Taşıntı

15 0 0
                                    

Ağrıyan ayaklarının altındaki parkenin üzerine yapışan o keskin kokuyu ayağı ile iteledi,her yerdeler,her yerdeler,her yerdeler,her yerdeler..Masasına geçti ve hepsinin gözünü üzerinde hissediyordu,ne yapacaksa yapsınlar artık.Yesinler beni.Öldürsünler.Ardından inledi.Yeter diye bağırdı.Sesi yüksekken alçaldı ve gözlerini karşıya dikti.Boşluğa.Elini alnına koydu, kendi kendine;"Bunu sadece sen yapabilirsin. Hiç kimse ve hiçbir şey sana yardımcı olamaz. Elbet sığındığın dinlendiğin limanların olacak. Belki ailen belki bir sevgi yanılsaması. Ama gözlerin her kapandığında o savaşın içinde kaldığın yerde olacak ve daha güçlü savaşmak zorunda kalacaksın." , ardından parkeye kustu,havaya iğrenç bir koku yayılmağa başladı,bu koku yediği besinlerin değil,içine attığı leşlerin kokusuydu.İnsan leşleri,insan leşleri,insan leşleri...Ardından kendi kendine mırıldanmaya devam etti; "Ve sen bu savaşı en güzel kazanabilecek olansın.Beden sadece et ve kemik başka hiçbir şey değil. Bu et ve kemiğin ötesindesin sen .Hislerin bakış açıların yargıların ve isyanların var senin. Kendini bedeninden ileriye taşımalısın.Taşımalısın.Mutlaka..bir gün..." sonra yere yığıldı ve yerdeki kokuya karıştı,
Ertesi gün onu bulamadılar..bulamadılar,bulamadılar...

KUL DÖNMESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin