👈 3.Bölüm 👉

53 16 1
                                    



Gerizekalı mı çoçuk kendini ne sanıyor. Playboy filen mi?
Sınıfa girdikten sonra sırama oturdum. Akşama kadarda kalkmaya niyetim yoktu. Popomı sıraya yapıştırsalar niye yapıştırdınız demezdim. O kadar yani. İlk ders matematikti. Sabah sabah matematik çekilirmiydi. Gerçi matematiki kaldırsalar iyi olurdu benim için. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Berna hemencecik yanıma oturuverdi.
Yine ne dedikodular anlatacaktı hiç umurumda değildi. Bernadan kaşarcasına sınıftan çıktım. Oysa ki o sıraya popomu yapıştırmaya razıydım. Bizim sınıfın şubesi A'dı. Bari B'lere gideyim ne var ne yok diye. Sınıftan içeri girdiğimde leş gibi kokuyordu. Ne bekliyordum ki zaten. Gerçek hayattayız ve gerçek hayatın  acı yanları. B deki öğrenciler en çalışkan sınıftı 12 kilere göre. Bizim sınıfta tek tük onların içinde ben dahil olarak. Yani tam bir umutsuz vakaydık hocalara göre. Aman hiç biri umurumda değil. Herkes kendi işini yapsın. Sınıfa şöyle bir göz gezdirip Beril'i görüyorum. Tam bir kitap sevdalısı ben gibi. Kitaba öyle dalmış ki yanına oturduğumu fark etmiyor. Sonra aklıma gelen hınzırlıkla sırıtıyorum. Beril'in poposuna yandan bir çimdik atiyorum tabi fazla sıktıramıyorum malum demirler yüzünden. Beril siradan sıçrayarak düşüyor. Bir süre o bakıp bakıp kahkaha atıyorum. O ise bana kötücül bakışlar atmaktan çekinmiyor. Yerine oturup inadına edermiş gibi kitabına devam ediyor.

İlgisini çekmek için ne söylebileceğimi düşünürken aklıma gelen şeyle sırıtıyorum.

" Beril hani senin hayali aşkın var ya adı neydi hım Tunç buraya gelse ne olurdu? "

Diye soruyorum. Çünkü okula gelen yeni meteorlardan biri onun karakterine çok uyum sağlayabilecek nitelikte.

" Neh gelmiş mi demek çağrılarıma cevap verdi. Allahım şükürler olsun."

Ya benim çevremdeki arkadaşlarım niye böyle oğlan delisi. Ne var yani ne var alt üstü bıyığı sakalı olan kişiler şéyini saymazsak her neyse. Bu konulara girmeyelim.

" Hemen oğlan deyince gözün açıldı bakıyorum."

" Saçmalama Tunç gibi biri çıkarsa hiç acımam basarım nikahı." Berilden bu sözleri duymak yüreğime indirecek. Dünyanın sonuna mı geliyoruz.

" Tamam bana öyle bakmayı kes Feri."

" Neyse ben gidiyorum sınıfıma sana da iyi hayal kurmalar."

Deyip ağır ağır sınıftan ayrılırken Orçun yani lise ikiden beri beni sevdiğini iddia eden çocuk. Kilolu bir çocuk. Olsun kilolu diye sevmedigimden değil. Hayatta hiç belli olmaz kaslı, yakışıklı birine aşık olmak istersiniz bir bakmışsınız kilolu biriyle çıkıyorsunuz. O ne kadar sana karşı bir şey hissetmiyorum desem de seni seviyorum demekten vazgeçmedi. Cesareti gerçekten takdire şayan ama bir şey hissedimiyorum. Acaba bazen kalbimde mi demirden de kimseye bir şey hissedemiyorumdur belki demekten alamıyorum.  Orçun bir tane kırmızi gül uzatıyor. Sürekli yaptığı bir şey haftada da bir kez illaki bana kırmızı gül verir. Çoğu gülü çöpe atsamda gözünün önünde duyguları  yine değişmedi. Onun için seveni kendi haline bırakmak en iyisi. Gülü almadan yanından hızlıca geçiyorum. O üzmek istemem ama fazla ısrarcı birisi. Sınıfa vardığımda kızlar nerdeyse yeni çoçuklarla ilgileniyor. Gerçi bunlara çocuk demek bin şait ister. Anlaşılan bugün Berna hariç  bizim gruptan gelen olmamış. Sanırsam sahil kenarında piknik yapmaya gitmişler. Bana haber bile vermemişler. En azından bir sorsalar iyiydi aman neyse. Bizim yeni gelen meteorlar halinden gayet memnun demek isterdim ama ilgiden bunaldığının suratlarından belli oluyordu. O sırada esmer olanla göz göze geldik. Diğeri başını bile kaldırmadı. Tabi sabahtan kendini bir şey sanmış herif yani kumrallı. Eliyle gel işareti yaptı. Bende umursamazca omuz silktim. Kendi gelse ya yanıma. Bir kaç dakika sonra yanıma geldi. Tabi Berna' nın ağzı kocaman açıldı. Ay kıyamam.

" Sınıfta en çalışkan sensin de mi -kafamı salladim- hah işte ortamıza gel de bize matematikten integralleri anlat." Hah ne diyor bu be ne integrali. Başka bir şey mı kalmadı. Gerizekalı mı bunlar

" Sebep?"

" Niye anlatayım?"

Ensesini kaşıyarak bir cevap bulmak için kıvranıyordu. Ne diyecek çok merak ediyorum.

" Bak doğruları söylüycem. Tamam kızlar tarafından beğenilirdikte bu sizin okulun kızları ne oğlan meraklısıymış. Başım ağrıdı."

Vay be bunları da ilgi meraklısı sanırdım.
" Niye ne varmış bizim kızlarda?"

" İçime düşecekler. Nesi mi var?"

" Git diyor musun? "

" Bak bizim gibi beyfendilere kızları kovalamak yakışmaz."

" Sahibliyim de sende." Dediğime otuz iki dişini çıkararak gülmesinden hoşuna gittiği belliydi.

" Hadi uzatma da gel." Göz kırpıp
" Ben olsam bu fırsatı kaçırmazdım.

" Adı söylemedin ayrıca kabul etmiyorum."

" Bu iki yakışıklı arkadaşınla bir sinemaya çıkarsın.Yani Ali ve benle." Demek kumrallının adı Aliymiş. Ali ismi de güzel bir isim ama o uyuz da iyi olmamış

" Kendi yakışıklı mı buluyorsun?"
O kadar meteor dedim çoçuklara. Neyse ben bir şey demedim.

" Kıvırma güzelim çünkü senin gibi zeki bir kıza yakışmıyor."

Sıradan kalkıp kulağına doğru fısaldadım.

" Kabul ederim ama bir şartla."
Sor dercesine kafasını eğdi.

" Buraya neden geldiğinizi ve hangi amaçla geldiğinizi anlatacaksınız." Aslında kendimde bulabilirdim yarım saatimi almazdı ama onlardan duymak zevkli olacaktı.


UMARIM BEĞENİRSİNİZ BÖLÜMÜ  ARKADAŞLAR
İMLA VE YAZIM YANLIŞLARI İÇİN ÖZÜR DİLERİM ;-);-);-)

İNSAN OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin