Karbonat'lı Kahve

663 77 20
                                    

Klasik bir cumartesi sabahıydı benim için.Yanımdaki şeklini hiç bi zaman çözemediğim altıgen alarmımın horoz sesi yine yataktan fırlatmıştı beni.Her sabah olduğu gibi içine sığamadığım tişörtümü çıkartıp her zaman kendimi en rahat hissettiğim şey olan kedili bornozumu üzerime geçirip dar koridorumdan diyetisyenimin uzak kalmamı önerdiği mutfağıma doğru yürüdüm.Her sabah pembe çarşaflı yatağımdan garfield gibi uyanırken bu sabah yatağımdan cennet mahallesindeki pembe gibi neşeli uyanmıştım.Sanki artık hiç mağazalarda o çirkin gözler arasında en büyük beden kıyafeti aramam gerekmiyomuş gibi mutluydum.Mutfak masama oturdum ketılın tuşuna bastım ve suyumun ısınmasını beklerken aniden telefonum titredi,başta hayret ettim çünkü bana "ektra duble mükemmel" otellerin kampanyalarından başka mesaj gelmezdi yani en azından üneversiteyi bitirdiğim günden beri hiç gelmemişti.Üniversite hayatım aslında çok normal geçmişti sadece birkaç şey dışında şimdi aklıma gelmesini dahi istemediğim birkaç şey.Gelen mesajın şoku geçtiğinde mesajın kimden geldiğine baktım mesajı atan kişi hem ortaokul hem de lise hayatımı birlikte geçirdiğim Aslıdandı.Aslıyla 5. Sınıfta tanışmıştık,sınıf pikniğindede annelerimiz tanışmıştı o günden sonra annelerimiz birbiriyle her buluştuğunda bizde buluşur oyunlar oynardık.Kilomdan dolayı arkadaşlarımla oyun oynayamazdım çünkü oyunu beceremez hırslanır etrafıma zarar verirdim istemsizce.Ama Aslıyı hiç incitmemiştim hep benim oyun arkadaşımdı lise üçe kadar,fakat lise üçde memur olan babasının tahini çıkınca Balıkesire gitmişlerdi.Mesajı okumaya koyulduğumda aklıma ketıldaki suyu unuttuğum gelmişti,ayağa kalktım ve mor kedi patili bardağıma iki kaşık kahve atıp suyu doldurdum birazcık elim yandı çünkü heyecandan elim titriyordu.Kimsenin hiç sevmediği,sürekli dalga konusu olan XXL Aras'a mesaj gelmişti hemde eski bi arkadaşı tarafından.Evet bana lisede okulun popüler çocuğu Çınar Bey bu lakabı takmıştı "XXL Aras" kilomdan dolayı bu lakabı takmıştı ne kadar üzülsemde belli edememiştim.Aslının mesajını içimden sesli okumak geldi 23 nisanda bi çocuğun bağırarak şiir okuması gibi seslice okudum mesajı nede olsa evim müstakildi.Aslı sadece 3 kelime yazmıştı "Bugün ne yapacaksın?".Yani ne kadar bi mühendis olsamda toplantılara veya seminerlere katılmazdım sadece odamda çizimimi yapar CEO'muz Hakan Beye mail olarak gönderirdim.Bu soruyu yanıtlamak benim için zor değildi aslında fakat mesajı atan kişi Aslı olunca durum değişirdi bi an aklıma geldi acaba ortaokulda öğretmenin anlamlarıyla birlikte 20 kere yazdırıp kolumu kopartan ödevlerden kelimeler seçip bir patron misali ingilizcemi gönderseydim mesajı.Bu fikir biraz saçma geldiğinden doğaçlama olarak "Evde dinleneceğim" yazdım ve elim titreyerek gönder tuşuna basıp heyecanla gelicek cevabı beklemeye koyuldum.O sıradada birazcık soğuyan kahvemi yudumladım fakat yudumladığım anda geri püskürtüp bağırdım "Siktir" kahveye şeker yerine karbonat atmıştım karbonatda lanet diyetisyenimin önerisiydi hergün suyuma katıp 1 şişe suyu karbonatlı içiyordum ne işime yarayacaksa.Aslıdan gelen mesajı gözlerim buğulanarak okudum malum tatil günümde alarmı akşamdan kapatmayı unutup erken kalkınca uykusuzluk kafama vurmuştu.Mesajda"Bugün evden çıkma sana bir sürprizim var"yazıyordu.Telefonu yere fırtlatıp koltuktan koltukta zıplamaya başladım.
"Aslının sürprizi neydi acaba"
"Aslı Arasın doğum gününü hatırlayıpmı bir sürpriz yapmıştı"
Devamı diğer bölümde...

Mor PatiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin