Minik bir kabine giriyorum ve kapıyı kapatıyorum.
Yavaş yavaş yükseliyoruz.
Bu hoş hissettiriyor.Biraz yukarı çıkıyoruz.
Gökyüzüne ve ay'a bakıyorum.
Ne de güzel bakıyor öyle.
Ve ne de yakışıyor gökyüzüne.Hava yavaş yavaş kararıyor.
Yıldızlar yavaş yavaş belli ediyor kendini.
Özlemişim diyorum.Okuduğum bir kitapta sevdiğim karakter kabinden aşağı atıyor kendini.
Onda kendimi görüyorum.
Atsam mı kendimi?Rüzgar esiyor.
Papatya kokuyor.
Bu hoş hissettiriyor.Kabinden iniyorum.
Kendimi ararken kayboluyorum sokaklarda.Sahiden.
Bulamıyor ve kayboluyorum.
Korkuyorum.
Tanrım yardım edecek misin?
Yoksa ben ağlamaya devam edecek miyim?Nefesim kesiliyor.
Korkuyorum.
Tanrım ne olur yardım et.
...
Sessizlik oluyor.
Kimse yardım etmiyor.Ağlayarak çıkıyorum sokaklardan.
Uzun süredir ağlamadığımdanmıdır bilinmez.
Hıçkırıyorum.
Kimseleri umursamayarak,
kimselere bakmayarak.
Hıçkırıyorum.Ben daha çok;sol gözünden bir damla yaş geldikten sonra sağ tarafa izin veren gözlere sahiptim.
Ben daha çok bağırmayı sevenlerdendim.
Ben beni anlamayanlar ile bağırıyordum.
YOU ARE READING
sanırım kuşlar söyledi 《konuşabildim》
Short StoryTanrı'nın bana yardım etmeyişini de hatırlıyorum. Ah, evet bunu çok net hatırlıyorum.