Giriş

4.7K 265 114
                                    

JungKook

Hayatta her zaman seçim hakkınız yoktur. Bazen kendi hayatınıza seyirci kalabilirsiniz. Olur, biter ama geçmez. Belki de bütün hayatınız boyunca bedelini  ödeyeceğiniz bu seçimlere sesinizi bile çıkartamazsınız.

Makyaj aynasının karşısında bir saate yakındır sadece saçımı düzeltiyordum.

"Jungkook, konuşmamız gerek."

Kalın sese alıştığım için irkilmemiştim. Taehyung, omzuma dokunduğunda ona dönmek yerine aynadan göz kontağı kurmayı seçtim.

"Fazla asabisin Kook, benim sorumluluğumdasın ve patrona şikayete bir ay içinde sekiz müşteri gitti bu benim için hiç iyi değil."  

Gözlerimi kısa süreliğine kapatıp başımı sağa çevirdim.

Onun için iyi değil demek, benim için hiç iyi değil demekti.

"Daha fazla gülmek zorundasın, ellerini itemezsin en önemlisi de onları güldürmek zorundasın. Memnun ayrılmalılar. Senin için elimden gelen her şeyi yapıyorum en azından bunları benim için yapmalısın."

Gözümden bir damla yaş geldiğinde ellerini kahverengi saçlarından geçirip sıkıntıyla ofladı. Başımı öne eğmekten, ağlamaktan nefret ediyordum ama elimde değildi. Oturduğum tabureyi kendine çevirdi. Elini çenemin altına koyup başımı kaldırdı.

"Hoseok gibi sert olmadığım için mi beni dinlemiyorsun Kook? Onun Jimin'e yaptığı gibi canını yakmadığım için mi bu kadar asisin?"

Kafamı yavaşça olumsuz anlamda salladım.

Küçükken doktor olmak istiyordum. İnsanlara elimden geldiği kadar yardım edebilme düşüncesi bile beni mutlu ediyordu. İdeallerim vardı kendimi inandırmıştım, iyi yerlere gelecektim.

Düzenli güzel hayatım en beklemediğim anda ellerimden kayıp gitmişti. Tüm ailemi sadece bir arabada birden kaybetmek yalnız kalmak en zor yaşta başıma gelmişti. Çevremdekiler elimden tutmak yerine daha çok dibe vurmamı sağlamıştı.

Şimdi buradaydım işte.

Busan'ın en meşhur gece kulübünde ki müşterilerle yemek yemek, gülüşüp dertlerini dinlemek, onları mutlu etmek adına kendi gururumu ayaklar altına almak, ufak tacizlerine daha büyükleri olmaması için susmak, zevk alıyormuş gibi davranmak benim işimdi.

Karşımda bana ne kadar iyi davransa da buraya düşme sebebim olan pezevengimden azar işitiyordum.

Elimle akan gözyaşlarımı sildim. Burnumu bir kez çekip hala anlatmaya devam ettiği şeylere başımı sallıyordum. Kırmızı gözlüklerini eline alıp taburemi geri aynaya döndürdü.

"Şimdi güzelce hazırlan beni mahcup etme. Yoksa yaklaşımlarımı değiştirmek zorunda kalırım. Seni kayırıyorum, bunu kimse inkâr edemez ama her şeyin bir sınırı var."

"Peki."

Onca lafın ardından, içimde ki tüm itirazlara karşı sadece peki diyebilmek on katlı bir inşaatın ilk katına gömülmüşüm gibi hissettiriyordu.

Biraz daha boş boş bakındıktan sonra gözlerim saate kaydı. Artık hazırlanmam gerekiyordu.

Göz kalemini ilk gün ki beceriksizliğimle sürerken gelen yaşları geri gönderdim.

Beyaz saten gömleğimi siyah dar pantolonuma büzüştürüp içine soktum. Son olarak da tek şerit kalın kadife kolyemi boynuma geçirdim. Aynanın önünde ki parfümü bir tur üstümde gezdirdikten sonra ayağa kalktım.

Ayaktayken aynaya eğilip saçımı düzeltiyordum ki bu kez kapım daha büyük bir gürültüyle açıldı.

"Hepsinin canı cehenneme! Özel locamı nasıl o çarpık bacaklı yaratığa verebilirler?"

Park Jimin tüm güzelliğiyle küçük kulise daldığında ona döndüm. Giydiği siyah v yakası, kırmızı kadife ceketi ve sarı saçlarıyla harika gözüküyordu.

Kulübün en çok müşterisi olanı, en iyisiydi. En iyi olmayı da hak ediyordu. En ufak hatasında Hoseok, bunu ona fena ödetirdi bu yüzden kusursuzlaşmıştı.

"Ah...bu arada telefonuna sahip çıkmalısın, masada unutmakta ne? Almasaydım sürtükler çoktan cebe indirecekti."

Telefonu bana uzatırken gülümsediğinde karşılık verdim. Tüm bu olumsuzluklara karşı hiçbir şey olmamış gibi davranmasına hayrandım. Olduğu kişiyle barışıktı. Elimizden geldiği kadar yakın arkadaşlık ediyor, birbirimizi kolluyorduk ama takımlarımız ayrıydı.

Belki başka bir hayatta daha güzel bir yerde tekrar tanışır ve çok yakın arkadaş olurduk, hiç ayrılmazdık. Kim bilir?

Jimin söylenerek kıyafetlerini alıp küçük odaya geçtiğinde, telefonuma gelen mesajları kontrol ettim.

Direk olarak önüme çıkan ilk mesajı tıkladım.

İlk defa ekranda güzelim, bebeğim ve benzeri kelimelerle direk olarak pis niyetini belli eden mesajlar yerine kimseye söylemediğim soyadım belirmişti.

Bilinmeyen numara:
Jeon?

-----

Heyecanlıyız ÇoK HEYECANLIYIZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Heyecanlıyız ÇoK HEYECANLIYIZ

Umarım beğenirsiniz,

sürtük Jungkook ve Jimin bizi baya cezbetti (:::::

Bilinmeyen kim acaba KAMQÖDÖQÖDÖÖQÖSS tabiki Yoongi değil saçmalamayın

İkinci hikayemiz
%70 normal %30 text olarak devam edecek tepkilere göre şekillenebiliriz tabi ehuehehe

Görüşlerinizi bildirin,tavsiyelerinizi esirgemeyin.

Hatalarımızı affedin teşekkür ederiz~

&meichannarmy

Revenge [Yoonkook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin