3.Bölüm

75 12 3
                                    

Kapıyı açtığında babasına kocaman sarılmayı hayal ederken birden karşısında Kenan’ı görünce şaşkınlıktan gözlerini kocaman açmıştı.

“Zehra ben şey….” Dedi devamını getiremediği cümleyi söylerken, Kenan.
Sonra derin bir nefes aldı ve “Ben sadece senle biraz konuşmak istedim, bu nedenden geldim.” Dedi hafif başını kaldırarak.

“Zehra n’oldu? Ağlamışsın sen! Hulusi Bey’e mi bir şey oldu?”
“Kenan dur dur bir sakin ol.”
“Olurum olurum ama sana n’oldu? Zehra anlat bana lütfen.” Dedi Kenan kendisinin de şaşırdığı bir ses tonuyla.

   Niye bu kadar endişelendiğine anlam veremeyerek Zehra’nın ağlamaktan kanlanmış, yeşilin en güzel tonlarından biri olan gözlerine baktı.

“Yok hiçbir şey gayet iyiyim.”
“Zehra bana yalan söyleme, sevmem yalanı biliyorsun.”
“Bilmiyorum Kenan. Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum ben.”

Kenan Zehra’dan beklemediği  bu sert çıkış karşısında şaşırmıştı. O Zehra’nın hiç bu halini görmemişti ki daha doğrusu o Zehra’yı hiç tanımaya bile çalışmamıştı ki. Hatta ve hatta gözlerinin bu denli yeşil olduğunu bile daha yeni fark etmişti.

“Haklısın.” Diyebildi sadece.
İkisi bir süre gözlerine baktı. Ne Zehra tek kelime etti ne de Kenan.
“Yürüyelim mi az?”
“Keyfim yok belki başka bir zaman.”
“Zehra rica ediyorum. Kırma beni, istersen yürümeyiz. Parktaki banklarda otururuz.”
“Tamam öyleyse ama sadece yarım saat.”
“Sadece yarım saat.” Diye tekrarlardı Kenan.
“Emine teyzeye söyleyip geliyorum.”
“Tamam acele etme, ceketine de unutma park serindir.”
“Tamam tamam.”

Şimdiye kadar beraber olduğu tüm kızlardan bu nedenden ayrılmıştı, Kenan. Fazla dakikti.Ve bekletilmeye asla dayanamazdı. Genelde sinirden kaslarının hepsi gerilirdi.  Ancak bu sefer kendisi bekletilmek istemişti ve bundan büyük bir zevk alıyordu. Çünkü bu sefer durum başkaydı. Zehra da öyle.

          

Seğmenler parkına geldiklerinde Zehra ceketi aldırttığı için Kenan’a minnet duydu.

“Biliyor musun Zehra?”
“Neyi?”
“Bazen Ankara’da deniz olmadığı için o kadar çok üzülüyorum ki her şeyi alıp İzmir’e ya da Ayvalık’a gidesim geliyor. Şirketi bile bırakmayı düşünüyorum.” 
“Ya sonra.”
“Sonra bu parka geliyorum. Deniz olmadığı halde bu parka gelince denizin o güzel kokusunu buluyor gibi oluyorum. Bazen aklım çok karışık olduğunda,  toplantıları iptal edip buraya geldiğim bile oluyor.”
“Vayy bunu babama söylesem iyi olacak.” Dedi ve gülümsedi Zehra yüzünü Kenan’a dönerek.
“Hulusi Özarslan’ın kızına bunları söylememem gerekirdi sanırım.” Dedi ve Kenan’da güldü.
“Peki ya sen ne yaparsın üzgün olduğunda?”
“Annemden kalan eski bir defter var evde. Aklımdan geçenleri hiç düşünmeden ona yazarım bende. Kalemi özgür bırakırım. Kağıtla bir olmasına izin veririm.”
“Bugün de öyle mi yaptın?”
“Sana söyledim hiçbir şeyim yok diye ama inandıramadım sanırım.”
“Yok, maalesef inandıramadın. Ama belki gözlerinin yeşili ağlamaktan kızarıp kızılla buluşmamış olsaydı o zaman inanabilirdim.”
“Annemi özlemiştim hepsi bu.”
“Konuşmak istersen bu konu hakkında dinlerim.”

Zehra cevap vermedi Kenan’a.  Bir süre sonbahar nedeniyle çırılçıplak kalmış ağaç dallarına baktı ve sonra derin bir nefes alarak konuşmaya devam etti.

Sokakta ayakkabı boyacılığı yapan çocukları bilir misin? Kimsesi yoktur o çocukların. Bizim gibi her şeyi almaya imkanı yoktur onların. Onlar hayata hep bir eksiyle başlamışlardır. Ve çocuklukları, ergenlikleri ve eğer şanslı değiller ise yetişkinlikleri bile her güne bir eksi ekleyerek devam eder. Annem varken hiçbir zaman o çocuklar kadar yalnız hissetmedim. Hatta  annem varken o çocukların bile farkına varmadım, varamadım. Canım en fazla telefonumun kırılmasına ya da çok istediğim ayakkabıyı sevmediğim bir insanın ayağında görünce sıkılırdı. Tırnağım kırılsa gider anneme anlatırdım ya da anneme kızar anneme küserdim. Ama şimdi annem yok. Tırnağım kırılsa üzülmeme gülecek, canım yansa yaramı saracak ya da küseceğim biri yok hayatımda. Baban var diyeceksin. Haklısın da bir babam var. Ama o bir baba. Kim bir annenin yerini tutabilir ki? Ya da hangi baba dinler ki tırnağımın kırılma hikayesini. Babam hep iyi baktı bana. Bir gün ne kızdı ne de bağırdı bana. Babamı çok seviyorum. Ama annemi çok özlüyorum, Kenan.” Dedi gözlerinden akan yaşları silerek Zehra.

Tam Kaybettim Derken🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin