Bir ojenin rengine aşık olan kızı üzdüler.. hem de çok. Herkes üzdü onu... Kırdılar, döktüler, parçaladılar, parçalarını ayaklar altına alıp ezdiler. Sonra kız koca gözlerinden süzülen yaşlara anlattı onları. "Bu son anlatışım" dedi. Ama son olmadı.. aslında o farketmese bile , koca gözleri farketti son olmadığını.. sonra kız koca gözlerine küstü. "Beni dinlemiyorlar" dedi. Ağladı, ağladı, ağladı.. ve sustu. Konuşarak anlatamadıklarını susarak anlatmayı denedi. Oldu mu peki? Ne yazık ki ? Kırıklarını toplamayı da bıraktı bir zaman sonra. Ojelerini değiştirdi.. aşık olduğu mavi ojelerini.. siyaha boyadı kendini. Siyahı sevdi. Siyaha aşık oldu.. kırıklarından bir parça alıp kalbine sapladı.. ve öldü ojelerine aşık olan koca gözlü kız.. kendi kırıklarıyla hem de.. sustu susarak anlatamadığı acılarına rağmen sustu.. çünkü öldü. Kırıp dökemediler artık ojelerine aşık olan koca gözlü kızı. Ağlamadılar arkasından. Varlığını farketmediler ki yokluğunu farketsinler.. gözyaşlarının hesabı sorulmadı. Ve tekrar öldü o ölü beden..
FALSE WİTNESS 😊😊❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUSMUTSUZ
Short StoryBu kitabı bölüm bölüm yani parçacıklar şeklinde yazmayı düşünüyorum. Adım meral ama rumuz olarak FALSE WİTNESS kelimesini kullanıyorum....