Bölüm 1: KAYIP VE ARAYIŞ

188 12 3
                                    

                                                       KAYIP VE ARAYIŞ

Bahar bir başka güzel bu şehirde. Güne denizin saf kokusuyla uyanmak bir başka...

   Rüzgarla dans eden yaprakların hışırtısı, sevgilisini arayan kumruların haykırışları, banklarda sarmaş dolaş çiftleri, kaldırımları süpüren canlıların adımları da bu üzerine bahar giymiş şehrin süsleri ve bir o kadar da aşıklarıdır. Ne İstanbul onlarsız ne onlar İstanbul’suz yapabilirler. Onlar hep birlikte güzel olmuşlardır. Biri resmin özenle çizilmiş hatları ise diğeri resmi oluşturan zarif fırça darbeleridir. Bu yüzden İstanbul yalnızca bir kara parçası değil gece korktuğunuz vakit sarılabileceğiz bir kahraman , dertlerinizi dökebileceğiniz bir dost ve elini tutabileceğiniz bir sevgilidir.İstanbul'u İstanbul yapan işte bu eşsiz meziyetleridir.

   Bu güzel şehrin aşıklarından biri de bendim. İki katlı bir evin üst katında kalıyordum. Alt katta bir zamanlar Derviş Amca oturuyordu. İyi kalpli tonton güleryüzlü bir amca idi. Lâkin Derviş Amca eşini kaybettikten sonra bunalımlı günler geçirdi. Herşeyden , herkesten uzak ve yalnız yaşamaya başladı bu nedenle insanlar onu yabani diye nitelendirdiler. Sabahları onu her gördüğümde günaydın derdim ki hiç cevap alamasamda. Konuşmak derdine ortak olmak isterdim terslerdi beni. Hiç kırılmaz , alınmazdım ona çünkü biliyordum hala kalbinde bana karşı sıcacık sevgi barındırdığını. O kimseyi üzmek istemezdi bunlar hep acının sarhoşluğuydu.

   Her sabah mutlaka gördüğüm Derviş Amca yı üç gündür yerinde bulamadım. Evine bakmaya karar verdim. Biraz çekingen kapıyı çaldım. Ses yoktu. Biraz daha bekleyip şiddetini artırarak tekrar çaldım. Yine cevap alamayınca iyice tedirgin olmaya başladım. Oturduğu odanın penceresi dışarıya bakıyordu. Bende hemen dışarıya çıkıp pencereden bakmaya karar verdim. -Ne kadar doğru bir davranış olmasa da bu günlük buna mecburdum.- Pencere kirişinden destek alıp kendimi içeriyi görebilecek kadar yukarı çektim. Gördüğüm manzara hiç hoş değildi Derviş Amca koltuğa öylece oturmuş başı arkaya düşmüştü. Hızla içeriye tekrar döndüm kapıyı kırmaya karar verdim. -Eski ahşap bir kapı olduğu için kırmam zor olmayacaktı.- O anki adrenalinle kapıyı tek seferde kırdım. Doğruca Derviş Amca'nın yanına koştum. Nabzını yokladım , seslendim. Saf ruhunu teslim etmişti. Bu sıcacık kalbe sahip adamın bedeni buz kesmişti. Bense bu soğukluk içerisinde öylece kalakalmıştım.

   Bir insanın ölümünü görmek hayatın ne denli geçici olduğunu ve bir o kadar sürprizlerle doluluğunun apaçık göstergesidir. Her sabah güneşten önce gördüğünüz , bir parçanız haline gelen bir insanı bir daha göremeyecek olmak kabullenmesi en zor durumlardan biridir. Tek çırpıda onu atmosferinizden atamazsınız. Beyniniz amansız fırtınalar koparacak , gözleriniz okyanusları kusacak ve dunyanız hızla yeni düzeni oturtmaya çalışacak. Her kayıp bir arayış...

   Bu son birkaç gün beni bitkin kılmıştı. Duygusal çöküntüm yetmiyormuş gibi bir de defin işleriyle ilgilenmem beni iyice yıkmıştı. Yarın iznimin son günüydü. Derviş Amca'nın oturduğu evinde kirasını ödeyip başka insanlara kapatmayı düşünüyordum , çünkü böyle bir insanın hatırasının silinip gitmesine müsade edemezdim. Bu yüzden bugün şu kira işini de halledip kendimi bu yoğun havadan atmam gerekiyordu. Vakit kaybetmeden doğruca ev sahibine gittim. Yarın hayatımın dönüm noktası olmalıydı artık.

                                                                                 ***

   Ev sahibiyle de işimi bitirdikten sonra kendimi güç bela eve attım. Yorgunluğu bedenimin her zerresine kadar duyuyordum. Erken yatmalıydım yarın iş hayatımı devam ettirmenin zamanıydı.

Kayıp ve ArayışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin