ARAF AŞKI

~3~

Multi medya müziği; Ekin Beril= Bırak kadının olayım

Okula girdiğimde her şey normaldi,hiç kimse bana öcüymüşüm gibi bakmıyordu. Sınıfa girdiğimde ilk gözüme çarpan şey Yankı'nın çetesi ve Deniz'in sınıfta olmamasıydı. Hiç istifimi bozmadan yerime oturdum , matematik defterimi ve kitabımı çıkardım bu derse bayılıyorum. Hoca geldi derse başladık ama o hâlâ gelmedi acaba şu an neredeydi? Ölsün inşallah yada ölmesin Kıyamam ki ben ona, off acaba okulda mıdır? bunu öğrenmenin tek yolu var. Hocadan lavabo için izin alıp bahçeye indim ama orda değildi bütün okulu gezdim offff Allahım ya yok, yok, yok en iyisi hoca anlamadan yukarıya çıkmak. Okuldan içeriye girdiğimde aşağıdan ,kazan dairesinden sesler geliyordu. Ama sınıfa da gitmem gerekiyor, içimde kalmasın şimdi en iyisi ben bir bakayım. Merdivenlerden aşağıya indikçe sesler daha net duyuluyor. Bu ses biyerden tanıdık geliyor ama bu- bu- şey Yankı'nın sesi daha yakından görebilmek için varillere biraz daha yaklaştım, yaklaştım da iyi halt ettim..
Yankı ve çetesi beni gördü ve Yankı bana doğru geliyor. Ne yapacağımı bilmiyorum konuşurken ya kekelersem.

-ooo bizim Tıfıla bakın tuzağımıza düşmüş
-Ne ne ttutuzağindan bahsediyorsun?
-Şimdii!!

Yankı'nın sesini duymamla üstüme boya dökülmesi bir oldu.

-Bak melike, siyah sana çok yakıştı
-Sizden nefret ediyorum ! Hayatımı mahvediyorsunuz!
-Hayatını mahveden biz değiliz sensin kendine ve bu dünyaya bi iyilik yapıp yeryüzünden sil kendini.

Son duyduğum cümleyle birlikte koşarak dışarıya çıktım. Lanet olsun bütün okul bana gülüyor. Hepsinden nefret ediyorum . Nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum sadece koşuyordum. Nerden geldiğini bilmediğim bir darbe aldığımda yere düştüm. Önümüde göremiyorum zaten, bir meteor elimden tutup ayağa kaldırdı beni .

-Şşşş hey! ne oldu sana böyle
-Sanane ne olmuşsa olmuş . sende onlar gibisin , sizden nefret ediyorum, ukala züppeler !!
-Hey sakin ol! Bana böyle hitap edemezsin.
-Off Özür dilerim. Biraz sinirlerim bozuk.
-Anlatmak istersen dinlerim.
-Alay etmezsen anlatırım.
-Tamam hadi gel seni, tek kalmak istediğimde gittiğim bir yere götüriyim.
-Sana nasıl güveniyim nerden bilebilirim ki, senin de o gereksizler gibi olmadığını 😑
-Peki sen bilirsin.

Çocuk arkasını dönüp benden uzaklaşmaya başladı. Of Aman bunlarda çok atarlı.

-Tamam. Tamam gidelim .
-Ne o hani güvenmiyordun bana, kararını ne değiştirdi.
-Züppeler değilsin ama ukalasın kabul et .
-Motorum şu tarafta, hadi gidelim prenses.

Hiçbirşey söylemeden gösterdiği tarafa doğru gidip yavaşca motora bindim. Oda bindiğinde yola koyulduk ama hâlâ içimi içimi kemiren bu kurdu susturamadim. Acaba güvenmekte hata mi ettim? ya beni başka bir yere götürüyorsa? ya Yankı'nın bir arkadaşıysa? off Allahım yardım et. Yaklaşık 1 saat sonra eşsiz bir yere geldik. O indikten sonra bende yavaşca motorun üstünden indim ve uçurumun kenarına doğru emin adımlarla ilerledim şu an bütün Ankara ayaklarımın altına serilmişti resmen.

-Tanışmaya fırsatımız olmadı, Merhaba ben Umut Saran.

Uzattığı elini tutup ismimi söyledim .

-Eee söy ismin yok mu senin?
-Melike Koç.
-Ooo şu meşhur zenginler siz misiniz Melike hanim.
-Cidden bu konuyu konuşacaksak beni eve bırak.
-Tamam tamam sustum patron.

İkimiz de uçurumun kenarına oturup sessizce şehri seyrettik. Hayat ne kadar garip değil mi? Herkesin sevdiği o toprak kokusunun aslında ölüm koktuğunu hiç kimse fark etmiyor.

-Anlatmayı düşünüyor musun?

Okuldaki olayları ve ailemi ona anlattığım da ilk söylediği şey İntikam oldu. ilk önce ne demek istediğini anlamasam da sonradan fark ettim.

-Bak melike böyle susarsan hiç bir ilerleme katedemezsin. Onlar senin üstüne daha fazla gelir. Degiştirmeliyiz seni, hem o kadar mirasın yani paran varken git ve spor salonuna yazıl kendine diyet listesi hazırla, gözlerin için de bir doktora gidip doktorunla birlikte lens siparis edin. Bence bugün bunları halledebilirsin, saat daha erken hadi kalk seni spor salonuna bırakayım.

Canım bu güzel yerden ayrılmayı hiç istemesede ayrılmak zorunda kaldım.

♧♧♧ ♧♧♧ ♧♧♧ ♧♧♧

Eve gelmenin mutluluğuyla mutfağa girip yemek yedim. Bundan sonra düzenli beslenicem, beyaz ekmek yerine kepekli ekmek yiyeceğim, hergün spora gidicem ve abur cubur yemiyeceğim ayrıca doktorumla'da konuştum haftaya lenslerim geliyor. Bu değişim süreci boyunca okula gitmeme kararı aldım. Kendimi çok mutlu hissediyorum artık Yankıyla sevgili olabileceğim. Ahh ama önce uyumam lazım saat 12.45 ve ben çok yoruldum.

♧♧♧ ♧♧♧ ♧♧♧ ♧♧♧

Sabah mal alarmın sesiyle uyandım bu hafta sonu lenslerim geleceği için ve bugün cuma olduğu için son günümde okula gitmeye karar verdim sonuçta Yankıyı bugünden sonra uzun zamn görmeyeceğim.
üzerime gri kazağımla siyah deri montumu giyinip altıma da siyah pantolonumu geçirdim. saçlarımı toplayıp Meryem'in odasına gittim.

-Meryem hadi kalk, okula geç kalıyoruz.
-Tamam abla geliyorum sen aşağıya in.
-Çabuk ol!

Sevinçle aşağıya inip kahvaltıyı hazırladım. O sırada Meryem hazırlanıp yanıma geldi ama bir terslik vardı ki yüzüme dahi bakmıyor. Acaba onu kıracak birşey mi yaptım ya da dedim?

-Tatlım bir bakar mısın bana?
-Öff söyle abla.

Yüzünü hâlâ yerden kaldırmıyordu, bu da benim sinirlerimi bozduğu için çenesinden tutup yüzünü yukarıya kaldırdım ama yüzünü kaldirdigim anda benimden vurulmuşa döndüm, başımdan aşağıya kaynar sular döküldü resmen.

-Meryem! bu yüzünün hali ne böyle ?!!
-off ! Abartma
-Kes sesini! Kim yaptı söyle!
-yeter ya sanane benden, şu oyunculuğundan vazgeç artık! Hem benimle ilgilenmiyorsun hem de bana hesap soruyorsun. Kimsin sen ha kim ?
-Bak tamam kabuk ediyorum seninle ilgilenemedim bu aralar ama benimde işlerim vardı. Hem sana yeni aldığım karardan bahsedicektim.
-İşlerim var , işlerim var hep bu bahane git gide annemle babama benzediğinin farkında misin? Hem banane ya senden. Haa bu arada yüzüm neden mosmor biliyormusun, senin salakliğin yüzünden bir daha benimle muhattap olma eziksin sen ezik !!!!

Meryem'in söyledikleriyle gözlerim bulanıklaştı. Sevdiğim bir insanın bana bunları söylemesi canımı yaktı. Ama herkese bu söylediklerini yutturucam YEMİN EDERİM ..