Doğuş- 2. Bölüm
"Gerçekten hamile miyim?" diye sordu kadına elini karnına koyarak. Kafasını hafifçe salladı Hyesong, gülümsedi. "Bayıldığında kontrol ettim, hamilesin." dedi kadın. Yifan şaşırdı, "Bayıldın mı?" diye sordu. sonra kızın kollarındaki morlukları fark etti. Kızın kollarını tuttu. "Yoksa? Baban mı?" Kız yavaşça başını eğdi. "Ö-öğrendi. K-kanımın kurt gibi koktuğunu söyledi. S-sonra." kız devamını getiremedi, gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Çocuk derin bir iç çekti, "özür dilerim." diye fısıldadı kızın kulağına. Böyle olacağını biliyordu. "özür dileme. Ben istedim sonuçta."dedi kız, çocuk kızın gözyaşlarını silerken. "Normal bir vampirin doğumu 3 ay sürer, biliyorsun ama karnındaki sadece vampir değil büyük ihtimalle daha kısa sürede doğacaktır." dedi kadın. Kız iç çekti ve gülümsedi, "anne olacağım, peki ya kızım mı olacak yoksa oğlum mu?" Kadın ağzını açınca kız onu durdurdu. "cinsiyeti önemli değil, sağlıklı olsun yeter. Lütfen çocuğum doğana kadar söylemeyin." diye rica etti kız.
Kız artık kadının evinde kalmaya başlamıştı. Kurt her gün kızın yanına gelip kıza yardım ediyordu. Kız, kurtun yanında kendini daha güvende hissediyordu. Kız hamile olduğu için daha çok susuzluk çekmeye başlamıştı. Eğer susadığında çocuk yanında olmazsa sancısı başlıyordu. Canı inanılmaz derecede çok acıyordu. Ama çocuğun kızın yanına gidip gelmesi zorlaşmaya başlamıştı. Kızın babası her yerde kızı arıyordu. Muhafizlara haber vermiş olmalıydı ki, muhafızlar kurt bölümlerini aramaya başlamıştı. Babası kızın kurdun yanında olduğunu düşünüyordu. Kurt yedinci ve sekizinci bölümlerin aranmayacağını biliyordu. Yedinci bölüm asillere, sekizinci bölümse kraliyet ailesine aitti ama vampir kralı vampir bir kızın bir kurda bağlandığını duyunca deliye dönmüştü. Kızı her yerde arattırıyordu ve gördükleri yerde ölmelerini emretmişti. Çocuk kıza bu konuda hiçbir şey söylememişti, söylerse kızın çok üzüleceğini biliyordu. Yaşlı kadını yani Hyosong'u bu konuda uyarmıştı. Kadında kızın hiçbir şekilde dışarıya çıkmayacağına söz vermişti Yifan'a. Yifan kızın ve çocuğunun başına bir şey gelmesinden korkuyordu. Kendisine bir şey olmaz.
Yine birgün kızın yanına gittiğinde kızın acı içinde kıvrandığını görmüştü. Hyesong çocuğa döndü, "doğurmak üzere." dedi. Çocuk gözleri kocaman açılmış bir şekilde kadına baktı, "Daha bir buçuk ay oldu. Çok erken."dedi. Kadın konuştu, "demek ki zamanı gelmiş. Kolunu ısır, kızın ağzına tut. Kanın onu rahatlatacaktır." Kızı yatırdılar ve kadın kızın altındakileri çıkardı. O sırada çocuk bileğini ısırdı; alnından terler akan, gözleri sımsıkı kapanmış kızın dudaklarına dayadı. Kız kanın kokusunu alınca dudaklarını araladı ve çocuğun bileğinin üzerindeki yaraya kapattı. Ağzına akan kanla rahatladı ama acıyı hala hissedebiliyordu. Kız dişlerini çocuğun bileğine geçirdi. İçtiği kan yeterli gelmiyordu. Mükemmel tattan biraz daha almaya ihtiyacı vardı. "İşte böyle rahatla." dedi kadın ve bir süre sonra bebek kadının ellerindeydi. Kız rahatlatıcı bir nefes aldı. Çocuğun bileğini bıraktı. Çocuk kızın alnına eğildi ve öptü. "Artık oğluna kavuşabilirsin." Kız kocaman gülümsedi kadının söylediği sözlere. Bir oğlu olmuştu. Oğlunu uzatan kadından yavaşça kucakladı bebeğini. Gözlerinden yaşlar dökülmeye başlamıştı. "Adını sen koymak ister misin hayatım?" diye sordu çocuk. Kız kafasını salladı. Ne koyacağını biliyordu. "Luhan, Xiao Luhan." dedi ve gülümsedi kız, bebeğine. "Pekala Luhan, gel bakalım babana. Annenin dinlenmesi lazım." dedi Yifan ve oğlunu kucakladı. Luhan babasının uzun kollarında küçücuk duruyordu.
Aradan 3 yıl geçmişti. Luhan diğer çocuklara kıyasla hızla büyüyordu. 7 yaşında gibi duruyordu çocuk. Hem kurt hem de vampir özelliği özelliği gösteriyordu. Kana ihtiyaç duyuyordu ama genelde normal yemekle besleniyordu. Çocuk için insanlar arasında yaşamak anne ve babasından daha kolaydı. Çünkü çocuk göz rengini deşitirebilme özelliğine sahipti. İnsanlar Luhan’ı seviyorlardı çünkü çocuk şefkatli, nazik ve çok tatlıydı. Ayrıca çok da zekiydi de. Anne ve babasına sürekli sorular soruyor, neden kendisinin anne veya babası gibi olmadığını neden insanlarla yaşadıklarını neden vampirlerin veya kurtların yanlarında yaşamadıklarını en önemlisi de babasını neden kendileriyle birlikte kalmadığını sorup duruyordu. Yifan’ın ailesi kızdan veya çocuğundan haberi yoktu. Çocuk her gece yürüyüşe çıkacağım diye evden çıkıp Hyesu’yla ve Luhan’la harcıyordu. Anne ve babası eve geldiğinde yatmış oluyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Half-Blood's Revenge
Fiksi PenggemarHalf-Blood’s Revenge Kız ağlayarak evden çıktı. Soğuk havaya karşı gözyaşları inatla kızarmış yanaklarına sıcak sıcak akıyordu. Vücuduna çarpan elleri hala hissedebiliyordu. Canı hala yanıyordu. Babasına vurmaması için yalvarmıştı. Ama babası katı k...