Oradan hemen uzaklaşıp annemin yanına gittim. Bu benim için çok zordu bunca yıldan sonra onu görmek beni ürktü. Bir daha onu görmek istemezken yine karşıma çıktı gerçekten çok zor bir şey. Neyse onu düşünecek değilim. Ablamlar nikah masasına geçince bende hemen anlamın yanına gittim. Nikah şahitleri de yerlerini alınca nikah başlamıştı.
Nikah bittikten sonra ablam ve eniştem ilk danslarını yapmaya başladılar. Onlar dans ederken masalarında onları izlerken yanıma Mert geldi az önce Azrayla dans etmiyor muydu bu çocuk yaa neyse bakalım zoru neymiş.
"Efendim Mert ne oldu? Bir şey mi lâzım?"
"Evet çok önemli bir şey lâzım. Bana kız bulsana Eflin yaa? Birini kıskandırmam lâzım."
"Kimmiş o kıskandıracağın kişi?" Aslında Mehiri söylerdim ama Mehiri Merte kullandırtmam. Onun da duyguları var ve ben onun duygularıyla oynayamam.
"Boşver sen kız bulucan mı yoksa bulmiycan mı?"
"Kızı söylemessen bulmam."
"Açık ve net diyorsun yani?"
"Aynen öyle diyorum."
"Peki söylüycem ama kimseye söylemek yok!"
"Talutfen.."
"Melek var ya onu kıskandırmak için." demesiyle başımdan aşağı kaynar sular dökülmesi bir oldu çünkü Melek Mehirin ve benim yakın arkadaşımız. Ben şimdi ne yapıcam? Bunu bilip te ben Mehirin yüzüne nasıl bakarım? Offf Allahım offf.
Hemen bişeyler uydurmam lâzım Mertin yanından ayrılmam lâzım.
Etrafıma baktığımda ablamlar akraba gezmeye başlamışlar. Keşke Allahtan başka birşey isteseydim. Neyse tüy buradan Eflin tüy."Mert benim ablamların yanına gitmem lâzım sonra konuşalım." deyip cevap vermesine izin vermeden uzaklaştım hemen yanından
Ablamların yanına geldiğimde keşke gelmeseydim dedim ama Mertin yanında da duramazdım. Benim geldiğimi gören teyze beni hemen yanına oturttu ve hemen torunlarını göstermeye başladı telefonundan.
"Bak kızım bunlar benim torunlarım seç beğen al. Bak şu Murat en büyüğü bir de bunun ikizi var ama o kız. Bu en küçük torunum Selim bu da çok iyidir, yardım severdir..."
Teyzeyi durduramayacağımı anlayınca çantamda taşıdığım yüzüğümü hemen parmağıma taktım ve teyzeye dönüp
"Teyzecim sen kendini hiç yorma ben nişanlıyım zaten." dedim. Teyze parmağımdaki yüzüğe bakıp
"E kızım neden baştan söylemiyorsun. Ben sen içeri girdiğinden beri seni izliyordum. Dansta etmeyince birisiyle bende teksin sanmıştım." dedi. Vay bee bunu öğrendiğim iyi oldu artık gittiğim düğünlerde böyle yaparım.
"Eflin hadi ablacım biz gidelim daha bir sürü misafir var selam verelim." diyen ablamı duyunca hemen ayağa kalktım.
"Tamam abla hadi gidelim." biraz uzaklaştığımızda Eniştem bana dönerek
"Baldız sen ne ara nişanlandın?" gülerek sormuştu. Bende biç aldırmadan
"Oldu işte bir ara." diyerek gülmeye başladım. Ablamsa hemen birilerine selam vermeye başladı tabi bizde peşinden.
¶¶¶¶¶¶¶¶¶¶
Düğün sonunda bitmişti ama bende bitmiştim neyse artık hiç vukuat olmadan atlattık ya şu günü o da yeter bana. Ablamın yanına gittiğimde herkes ablamın arkasına yerleşmişti. Bende yerimi aldığımda ablam çiçeği fırlattı ve çiçek bana geldi demeyi çok istesemde maalesef ki bana gelmedi. Tanımadığım bir kıza gelmişti. Kız sevinçten çığlık atarken ben yüzüm asık arabaya bindim ve ablamın yeni evine doğru gitmeye başladık tabi yolda konvoy yaparak.
Eve geldiğimizde ablam testi kırdı falan bütün adetleri başarıyla geçince ablamı eve soktuk. Annemler önceden gelip çay falan koymuşlardı bizde tabaklara tatlı koyup içeriye götürdük. Ablam ve Eniştem sadece kahvaltıyla durdukları için yemek yiyorlardı ben tabakları dağıttık tan sonra mutfağa geçerek çay tepsisini alarak içeriye götürmeye başladım.
