Kime ait olduğunu çok iyi bildiğim minik eller burnumu sıkarken gülümseyip gözlerimi açtım.Bella,ablası onu kucağında sıkıca tutarken beni uyandırmak için yüzümün her tarafını elliyordu.Gözlerimi açtıktan sonra dokunuşları sertleşmeye başlayınca garip sesler çıkararak oyuncu bir şekilde ağlamaya başladım.Ne yaptığımı anlayan Izzie,sahte bir şekilde kaşlarını çatıp "Bella! Anneyi ağlattın,gördün mü?" dediğinde Bella küçük dudaklarını büzüp başını öne eğdi.Bu yaptığına ikimiz de gülerken kollarımı uzatıp kızlarımı kendime çektim ve onlara sıkıca sarıldım.Bella'nın düşen suratı yeniden keyiflenirken Izzie "Günaydın anneciğim." diye mırıldandı."Günaydın bebeğim.Bugün nasıl hissediyorsun?"
"İyiyim,ama açım."
Tam cevap verecekken birinin karnından yükselen garip seslerle sustum.Izzie ve ben birbirimize bakarken Bella kahkaha attı. "Sanırım küçük Bella da aç.O zaman hadi mutfağa."
•••
"Hayır Bella,bu kaşık.Ucu sivri olan çatal.Söyle bakayım, ka-şık."
Izzie,Bella'yı konuşturmaya çalışırken gülümsedim. "Izzie,o daha çok küçük.Konuşamıyor bile,bunları öğrenmesi için çok erken."
"Konuşuyor ki.Bu sabah konuştu."
Kaşlarımı çattım. "Ne?"
Hızlı bir şekilde başını sallad."Evet.Baba dedi." Sonra Bella'ya döndü. "Bella,baba de bakayım."
Bella belirsiz bir şekilde "Baba." dediğinde sıkıca gözlerimi kapattım.
"Bak,baba diyor.Lucas nerede anne? Bella Lucas'ı istiyor."
