7.Bölüm

72 5 6
                                    

"Ne bu gerginlik? Sakin olun biraz ya! Hem nereden tanışıyorsunuz?"

"Yavaş ol Asya. Teker teker."

"Öff boş konuşmayın hadi anlatın."

"Seni ilgilendirmiyor Asyacım."  Dedi Kerem. Sini ilgilindirmiyir isyicim. Salak şey! Ama benim adım da Asya ise ben bunu öğrenirim.

"Öyle olsun Kerem."

"Öyle öyle."

"Neyse benim gitmem gerek görüşürüz size."

"Görüşürüz güzellik." Dedi Kerem.

"Görüşürüz Asya." Dedi Mert. Birden telefonuma mesaj geldi.

Gönderen:Mert
"Karar verdin mi Asya?"

Gönderilen:Mert
"Evet verdim karar."

Gönderen:Mert
"Ney peki cevabın."

Gönderilen:Mert
"Yarın okul çıkışı yüz yüze konuşsak iyi olur. Bugün biraz annemle ilgilenmem gerek. Görüşürüz;)"

Gönderen:Mert
"Görüşürüz güzellik;)"

Ay nasıl söyleyeceğim acaba ben sevdiğimi? Çok değişik hissettim. Sanki burada ya. Bir de mesaj atarken saçımı düzeltiyorum. Saçmalık. İyice paronayak oldum ya. Kendi kendime konuşuyorum. Sensin paronayak. Senle ben aynıyız zaten manyak. He he ondan. Ay iç sesimle konuşuyorum. En iyisi müzik dinlemek. Kulaklığımı telefonuma taktım. Ve rastgele oynatı açtım. Ve en sevdiğim şarkı çıkmıştı. Duman-Haberin yok ölüyorum. Ama ben bunun Emre Sertkaya yorumunu dinliyordum. Harbiden harika söylüyordu çocuk.

Birden derin düşüncelere daldım. Annem ve babam gideceklerdi. Ve 4 yıl burada olmayacaklardı. Çok özleyeceğim biliyorum ama benim bir de kız kardeşim var ona bakmak zorundayım bir yandan da. O benden daha küçük hem. Daha çok özler. Alışması lazım bana. Acaba yarın ne olacak. Nasıl söyleyeceğim sevdiğimi. Aa annemler bu akşam gideceklerdi. Saate baktığımda 18.00 olduğunu gördüm. Bizimkiler 22.00'da gideceklerdi. Hemen koştur koştur salona gittim. Babam ve annem oturuyordu. Ortalarına girdim. Birden yanımıza Ada koştu. Annem ben ve Ada birbirimize sarıldık. Annemin gözyaşı omzuma düştü. Hemen annemin kafasını kaldırdım. Çenesinden tuttum.

"Anne, siz doğru olanı yapıyorsunuz. Gitmeniz gerekiyor. Babamın işi bu. Alıştık biz." Bu kadar zengin olmamızdan babamın holdingi filan var sanarsınız fakat öyle değil. Babam büyük yoklukla büyütülmüş. Annem çok varlıklı bir aileden gelmiş. Ama şimdiki evimizde, arabamızda annemin bana evindeki zenginliğinin hiçbir etkisi yok. Hepsini babam okuyup, çalışarak elde etmiş. Annem de çalışıyor. Kendi holdingi var. Evlenmeden önce dedem anneme devretmiş.

"Kızım biz siz olmadan ne yapacağız nasıl zaman geçer."

"Anne babam var. Hem bizde geliriz arada. Bir köy havası hiç fena olmaz. Babam gelemese bile sen gelirsin sık sık. Abim 2 yıl sonra temelli geliyor zaten. Füsun teyze ve Mustafa abi de burada."

"Haklısın kızım. Ama holding ne olacak bilemiyorum."

"Anne sen bu 2 yıl içinde şirkette çok güvendiğin birini söyle bana. Bende dersimin olmadığı günler giderim. Ve bana işi de öğretir. Mezun olunca da giderim. Hem Mert de var o da babasına yardım ediyormuş. Anlar bu işlerden. Yardım eder bana da. Hatta siz Mert'in anne babasını arayıp durumu söyleyin bende Mert'e söyleyeyim." Bu durum çok işime gelmişti. Sevgili olursa okulda beraber işte beraber süper olurdu.

