"Özledim ama söylemicem. Özledim ama bilmeyeceksin. Özledim ama içimde patlasın. En çok istediğim şey sana bir kere olsun sımsıkı sarılabilmek. Dakikalarca hatta belki saatlerce. Çok merak ediyorum bir saniye olsun sevdin mi beni ? Hiç mi birşey hissetmedin ? Seni sevdiği öğrendiğinde nasıl bir tepki verdin ? Yine cevap vermedin değil mi ? Karşına geçip içimdekileri söylesem yine sessiz mi kalırdın ? Sen, sana ne kadar değer verdiğimi anlamıyorsun ya da anlamak istemiyorsun. Oysa ben seninle ilgili olan herşeyi bilmek istiyorum. Hatta belki birçok şey biliyorum ama bilmek istediğim benimli ilgili olan düşüncelerin. Tamam, beni sevmiyorsun belki ama ne yapmaya çalıştığını hiç anlamıyorum. Bana o kadar güzel bakmamalısın. Çünkü ben senin en ufak hareketinde umutlanıyorum. Acı çektiğimden değil çünkü alıştım galiba pek umursamıyorum. Ama zoruma gidiyor. Herşeyi bildiğin halde böyle davranman. Sen hiç, hiç oldun mu ? Senden nasıl uzak kalınır aklım almıyor. Nasıl bu kadar yakınken bu kadar uzak olabilir iki insan ? Tek zaafım, en zatıf noktamdın. Aslında anlatmak isteyipte sustuğum çok konu var. Keyfin bilir. Sen yoksan halayin var. Her türlü benimsin yani. Ben halâ deli gibi seni bekliyorum farkında mısın ? Sense halâ böyle dümdüz bi salak olmaktan vazgeçmedin. Ama ben de unuturum ki. Sevmediğimden değil, yorulduğumdan. Bıraktığın yerdeyim, bıraktığın gibi değilim. Üzülür ama susar. Belki de konuşamayacak kadar öfkeli ? Bazen yanılabilir. Ya senin kırdığın hayaller o kişinin son umuduysa ? Umut tükenince yine çarpar mı bir kalp ? Kural bu mu ? Seven kaybeder mi ? Giden kaybeder olmasın o ? Zaten kafan çalışsa gitmezdin, gitmek istemezdin. Birbirimiz içinde sakın yanlış kişiler olduğumuzu söyleme. Biz başka kimseler için doğru kişiler değiliz. Tabi aklı başka yerlerde olan birinin kalbinin bende olmasını beklemek saçma, çok saçma. Dursun zaman. Geriye aksın hatta. Nefret ediyorum zamandan. Herşeyi zamana bırak. Birşeyi de kendin yap gerizekalı. Keşke sadece bana ait olsan. Sadece bana. Şimdi gelsen git diyemem ki. Özlerim çünkü. Daha çok severim..." Bıraktığı mektupta bunlar yazıyordu. Peki şimdi neredeydi ? Yoksa 'o'da mı gitmişti ? Bilmek istemiyordum. Başımdaki o ağrı ve vücudumda ki garip hissizlikle gözlerimi yumdum. Belki gelir diye bekledim. Ama belki de beklemek anlamsızdı. Çünkü artık dokunduğum her yerin içinden geçebiliyordum.