-Vanessa'nın mailinden ve Zayn'in cevabından 1 hafta sonra-Bella'ya yemek yedirmeye çalışan Izzie'yi izlerken suratımda yorgun bir gülümseme vardı.Izzie'nin minik bedeni benim gülümsememden daha yorgundu ama buna rağmen her zaman kardeşiyle ilgileniyordu.Bana hiç bahsetmemişti ama Bella'nın onun donörü olduğunun farkındaydı.Bir gün Bella'nın ağladığını duyup odasına çıktığımda onun başını okşayıp "Tamam güzel kardeşim,özür dilerim.Daha fazla iğne yok." diyerek sakinleştirmeye çalıştığını duymuştum ve Bella'nın hıçkırıkları kesilirken benimkiler başlamıştı.
Bazen Izzie gibi bir kızı haketmek için neler yaptığımı sorgulamaktan alıkoyamıyordum kendimi.O başlı başına bir günahtı.Bir günahtan oluşmuştu.Lisedeki erkek arkadaşımla sevişip hamile kalmıştım ve sonucu bir ceza değil,hediye olarak gelmişti.
Düşüncelerimle boğuşurken kızlarımdan gelen kıkırtı sesleriyle tekrar onlara döndüm.Bella elini önündeki mama kasesinin içine daldırmış ve tüm mamayı Izzie'nin suratına sürmüştü.Izzie kahkahaları arasında "Anne bizim böyle bir fotoğrafımızı çeksene." dediğinde olumlu anlamda başımı sallayıp ayağa kalktım.Ama telefonumu nerede bıraktığımı hatırlamıyordum.Izzie birkaç gün önce fenalaşmıştı ve onu aceleyle hastaneye götürmek zorunda kalmıştım ve sanırım o zamandan beri telefonumu elime almamıştım.
Merdivenleri çıkıp annemin odasına girdiğimde onu kitap okurken buldum.Kızlardan vakit buldukça odasına kapanır ve kitap okurdu.
"Anne,telefonumun nerede olduğunu biliyor musun?"
"Nereye koyduysan oradadır." Verdiği cevapla suratına birkaç saniye boyunca ciddi bir ifadeyle baktım,daha sonra gözlerimi devirdim. "Anne,bu ciddi.Izzie şu an çok mutlu ve Bella ile fotoğraflarını çekmemi istiyor.Biliyorsun,her zaman mutlu değil."
Olumlu anlamda başını salladı. "Ben hastaneden gelip evi toplarken durmadan çalıyordu.Yabancı bir numara arıyordu hep,ben de rahatsız olup kapattım.Odandaki çekmecelerden birindedir."
Bir şey demeden odasından çıktım ve kendi odama giderken birden durdum.
Ne demişti o ?
Yabancı numara.
Durmadan arıyordu.
"Zayn." diye fısıldadım ve adımlarımı hızlandırıp odama gittim.Yatağımın yanındaki dolabın çekmecesinden telefonu alıp düğmesine bastım ve açılmasını bekledim.Bunu yaparken asla vazgeçemediğim bir alışkanlığımı yapıyordum ; tırnak yemek.
Sonunda telefon açıldığında ard arda mesajlar gelmeye başladı ve her bildirim sesiyle kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu.
Mesajları okumaya başlarken istemsizce gülümsedim.
Sonlara doğru geldiğimde ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum.
Çünkü ona sadece parası için ulaşmaya çalıştığımı sanıyordu.
Benimle konuşmaya vakti bile yoktu,beni sekreterine yönlendiriyordu.
Kim olduğumu hatırlamasının beş dakika sürdüğünü söylüyordu.
Beş dakika.
Ben onun koskoca beş yılının her saniyesinde yanındaydım ama onun beni hatırlaması beş dakika sürmüştü.
Elimdeki telefon çalmaya başladığında kim olduğuna bakmadan açıp kulağıma getirdim.
"Alo?"
"Vanessa O'Malley ile görüşüyorum değil mi?"
"Evet,siz kimsiniz?"
"Ben Bay Malik'in sekreteriyim.Kaç gündür size ulaşmaya çalışıyordum,Bay Malik'in emri."
Hiç cevap vermeden aramayı sonlandırıp telefonu uçak moduna aldım ve kızlarımın fotoğrafını çekmek için odadan çıktım.
Komik olan,gerçekten onun parasına ihtiyacım olmasıydı.
Ama kızımın tedavisi için buna ihtiyaç duyuyordum.Kızımızın tedavisi için.