"Süper olur kızım. Ben Mert'in ailesi ile görüşeyim."

"Tamamdır."

Gönderilen:Mert
"Mert babamın tayini çıktı. Annemle birlikte 4 yıllığına Ardahan'a yerleşecekler. Şirkete annemin güvendiği bir çalışan ve ben bakacağım. Annem bana yardım etmen için şimdi sizinkileri arayacak."

Gönderen:Mert
"Seve seve güzelim.."

Gönderilen:Mert
"Ayy çok sağol tontiş insan."

Gönderen:Mert
"Ahahahhaha. Alemsin Asya. Neyse görüşürüz. Yarın sabaha alırım seni."

Gönderilen:Mert
"Tamamdır ;)"

"Mert'in annesi ne dedi anne?"

"Seve seve dediler kızım."

"Mert bana da öyle dedi. Bana güven annecim. İşler bana emanet. Hadi akşam yemeğimizi yiyelim. Babacım özleyeceksin Füsun teyzemin yemeklerini."

"Aynen öyle kızım. Annen şimdi doldurur önüme ağaçları."

"Ağaç değil o sebze sebze!"

**
Yemeklerimizi yedik ve salonda oturup sohbet ediyorduk. Biraz duygulanmıştım. Ama ben kolay kolay ağlamazdım. Kendime çeki düzen verdim. Anne ve babamı üzmek istemiyordum. Ada zaten yeterince üzüyordu. Çok sulugöz bir kardeşe sahiptim. Son 1 saattir aralıksız ağlıyordu. Saat 20.30 oldu.

"Hadi kızlar yolcu yolunda gerek." Dedi babam.

"Kendinize iyi bakın babacım. Bizi düşünmeyin. Huzurunuz eksik olmasın. Kardeşimi de düşünmeyin. Bana emanet kerata."

"Kızlar kendinize iyi bakın." Diyip sarıldı babam bize.

"Sende babacım." Dedi bir yandan da ağlayan Ada. Anneme sarılıp öptüm. Saçlarımı kokladı. Sanki bir daha hiç gelmeyekmiş gibi. Ve ağlamaya başladı. Hiç ağlamayan ben ağlamaya başlamıştım. Gözümden yaşlar bitmek bilmiyordu. Sanki tüm duygular gözlerime hücum etmişti. Annem ve babam bavulları arabaya yerleştirdikten sonra arabaya bindiler. Sokaktan çıkana kadar da bize el salladılar. Arkalarından bakakaldık. Ağlamaktan helak olan minik kız kardeşim Ada'ya sarıldım. Üzülüyordum böyle yapmasına. İçim dayanmıyordu bir abla olarak. En içtenliğimle anne şefkati vererek sarıldım ona. Kıyamıyordum ki hiç.

"Bak kardeşim böyle yapma. Hem biz birlikte çok eğleneceğiz. Sakın korkma başımızda büyük yok diye de. Bak Füsun teyze ve Mustafa abi var. Ve daha adını bile bilmediğimiz kadar güvenlik var. Emin ol biz burada güvendeyiz. En doğrusu bu bizim için. Bak ben arada şirkete de uğrayacağım. Sende gelirsin. Olmaz mı?" Gülümsedi benim can parçam.

"Seni seviyorum ablam." İşte ablalık böyle bir duyguydu. Seni ne kadar üzerse üzsün, kızdırırsa kızdırsın kıyamıyorsun. İsterse dünyanın en büyük yanlışını yapsın. Fark etmez. O hala senin minik kardeşin. Onun gözündeki bir parça ufacık mutluluğa dünyaları verebilirim. Onun bir saç teline hiçbir şeyi değişmem. Onu çok seviyorum. Öz ablası olmasam bile onu kendimden daha çok seviyorum. Bu anlatılamaz bir duygu..

Bu bölüm sonunda acayip şeyler oldu. Çok şaşıracaksınız diğer bölümde. İnanamayacaksınız. Sizleri seviyorum. Umarım bölümü beğenirsiniz vote ve yorumlarızı bekliyorum.


Aşk MolekülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin