Çöpçatan

262 21 2
                                    

Kusura bakmayın uzun zamandır yazmıyorum. İyi okumalar :)

Lydia Jonas'ın kapıyı çarpıp uzaklaşmasından hemen sonra kıyafetlerini giyip onu takip etmek istedi fakat yapamadı. Çünkü kapıda güvenlik görevlisi vardı ve onun çıkmasına izin vermiyordu. Lydia'nın hatta Kedi Kız'ın şovu dakikalar sonra başlamak üzereydi. Lydia ne yapacağını bilmiyordu. Jacob'u aradı.

-Alo

+Jacob ben Lydia. Lafımı kesme şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle

-Tam-

+Lafımı kesme. Ben aslında para kazanmak için mecburen bir striptiz kulubünde çalışıyorum

-Ne de-

+LAFIMI KESME. Ama yanlış anlama sadece sahneye çıkıyorum ve paramı aldıktan sonra eve dönüyorum. Bu benim seçimim değildi para kazanmak için bunu mecburen yapmak zorundaydım. Jonas beni takip etti ve ne iş yaptığımı öğrendi. Şu an bana çok sinirli ona gidip gerçek durumu anlatır mısın?

-Denerim

+DENEME APTAL. GİT VE KONUŞ!!!

-Bağır-

Telefonu kapatmıştı Lydia. Şova başlamak için odasına gitti...

Jacob, Jonas'ı ne kadar arasa da ona ulaşamıyordu. Neredeyse milyonlarca defa aramıştı. Sonunda Jacob telefonu açmıştı.

-Jacob nerelerdesin!! Sana ulaşana kadar canım çıktı!!

+Ne gördüğüme inanamazsın...

-Biliyorum. Lydia anlattı. Ama olay sandığın gibi değil. Lydia bana her detayı anlattı.

+Eminim seni de yalanlarıyla zehirlemiştir. Ona inanma

-Lydia'nın ev adresini biliyor musun?

+Evet. Onu bir kere evine bırakmıştım ordan hatırlıyorum. Neden sordun?

-Gerçekleri bir de Lydia'nın annesinden dinleyelim.

+Mantıklı

-Bana adresi mesaj at. En yakın zamanda orda olucam. En hızlı şekilde gelmeye çalış. Bye

Umarım Lydia yalan söylemiyordur. Yoksa ben de Jonas'ın gözünde yalancı durumuna düşerim ve ona olan tüm yakınlığımı kaybedip birlikte olma fırsatını kendim yoketmiş olurum.

+Nerde kaldın Jonas!!

-Altı üstü 5 dakika

+Evet bu soğuk havada....

-Hadi kapıyı çal

+Niye ben çalıyorum!!! Sevgilisi sensin bi kere kendin çal.

-Lanet olsun....

Yaşlı bir kadın kapıyı açtı. Çok da yaşlı değildi. En fazla 40larında olmalıydı. Ama boyu biraz kısaydı. Saçları hala siyahtı. Bizim suratımıza garip garip birkaç dakika baktıktan sonra ağzından şunları çıkarabildi:

"Siz Lydia'nın arkadaşları mısınız?"

Bunu o kadar sessiz söyledi ki o an kadının boğazına megafon sokasım geldi.

+Evet, size soracak sorularımız var. Acaba içeri girebilir miyiz?

-Elbette

Bu kadınla işimiz bittikten sonra ona bir megafon satın alacağım. EN BÜYÜĞÜNDEN!

Evin içi tertemizdi. Yaşlı bir kadına göre büyük bir iş. Heralde ses tellerini temizlikçiye temizlik karşılığında satmış. Her neyse salona geçip oturduk.Kadın:

+Bir şey içer misiniz? İsterseniz bir kahve yapayım. Dışarısı çok soğuk ve siz de kıpkırmızı olmuşsunuz.

Ya kuzuların sessizliğindeydik ya da bu kadın konuşmayıp düşüncelerini beynimize aktarıyordu...

