Sevmeyi ve sevilmeyi yaratan Rabbin adıyla,
Sana uzaklardan bir yerden, o aşk ülkesinden gelen göçmen kuşların selamını getirdim Asım.
Ben Leyan, eylülün on yedisinde bir sonbahar akşamında kurban ettiğin mevtan.
Ama hayır, daha yirmi bir yaşındayken ölmemin bedelini yalnız sana yükleyemem sevgilim. Seni unutamadığım için ben de suçluyum en az senin kadar.
Biliyor musun Asım, doktorlarla konuştum bu sabah. Haddinden fazla aşk hırpalarmış insanı. Keder ruhu eritirmiş. Buna geride kalmak diyorlar Asım, geride kalanlar hep bu ölümcül yalnızlığa kapılırmış.
Altı yüz otuz yedi gün, on bir saat ve yirmi dokuz dakika geçti Asım. Düşünebiliyor musun, bunca zamandır ayrıyız seninle.
Bu sabah pencereme birkaç serçe kondu. Seni anlattım onlara Asım; tebessümlerini, gözyaşlarını, hayallerini, okuduğun kitapları ve izlediğin filmleri. Sana dair ne varsa çizdim gökkuşağına.
Sezen'in en sevdiğin şarkısını öğrettim kuşlara. Söz verdiler Asım, bir gün yanına gelecekler ve bizim şarkımızı söyleyecekler sana.
Düşünsene Asım, iki senedir dinlemediğin şarkımızı dinleyeceğiz seninle. Fakat, kuşlara eşlik edelim, olur mu Asım? İnsanlık adına o şarkıyı söyleyelim onlarla beraber. Yoksa, kuşlar incinir Asım, beşere olan güvenlerini kaybederler.
Biz kuşların kanatlarını hiç kırmayalım Asım, göklerini karartmalayalım.
leyan, 15.06
🍂
Düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi eksik etmeyin olur mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Mektuplar
Short StoryYine geldi sonbahar, üstelik eylülün on yedinci gününde, bir akşamüstü yakaladı bizi.