Gecenin karanlığında, hafif bir ürpertiyle yürüyordu genç kız. Tek başına ormanda olmak onu tedirgin ediyordu. Hava bir hayli soğuktu. Esinti tenini bir sevgili edasıyla okşuyordu ve parlak kahverengi saçlarını ahenkle dans ettiriyordu. Ürkek bir şekilde yürüyerek, etrafına bakınıyordu. Karga sesleri daha çok titremesine neden oluyordu. Karanlığın içinde bir ışığı bulma umudu içinde yeşeriyordu. Ormanda sadece küçük kızın ayak sesleri, yaprakların hışırtısı, rüzgarın uğultusu ve karga sesleri vardı. Bir süre sonra sessizlik oluştu. Kız yorulduğunu anlayınca ağacın köşesine narin adımlarla yürümeye başladı ve ağaca yaslanıp gökyüzüne bakmaya başladı. Ağacın kabukları sırtını acıtıyordu. İçten içe yumuşak ipeksi yatağında olmak istiyordu fakat yapacağı daha önemli işler vardı. Göz kapakları ağırlaşmaya başladı. Uyuyamamalıydı.
"Igghh." diye sinirli bir ses çıkardı, küçük kız. Elleriyle yerdeki otları koparıyordu. Sinirlerine hakim olmak epey zordu. Üzerinde mor ipeksi bir ince askılı vardı. Göğüslerini sıkıştırıyor ve kıza ayrı bir seksilik katılıyordu. Parlak kahverengi saçları ve pürüzsüz teni, onu ayrı bir güzel yapıyordu. Ayın ışıltısı kızın gözlerine vuruyordu. Küçük kız, mızmızlanmaması gerektiğini biliyordu. Tekrardan gökyüzünü incelemeye başladı.
Korkusu yavaşça azalmaya başlamıştı. Çünkü gökyüzündeki binlerce yıldız onu rahatlatmayı başarmıştı. Daha 17 yaşında bir kız en yakın arkadaşını tek başına nasıl bulabilirdi ki?
Düşünceler boğuyordu onu. Parlak kahverengi saçlarını kulağının arkasına atıp derin bir nefes aldı.
"İnancı olan biri değilim, olmadım. Ama eğer bir şey olacaksa inanmaya hazırım. Arkadaşımı bulmam gerek. Sadece birazcık yardım istiyorum."
Küçük kız kafasını ağlamaklı gözleriyle yere doğru eğdi. Ağlamak istemiyordu ama bu gözlerinin dolmasına engel değildi. Elleriyle gözlerinde biriken yaşları hızlıca sildi. Ağaçların arasındaki hışırtıyı gölmezden gelmeye çalıştı. Eğer korkarsa başaramazdı, korkmamalıydı da. Ama hışırtı gittikçe artmaya başladı. Ani hareketle küçük kız yerinden fırladı.
"Hey, kim var orada?"
Ses birden kesildi.
"Lanet olsun."
Hışırtı tekrardan başlayınca küçük kız dayanamayıp, korkusunu bir kenara atıp hızlı adımlarla ağaçlıklara doğru ilerlemeye başladı.
"Aman tanrım. Beni korkuttun."
Karşısında daha önce hiç görmediği bir adam duruyordu. Adam şaşkınıkla kıza bakıyordu. Adeta kızın parlayan kahverengi gözlerine odaklanmıştı. İkisi arasında kısa süreli bir sessizlik oluştu. Ama küçük kız sessizliği bozmaya yeltenerek, ilk adımı atmıştı bile.
"Yolumu kaybettim. Ormanda tek başımayım. Yardımınıza ihtiyacım var."
Kız korkuyordu. Koskoca ormanda gerçekten de tek başınaydı. Üşüyordu ve açtı. Nereye gideceğini, ne yapacağını bilmiyordu. Tek çaresi bu gizemli adamın ona yardım etmesiydi. Yardım etmesi için elinden geleni yapardı, arkadaşı için değerdi. Ama adam hiç konuşmuyordu. Genç kızın gözlerinin içine bakıyordu. Küçük kız onu incelemeye başladı. Adamın gözleri safir gibi masmaviydi. Ayrıca parlak ve büyüktüler. Kirpikleri özenle sıralı ve uzundular. Küçük kız daha önce böyle güzel gözlere ve kirpiklere sahip birini görmemişti. Adamın teni çok seksi derecede yanık ve çekiciydi, saçları simsiyah ve gürdü. Üstünde siyah bir gömlek siyah bir pantolon ve siyah bir bot vardı. Elleri iki yanda yumruk şeklindeydi. Yanak kaslarını sıkıyordu. Adam gizli şaşkınlığını saklamaya çalışarak gözlerini yere devirdi. Küçük kız adamın bu halinden oldukça etkilenmişti ama şimdi hiç tanımadığı bir erkekle flörtleşecek havada değildi. Küçük kız gizemli adama yavaşça yaklaştı.
"Sorun nedir? Konuşmayacak mısın?"
Genç adam bir hamle yapıp küçük kıza yavaşça yaklaştı. İnanılmaz şekilde güzel olan gülümsemesini ortaya çıkardı. Yanağında ki gamze adeta kıza sırıtıyordu. Küçük kız bu davetkar gülümsemeye sessiz kalamazdı. Oda gülümsedi. Genç adam küçük kızın önüne düşen bir tutam saçı kızın kulağının arkasına attı. Bu hareket kızda hafif bir ürpertiye neden olmuştu. Bir anlık refleks sonucu küçük kız geriye doğru yavaşça bir adım attı. Gözlerini adamdan kaçırarak ürpertisini gizlemek istedi. Ama o anki gerilmeyi gizemli adamda hissetmişti. Kızın bu gerilmesini önlemek için masumca kızın koluna dokunarak onu kendine yakınlaştırdı.
"Korkmana gerek yok. Sadece uzun bir süredir buradaydım. Ben de yolumu kaybettim. Çıkış yolunu birlikte arayabiliriz." diyerek kızın korkusunu yenmesini sağlamaya çalıştı. Farkındaydı, kız korkuyordu.
Gizemli adamın yalan söyleyip söylemediğini bilmiyordu, küçük kız. Ama bu adama güvenmekten başka çaresi yoktu. Adamın eli hala kızın kolundaydı. Adamın elleri soğuk ve yumuşacıktı. Bu kızın içinin gitmesine neden olabilecek kadar güzel bir davranıştı. Küçük kız sadece gizemli adamla arasında o küçük kıvılcımın esiri olmuş duruma gelmişti. Başka bir şey düşünemiyordu. Adamın tavırları bunu engelliyordu. Artık yapacak bir şey olmadığını biliyordu küçük kız, adamın cazibesine kapılmıştı bir kere. Sanki geri dönülemez gibiydi. Kız elini adamın elinin üstüne götürdü.
"O zaman yola devam etmeliyiz."
Adamın elini davetkar bir şekilde sıktı. Gizemli adamın bir anda çarpık gülümsemesi yüzünde belirdi. Bu küçük kızın hoşuna gitmişti. Karanlığın ortasında sanki masal kitaplarından fırlamış kadar yakışıklı bir adamla birlikteydi. Garip olsada kendini güvende hissetmişti. Aralarındaki kıvılcımı farketmemek imkansızdı. Adam gülümsemesinin ardından ufak adımlarla yürümeye başladı. Yavaşça küçük kıza dönüp "gel hadi" anlamında cazibeli bir bakış attı.
Kız hafif bir tebessümle, hiç tanımadığı adama doğru yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE YARISI: İşaret
Vampire"Karanlık. Güç. Kan. Aşk. Tutku. Cazibe. Hüzün. Bir hikayeyi kalpte yaşamak için en ideal roman. Küçük kızın, genç bir adamla tanıştıktan sonra başına gelen tüm o iyi ve kötü şeylerin hikayesi."