-Olur. Çok seviniriz.*Jonas'a bir bakış attım*

Onun kahve yapmasını istemiştim. Çünkü o mutfağa gidecek ve biz de Jonas'la ne soracağımızı planlayacaktık. Fakat öyle olmadı. Kadın sehpanın üzerinden kahve makinasını aldı ve vitrinden iki bardak çıkarıp kahve doldurdu. Bu kadından nefret ediyorum!

-Teşekkür ederiz.Adınız neydi?

+Mary

Ya da ben sağırdım... Her neyse. Ona Lydia'nın babasının ölüp ölmediğini sormak için çok güzel bir yol bulmuştum.

-Eşiniz evde mi?

+.....

Bu sefer gerçekten bir şey söylemedi emindim.

-Mary Teyze! Eşiniz!

+O yıllar önce öldürüldü

-Kim öldürdü?

+Mafya

-Peki masraflarınızı şu an kim karşılıyor?

+Kızım

-İş olarak ne yapıyor?

+Restoran gibi bir yer galiba. Bilmiyorum. Ama eve çok fazla parayla dönüyo.

Emin ol Mary Teyze o paraları kızının neresine tutturduklarını bilmek istemezsin.Jonas'a baktığımda kafasını eğmiş çok derin bir şeyler düşünüyordu. Tahmin edebiliyordum.

-Peki o mafya yakalandı mı?

+Evet gün geçtikçe tutuklananlar artıyor.

Ağlamaya başlamıştı. Daha fazla üstüne gitmek istemedim. Zaten tüm yaşam enerjisini ses çıkarmak için harcamıştı. Biraz daha konuşturursam ölecekti kesin!

-Mary Teyze biz artık kalkalım. Acınız için de büyük geçmiş olsun. Olan olmuş

Hiç ses çıkmadı.Beklendiği gibi

Yavaşça kapıdan çıktık. Jonas'a ne düşündüğünü sordum. Lydia'nın orda çalışmasına kızgın ama başka çaresi olmadığı için de üzgünmüş. Ayy kıyamam gel buraya şapşal. Biraz sarılmak isterdim. Ama nerdeeee..... Jonas ile birlikte Lydia'nın şov aldığı kulübe gittik. Köşedeki koltuğa oturduk ve izlemeye başladık. Lydia ona dokunmaya çalışanlardan uzak duruyordu. Gerçekten iyi niyetli biri gibi gözüküyordu. Şovu bittikten sonra odasına giderken Jonas ve ben kalkıp onu takip ettik. Arkasında olduğumuzdan haberi yoktu. Odaya girerken bizi farketti

+Siz ne arıyorsunuz?

Jonas konuşmaya başladı

-Sana aşırı tepki verdiğim için özür dilerim gerçekten bir salak gibi davrandım çünkü ailen ve senle ilgili gerçekleri bilmiyordum. Ve burda gerçekten namusunla(Bir striptiz kulübünde böyle bir kelimeyi asla ama asla ama asla duyamazsınız :) ) şov yapmaya çalışıyorsun. Kızdığım için özür dilerim.

+Ben seni çok seviyorum

Bu sahneye bakamıycaktım. Aslında Jonas'a bakıp Lydia'ya bakmamaya çalışabilirdim ama neyse. Onlar adınasevinmiştim ama ağlanacak haldeydim.Lydia dudaklardan sıyrılıp konuşmaya fırsat buldu.

+Jacob sana ona gerçekleri bulmasına yardım ettiğin için çok teşekkür ederim

-Önemli değil

+İstersen sana da bir kaç şov yapabilirim

Jonas araya girdi

-Şansını zorlama

Bence de zorlamamalıydı. Onları kendi hallerine bırakıp en hüzünlü anlarımda yaptığım gibi Justin Timberlake dinleyip her şeyi unutmaya çalıştım...

DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin