yani bizi parayla kandırmaya mı çalışıyodu buna kanacağımızı düşünüyosa doğru düşünüyo birden gülümsedim zuzumunda en sevdiği kelime beleş kelimesiydi o ücretsiz demeyi sevmezdi beleş diyince daha çok heyecanlanırdı.
zuzumla ikimizde sevinçten uçtuk diyebilirim. senem birden telefonundaki yemek menülerine bakıyodu ve sizi nereye götüreceğimi buldum dedi zuzumla ikimizinde moreli bozulmuştu çünkü her zaman nerde ne zaman yiyeleceğine hep biz karar verirdik. ben tam gerek yok biz nereye gideceğimizi biliyoruz diyecekken zuzum ne diyeceğimi anlamış olmalı ki benden önce davranıp tamam olur dedi. zuzum bu kıza fazla yüz veriyodu. tek yapmam gereken bunları farklı düşüncelere saptırıp fikir ayrılıklarından anlaşmamalarını sağlamamdı. söz konusu zuzumsa bu çok kolay bir iş gibi geliyordu. sonunda varmıştık. bir restoranttı burası biz zuzumla böyle mekanları sevmezdik çünkü burda hep zengin kadınlar ve erkekler olurdu küçük yaştaki çocukların bile bellli bir coolluğu vardı burda herkes bıçak kullanmak zorundaydı aslında zorunlu değil ama eğer burda bıçak kullanmassanız kendinizi ayı gibi hissedebiliyosunuz herkes nazik ve beyfendi tavırlarında genellike erkekler şirkette çalışanlar, kadınlarda şık giyinirdi zuzumla tipimize baktığımda bizi sokaktan yeni gelip elini yüzünü yıkamayıp sofraya oturan çocuklar gibi hissettim sankibir an annemiz bize gelipte şu üstün başın ne hemen değiştir diyecekmiş gibi. oturduğumuzda hepimiz menüye baktık daha adalrını bile söyleyemediğim yemekler vardı. ben daha adını bile bilmediğim yemeklerden yemem diye isyan çıkardım. senemde her şeyin bir ilki vardır denemekte fayda var dedi. fayda he fayda zehirlenirsem onun burnundan getiricem diye mırıldandım. zuzum ortalığı sakinleştirmek için tamam danla ben senin ne yiyeceğini buldum. sen kuzu şiş ye dedi bende bu kadar kişi arasında onu yiyemeyeceğimi söyledim. utanırdım.
ben bu beleş yemek fikrinden hiç hoşlanmadım. burda herkes nazik,ben burda eğer yemek yersem adım ayıya çıkar en iyiisi yememek ben kendime evde yemek pişirebileceğimi düşündüm veya zuzumu bize çağırıp bişeyler hazırlatabilirdim yani bunun için ona rüşvet teklif edebilirdim biliyorsunuz paranın açmayacağı kapı yoktur....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOU TROUBLE
ChickLitAriana Grandenin en tatlı halleri >-< Bu tatlı kızımız danla hep bir heyecan hep bir stres içinde bazen bu durumlardan bıksada onun en yakın arkadaşları hep ona destek . Bu kitabımda size tüm kötü olaylara rağmen ayakta kalmayı tüm bu kötü olaydan k...