YENİ GÜN
Yavaşça yorganımı kaldırıp açık olan pencereye doğru yöneldim ve bu saf deniz kokan hava ile ciğerlerimi doldurdum. Sonra yüzümü yıkayıp kendime gelmek için lavaboya geçtim. Ardından elimde havluyla çamaşır dolabını açtım. Ceketimi, gömleğimi, kravatımı ve pantolonumu alıp ayna karşısında giydim. Hoş bir edayla kendimi süzdükten sonra kahvaltımı yapmak üzere mutfağa geçtim.
Rutin bir şekilde hemen her gün aynı saatte bunları yapardım. Lakin programlanmış bir şekilde değil, yoğun duygularımla, severek. Çünkü insan doğası gereği severek yaptığı işten haz ve mutluluk duyar. Mutluluğun kaçınılmaz bir parçası olan sevgi baktığım her noktada bana göz kırpar ve hayata tutunmamı sağlar. Şayet sevgisiz tırmandığım her yokuş ufkuma koca bir set çeker.
***
Evimin de yaşantıma etkisi çoktu. İki oda ve bir salondan oluşurdu. Odalardan birini yatak odası olarak yalnızca geceleri kullanırdım. Diğer günler temiz havayla yenilenmesi için pencereleri açık bırakır kapıyı ise kilitlerdim. Bu oda benim için çok kutsal bir mekândı. Annemi yaşarken en son bu odada görmüştüm. Aziz hatırası gece uyurken tenime dokunur, son kez kalkar yorganımı düzeltir öyle kapardı gözlerini.
Yeşili çok severdi annem. Oda perdeleriyle beraber yemyeşildi. Balkona koyduğu onlarca çiçeğiyle bu yeşile canlılık kimliğini oturtmuş olurdu. Öyle ki bu odaya her girişimde doğanın sembolü haline gelmiş rengi olan yeşili ;ruhumu okşar , beni gür ormanlıklara alıp götürürken bulurdum. İşte bu sayede çok sürmemişti benim de yeşile taparcasına aşık olmam.
Diğer odam çalışma ve sanat kokardı. Duvarlarıma ardı sıra tablolar dizmiştim.Van Gogh'un; Çiçek Tarlaları, Çoban Kadın, Akşam ve İlk Adımlar eserleri yan yana bir birini takip eder halde , Michelangelo'nun; Aziz Antonio'nun Azabı ve Defin Töreni eserleri de aynı şekilde yer alırdı.Kitaplığımda ise Fransız ve Rus yazarlar baskın olmak üzere batı tarzı roman ve hikayeler yer alırdı.Tolstoy, Dostoyevski, Gogol, Cehov, Dumas ve Cervantes en beğenerek okuduğum yazarlardır.Kitaplarını her okuduğumda içime bir yazar olma aşkı doğar ve hemen elime kalem, kağıt alır yazmaya koyulurum ki çok geçmeden anlarım,onların kitaplığımda yer almalarının sebebini.
Kahvaltımı da yaptıktan sonra işe gitmem için gereken tüm hazırlıkları tamamlamış oldum. Ağır ağır merdivenleri inip, yavaşça kapıyı açar açmaz kendimi sokağın canlılığına kaptırıverirdim. Samimiyetle kendimi kaldırıma bırakır işe doğru adımlardım yalnız yumuşak başardım yere, kırmazdım İstanbul'u. Ayaklarımı parkelerin içine denk getirecek şekilde yürümeye çalışırdım birçok kez. Bazen kendimi o kadar kaptırırdım ki beni gören sek sek oynuyor sanırdı.
Yol üzerinde herkesi tanırdım. Hepsi şen şakrak, sevdiğim insanlardı; Bakkal Hasan, Manav Rüştü, Kunduracı Cemal, Köşker Hüseyin, İşportacı Şükrü...
Hepsine ayrı ayrı selam verip, hal hatır sormadan edemezdim.
Hiç şaşmaz işe varman sekiz dakika sürerdi. Maliye Nazırlığı'nda çalışıyordum. Saat 7:55'i vurduğunda maliyeye varmış oldum. İçeri girip herkese aydın günler diledikten sonra masamın başına geçer mesaiye başladım.
Bugün tahsilat günüydü. Defterleri inceleyip vergi toplanacak yerleri ve ne meblağ alınacağını belirledikten sonra çantamı da hazırlayıp çıktım.
***
Yine yüklü parayla döndüm. Ardı sıra karanlık, ıssız sokaklardan geçerek. Bu nedenle gelene dek çok tedirgindim. Sürekli birinin karşıma çıkıp beni gasp etmesinden korkuyordum. Anladım ki paraların güvenliğini sağlamak için artık bir silah edinmenin vakti gelmişti. Ne olur, ne olmaz işimi sağlama almalıydım. Devletin parasını taşıyordum çünkü bir şey olursa vebali benim için çok ağır olabilirdi. Hem yalnız tahsilatta kullanırım diğer günlerde çekmeceme koyuverir kilitlerim. İşportacı Şükrü'nün bana yardımcı olacak böyle tanıdıkları vardır. Mesai bitiminde en iyisi bi uğrayayım yanına belki beni fikir sahibi de kılardı. Evet, evet mesai bitimi kesinlikle Şükrü’yle görüşmeliyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp ve Arayış
RomanceKimi zaman hayatınızı küçük tesadüflere borçlu olursunuz ; kimi zaman da pürüzlerle eriyip yok olursunuz. Aşkı ararken nefretle yüz yüze gelir minik kelimelerin büyüsüne kalbinizi rehin verirsiniz. En ummadık anın hazzını ya yaşar ya da kaybed...