Herkese çaylarını dağıttık tan sonra mutfağa geçip yemek yemeye başladım bizimkiler de mutfaktaydılar onlarla konuşurken Mehire bakamıyordum. Bugün öğrendiğim şeylerden sonra nasıl yüzüne bakabilirim ki? Nasıl ona sen Merti unut derim? Ya Melek o da biliyor Mehirin Merti sevdiğini o ne yapsın? Mert beni iki arada bir derede bırakmıştı ama onun hiç suçu yok bütün suç bende ne vardı milletin özel hayatına karışmasaydım. Otur kara kara düşün bakalım Eflin hanım. Ayıkla pirincin taşını.
Mehir beni dürterken ona döndüm nasılda masum kuzum
"Efendim kuzu?"
"Daldın bugün sende bir şeyler var ama daha bulamadım. En yakın zaman da bulucam ama."
"Bir şeyim yok benim!" Aniden bağırmamla mutfaktaki herkes bize baktı. Ben de gülümseyip
"Kusura bakmayın bir anda ne olduğunu anlayamadan bağırdım." dedim suçlu olduğumu kabullenerek.
"Tamam Eflin bugün ablandan uzaklaştığın için seni mazur görüyoruz. Sende ablasızlık kafa da yapcak gibi." diyen Mahire gözlerimi kısarak bakmaya başladım ama daha sonra bana Mehire verebileceğim bir cevap sunmuştu tabi yaa benim ablama düşkünlüğümü bilmeyen yoktu. Mehire dönüp sessiz bir şekilde
"Ablam evden gidiyor Mehir ben şimdi ne yapıcam evde tek başıma? Tamam annemler falan var ama ben ablamla daha yakınım biliyorsun benim ablama olan zaafımı."
"Biliyorum canım benim ma bu kadar da üzülme hem ablan size gelir sen onlara gidersin ha olmaz mı?Hem ben neyim burada korkuluk mu? ben sana gerektiğinde ablalık ta yaparım kardeşlik te." dediğinde ben ne diyeceğimi bilemeyip ona sarıldım.
¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿
Eve geldiğimizde hemen kendimi odama attım ve kıyafetimi umursamadan yatağıma uzanım. Gözlerimi kapattığımda onun yüzü aklıma geldi neden bugün görmüştüm ki? Ben onu unutmuştum ne kadar zor olsa da ben onu untuyordum ya da unuttuğumu sanıyordum. Onu gördüğümde ilk gördüğümde nasılsa aynı öyle hissetmiştim. Çok değişmişti mesela büyümüştü, yüz hatları daha belirgindi, sert ve keskin bakışları vardı.
¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿
"Beni ne zaman büyümüş olarak göreceksin?"
"Sen büyüdüğün zaman Cennet. O yüzden hemen büyümeye baksan iyi olur." Bana her zaman Cennet derdi nedenini sorduğumdaysa bana ismimin anlamını söylerdi 'Senin isminin anlamı cennete açılan kapı demek sen benim cennetime açılan kapısın.' derdi.
"Ben büyürsem sen de büyürsün ben yine küçük kalıcam ama" deyip dudak büzdüm.
"İşte o yüzden büyümelisin ya biz büyüyelim ve bizden küçükler artsın. Sonra sen de ben de büyük olalım." pek bir şey anlamasam da yine de sessiz kalıcaktım.
"Peki senin dediğin gibi olsun." dedim ve eve geri döndüm.
¿¿¿¿¿¿¿¿¿¿
Sabah uyandığımda heryerim ağrıyordu. Hemen kalkıp üzerimi değiştirmem ve aşağı inmem gerek. Kalkıp duşa girdim hemen.
Duştan çıktığımda hemen üzerime siyeh dar paça ve erkek t-shirtlerimden birini giydim ve mutfağa inip çay için ocağa su koydum, krep için malzemeleri çıkardım ve krepin harçını hazırlamaya başladım. Krepin harcını hazırladıktan sonra çayı demleyip krepi yapmak için tavaya biraz yağ koyup o biraz ısınmasını beklerken kahvaltılıkları masaya koydum. Krepi yaptıktan sonra tabaklar vs. masaya yerleştirip annemlerin odasına gittim kapıyı çalarak içeriye girdiğimde annemlere kahvaltıyı hazırladığımı söyleyip masaya otudum.
Kapı çaldığında tam ayağa kalkacakken babamın kapıyı açmaya gittiğini gördüm ve yerimde ayakta beklemeye başladım babam gülerek biriyle konuşurken ben de merak ederek kapıya doğru yürüdüm babama
"Kim gelmiş baba?" diye seslendim kapının yanındaki duvarı dönmemle onu görmem bir oldu.
Bunun burada ne işi var?
Arkadaşlar bu bölümü de yazdım artık pamuk eller vote lere, yorumlara. Nasıl yazdığımı bilmiyorum siz benim yazdıklarıma yön verin lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Aşkımız
Literatura FemininaArtık insanlara güveni kalmamış bir kız. Vee bilinmezlikte olan bir adam. Sizce neler olur? Merak edenleri buraya alalım.