Mert 'in olmadığı günler çok sıkıcı geçiyordu daha doğrusu çok monoton geçiyordu.
Tek garip olan şey şu gelen gül ve yanında gelen resim bunun kimin göndereciğini düşüdükçe aklıma saçma sapan şeyler geliyor. Örneğin bir ruh hastasının teki beni takip ediyor böyle şeyler düşünmekten uyuyamıyorum bile . En çok da düşündüğüm şey acaba bir daha gelecek mi?
Artık odama nasıl girdiğini düşünmeye başladım. Arkadaşlarım rahatlamam gerektiğini söylüyor bende dediklerini yapamaya karar verdim. Hafta sonu okulun her hafta yaptığı doğa yürüyüşüne katıldım ve sinem de benimle gelecek.
Doğa günü
Yürüyüş için çok hazırım .
Varır varmaz indiğim gibi ısınıp koşmaya başladım sanki koşunca bütün sıkıntılarım biticekmiş gibi sonra bir de arkama baktım ki kimseyi göremedim en önden uçup gitmişim .
Bene oturup beklemeye başladım ama ne gelen var ne giden acaba yanlış yola mı girdim ? diye sorup duruyordum kendime en sonunda yolu geri yürümeye karar aldım. Giderken korkarak gidiyordum uzaktan iki gözün beni izledğini gördüm ve bağırdım.
- Hey! ben kayboldum yardım eder misin?Hey! Duyuyormusun ben
Arkasını dönüp gitti. Hiç birşey demedi . Bende arkasından koştum ama yetişemedim .
Artık iyice kaybolduğumu düşünüyordum ve sadece yürüyordum. Hava da kararmaya başladı napıcam ben!!
En sonunda gözümün karardığını hissetim ve bir yere oturdum , gözlerim iyice kayıyordu .
Sanırım burada ölüceğim.