prologue

684 79 56
                                    

Siyah ceketimin yakalarını yukarıya kaldırıp, ilerisini düzgün göremediğim, içinde ne olduğu hakkında bir fikrimin olmadığı karanlık sokakta ilerlemeye devam etmiştim.

Isınamayan ellerimi cebimden çıkarıp birbirine sürtmüş, ağzımdan aldığım nefeslerin beyaz buharını ellerime üfleyerek ısıtmaya çalışmıştım, ama bu amacımda pek başarılı olduğum söylenemezdi. Sokağın sessizliğinde homurdanarak yoluma devam etmiştim.

Uslu çocuk olmayı o gün bırakmaya karar vermiş, kendimi sessiz sakin görünen, minik bir puba* atmıştım.

Ben, Kim Taehyung, içmeye gidiyordum.

İstediğimden ya da meraklı olduğumdan değil, hayatımda herhangi bir şekilde herhangi bir değişiklik olsun istiyordum, monoton düzenime kendi çapımda meydan okurcasına bir davranıştı bu.

Kapıyı ittirip içeri girdiğimde ve hissettiğim sıcakla rahatlayıp gevşemiş, mayhoşluğumu bir kenara bırakıp, küçük mekanı incelemiştim. İçeride tahminimden fazla insan vardı, ama bu kalabalık olduğu anlamına gelmiyordu, ben üç beş müşteri beklerken, içeride yirmiye yakın insan vardı.

Kadere inanır mısınız?

Ya da tesadüflere?

Peki ya şansa?

Kendimi yüksek sandalyeye atıp, iki parmağımı kaldırmış ve bira istemiştim, ceketimin yakasını düzeltip yerimde gerindiğimde, bakışlarım istemsizce tekrardan insanların üzerinde dolanmıştı; içimi bir şeyler dürtüyordu.

Bu gün tabularımı yıkıp dışarı çıkmam ve onlarca önünden geçtiğim ünlü mekan, kalabalık yerler varken ayaklarımın beni bu küçük tatlı mekana getirmesi, tesadüf olamazdı. Yani sizi bilmiyorum ama, ben tesadüflere inanıyordum.

Eski müzikler çalıyordu ve loş bir ışık vardı, tahta görünümlü duvarlar ve zemini, 60'li yıllardan bir kesit sunuyor gibiydi; duvardaki  siyah beyaz eski fotoğraflardan, o anda çalan şarkının sahibini bulunca kendimce selamlamıştım. Rest in peace.

O tarafta istediğimi bulamayınca, diğer tarafıma bakınmıştım.

"Gözlerindeki bir şey çok çekiciydi."

Evet, onu gördüğüm ilk anda, avucunun içine çenesine dayamış bir şekilde iki arkadaşını dinlerken bakışlarında anlam veremediğim bir aura sezmiştim.

strangers in the night; [vhope]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin