2 yıl orada yaşadık daha sonra evin yıkılacağını öğrendik bu yüzden de yan sokakta ev bulduk ve oraya taşındık. Bu evden taşındığımız için pek üzülmüyordum. Belki de üzülmüsümdür ama ilk evimizdekinin yanındaki o hüzünün yanında bir hiçti bu yüzden farkına varmamışımdır üzüldüğümün. Bu taşınmamızda da yanımda Büşra vardı yine.. Acaba bu bir işaret miydi? Bir şeyin habercisi falan mıydı? Yoksa sadece kader mi? Sevdiğin insanın, hayatta en çok değer verdiğin insanın, sana yardım ettiğini düşünmesi fakat daha da acı cektirmesi kader olabilirdi ancak. Bu ev çok güzeldi diğerine göre kocaman bahçesi vardı ve de parktaki salıncaklara benzer salincaklardan vardı, bir çok türden meyveler vardı, ve de kocccaaman balkonu.. 1. Katta oturduğumuz için bazen annem dışarıda çok geziyorum diye kapıyı kilitlerdi ben de o balkondan atlar daha sonra ayakkabılarımı alıp eski mahalle'ye giderdim. Eski.. Eski..Eski mahalle. Evet artık eski mahalle olmuştu adı. Oraya gider futbol oynardım. Sokakta çok gezdiğim için bana ev sahibi hep Erkek Fatma derdi adım Fatma olmasa da. Ilk başlarda bana öyle demesine sinir oluyordum ama daha sonra erkek denmesi hoşuma gidiyordu. Erkeklerle oynardım hep, mahalle maçları yapardık maçta tek kız bendim. Bazen beni oyuna almazdı karşı rakip ama ben bir skeilde o oyuna girerdim mahallenin en iyi kalecisiydim. Kardesimin sol ayağı çok iyiydi. Sol ayağıyla çalım atar, sol ayağiyla gol atar ve hep sol ayağiyla maça başlardı. O da bende mahallede hep sevilirdik yorulduğmuzda camiye koşar su içerdik. Okul da da futbol takımı kuruluyordu bende katıldım ama resmi bir futbol takımı değildi bizim kizlar erkekler hep futbol oynuyor bizde oynarız diye kiskanmislar gibi biraz bu yüzden de futbol takımı kuruluyordu bende kaleci olarak ismimi yazdirdim erkekler beden derslerinde bize bazen öğretirlerdi. Bazen kizlar erkekler maç yapar, bazen de karışık oynardık. Daha sonra başka sınıflarda kız futbol takımı kurdu. Artık erkeklerle değil de kızlarla da maç yapacaktık. Hem daha da rekabetçi olurduk. 2 sene boyunca maç yaptık bir Uşaklıgil vardı futbol sahası herkes 5 lira verir 1.30 saat maç yapardık. Necati abi bizi tanıdığı için bizden sonra saha boşsa izin verirdi. Ben bazen kaleci oyincu olurdum gol atardim ve secdeye yönelip yeri öperdim Moussa Sow gibi. Herkes benden igrenirdi yeri öptüğüm için ama bazende havalı olduğunu söylerlerdi söylemeseler bile belli ederlerdi. O zamanlar bir sevgilim de vardı okulun en iyi futbolcusu. Ilk zamanlar da öyle birisi var mıydı bilmiyordum. Bizim sınftan Çağla diye bir kız vardi onu seviyordu. Okulda en yakın arkadaşım Ayşegül'lerin alt katında oturuyordu. Ayşegül de çok güzel br forvetti. Mükemmel golleri vardı. Neyse ben Ayşegül'lere giderken görmüş sanırım bu yaşıma geldim hala da bilmiyorum. Sanırım bilemeyeceğim de neyse işte bir şekilde beni tanımış. Ben ise onu elimde çiçekle bahçede gezerken tanıdım. O gün kardes okulumuz gelecekti bizim okula bu yüzden bizde onlara hediye olarak çiçek almıştık. Duvara da biri Çağla ♡ Emirhan yazmıştı. Biz arka bahçede gezerken Sezer bu yazıyı görmüş sorna bizi gördü daha doğrusu Ayşegül'ü ona sordu. Ayşegül bilmiyorum dedi bana sordu bende aynı tepkiyi verdim. Işte ilk o zaman Sezer'le konuşmuştum. Okulun 2.dönemi Ayşegül ve Arzu bana birsey soyliyeceklerdi bu yüzden arkaya gittik. Bana pes peşe hızlı hızlı söyle dediler "Sana birsey söyleyeceğiz ama kizmayacaksin, bagirmayacaksin ve de kusmeyeceksin." bende "tamam" dedim. "Sezer sana mektup yazdı. Sana vermemiz için bizde okuduk senin kabul etmeyeceğini düşündüğümüz için de senin adına biz mektup yazdık. Sonra Sezer tekrardan bana mektup yazmış bu defa ise bana çıkma teklifi ediyor." Ben bunları duyunca küplere bindim tabiki ama bir yandan da biraz mutlu oldum çünkü okulun en yakışıklı çocuğu bana aşık ve de benim kardesim dediğim insanlar benim mutlulugum icin benden haberisz birsey yapmış ama mutluluğum icin hem de sadece filmlerde olacak türden birsey yapmışlar. Ben tabi ki kabul etmedim. Ayşegül ise Sezer bizi döver bu yaptıklarımızı öğrenirse falan dedi bende yapmasaydiniz dedim. Bir şekilde hallettik işi. Ayşegül'lere odevlerden dolayi çok sık gider oldum Sezer de orada ilk başlarda rahatsız oluyordum hatta bana annesinin kolyesini küpesini getirmişti. Biz sokağa gezmeye giderken bizi taşlıyordu bana hep bulasiyordu, ben Ayşegül'ü dışarda beklerken şarkı açıyordu son ses falan. Birkaç hafta sonra biz Sezer'le çıkmaya başladık. Ben kütüphanecilik klubundeyim Salı günleri ben gorevliydim. Bu yüzden de Sezer'le buluşma yerimiz kütüphane'ydi. Hatta ilk öpücüğümü orda aldım. Ama ben opmek icin utanıyorum hafta falan hep onu gecistirdim daha sonra kantin katında yangın merdivenlerinde onu öptüm. Ve onunla DC oynarken Dudaktan bile opusmustük.. Bazen tartışır bazende barisirdik. Ben git gide Sezer'e aşık olmuştum. Bazen beni kiskandirmak için kızlarla dolasiyrodu ben de ona inat erkeklerle dolasirdim. Bazen barışmak için şiir yazardı yanlarına da süsleme yapardı. Akrostiş yazardı falan. Hep kavga eder ve hep barisirdik 2 sene boyunca biz çıktık daha sorna ayrıldık ama o ayrıldı aslında başkasını sevmeye başlamış. Ben onu 1.5 sene boyunca unutamadim tabi ki bunun ondan haberi yoktu aslında Ayşegül 'lerinde yoktu bu başkasıyla çıkmaya başlamıştı ilk ogrendigimde bana yalan şaka söylüyor falan diye düşündüm. Herseye rağmen birlikte olduk ailelerimiz ogrndi benim ablam ogrndi sadece ablam ayrilmamizi söyledi bir skilde ablamı kandirdik. Öğretmenlerimiz ayrilmamizi söyledi ama biz yinede vazgecmedik peki ya şimdi nasıl vazgeçti inanamamistim ilk başlarda ama artık inanmaya başladım hersey bitmisti ama onu her gördüğümde kalbim küt küt atıyordu. Ama herseyin bir sonu vardı tıpkı ömrümüz gibi herseye çok baglanmayin çünkü hicbirsey sonsuz değil....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmek İstiyorum
RandomNeden ben yaşıyorum, neden kalbim atıyor ve neden ölemiyorum.. I want to died.