7. Şeyh Ebü'l-Hasan Ali b. Cafer el-Harakânî [kuddise sırruhû]

72 8 1
                                    

insanlara hizmeti varlığının gayesi olarak gördü

Anadolu'ya doğru yola çıkanlardan biri Ebul Hasan El Harakani Hazretleri. Mevlana ondan övgüyle bahseder. 1033 yılında Kars'taki Yahniler dağında düşmana karşı savaşırken şehit düşer.
Kanatlanıp pervaz etmeyi, yükselip gökler ötesi alemlere varmayı kim istemez ki? Gönül Hayatında 'tevhid'e ulaşmayı ve ruhani zevklere gömülüp gitmeyi kim arzulamaz ki? Duygu ve düşüncede saflaşıp özüne ermeyi, insani melekelerini geliştirip rabbanileşmeyi kim düşünmez ki? Elbette bunlar dünyaya geliş amacını bilen herkesin hayalidir. Ama herkes böyle olmayı başaramıyor. Çünkü; cismani zevklerden sıyrılıp behimi arzulara başkaldırmak, binbir kötü duygulardan geçerken bedeni hazlara "Evet" dememek, bir çocuk gibi şu dünyanın çamuruna batmamak kolay olmuyor. Evet... İnsanın yürüdüğü yolda veya yolun sonunda "Esfele-i safilin" de var, "Âlâ-yı illiyyîn" de var, şeytanı şeytanlıkta geri bırakmak da. Tıpkı Efendimiz'in (sas) sevgisi ile kalbi dopdolu olan Ebul Hasan El Harakani Hazretler'i gibi. O meleklerin ulaşamadığı ufuklara ulaşanlardan. O sadece Peygamberimiz'in izini takip ederek insanlığa iyiliği tavsiye edip kötülükten men etmek için Horasan'dan hicret edenlerden biri.

Ebul Hasan El Harakani Hazretleri... O Selçukluların Anadolu'ya girişini kolaylaştırmak için yola koyulanlardan biri. 1033 yılında Kars'ta bulunan Yahniler dağında düşmana karşı savaşırken şehit düşüyor. Harakani Hazretleri öyle bir hayat yaşadı ki, ölümünden sonra gelen Mevlânâ Celaleddin-i Rumi Hazretleri gibi birçok zat kendisinden övgüyle bahseder. Hatta asrın müellifi, Ebul Hasan El Harakani Hazretleri'ni, ölmelerine rağmen halen yeryüzünde tasarrufu devam eden beş büyük zattan biri olarak ifade eder. Çünkü; O daha dünyada iken ahireti görmeyi başardı. İnsanların imanlarının kurtuluşuna hizmet etmeyi varlığının gayesi olarak gördü. Birçok ulema gelip geçmiştir şu hayattan ama en önemli beş büyük zattan sayılmasına rağmen Harakani Hazretleri çok az kişi tarafından biliniyor.

Mevlânâ Celaleddin-i Rumi ve Bediüzzaman Said Nursi kaynaklarında ve sohbetlerinde Hasan Harakani'den övgüyle bahsediyorlar. Ebu'l Hasan Harakani evliyanın büyüklerinden, insanları hakka davet eden ve kendilerine Silsile-i Aliyye adı verilen büyük alim ve velilerin altıncısıdır. Zamanın hükümdarı Sultan Mahmud-i Gaznevi, onun sohbetinde bulundu. Hatta Ebu'l Hasan Harakani'nin ona bir de hırkasını hediye ettiği bizlere rivayet ediliyor. 963 ile 1033 yılları arasında yaşayan Ebul Hasan Harakani Hazretleri'nin asıl ismi Ali b. Ahmet b. Cafer'dir. Mevlânâ Mesnevi'sinde ise "Ebul Hüseyn" diye geçer. Prof. Dr. Reynold Nicholson, Mevlânâ'nın Mesnevi'sine yazmış olduğu şerhte şunlara dikkat çekiyor: "Mevlânâ Celaleddin-i Rumi şiirlerinde her ne zaman "Şeyh-i Din" kavramını kullanırsa bundan amacı Şeyh Ebu'l Hasan Harakani olmuştur." Yine Mevlânâ birçok sohbetinde "Bizim söylediklerimiz Ebu'l Hasan Harakani'den aldıklarımızdan başka bir şey değildir." diye belirtiyor.

Ebu'l Hasan Harakani'nin tasavvufi anlayışında muazzam bir insan sevgisi hakimdir. İnsanlara hizmeti kendi varlığının gayesi olarak kabul etmiştir. "Allah'ım; Keşke ben ölseydim de, başkaları ölümü tatmasaydı" veya "Keşke bütün yaratılmışların cezasını bana çektirseydiler de, onlar cehenneme gitmeseydiler" sözleri bunun en açık örnekleridir. Hasan Harakani mükemmel bir ruh inceliğine sahipti; "Allah'ım gariplerin benim tekkemde ölmelerine müsaade etme. Zira Ebu'l Hasan'ın tekkesinde bir garip öldü derlerse, ben o garibin ölümüne tahammül edecek güce sahip değilim" şeklinde Allah'a yalvarıyor. Ebu'l Hasan Harakani Hazretleri'nin irfani açıklamalarını oluşturan "Nuru'l Ulum'' isimli eseridir. Bu yazma tek nüsha halinde Britanya Müzesi kütüphanesinde bulunuyor. İlk olarak 1914 yılında İngilizce olarak Prof. Dr. Reynold Alleyne Nicholson'un "The Mystics of İslam" isimli eserinde bir bölümünü tercüme ederek kitabının 5. bölümü olan "Veliler ve kerametler" kısmında yayınlanmıştır. Yine Rus tarihçisi Vasiliy Vladimiroviç Bartolds'da bu eseri, 1929'da Rusça 'İran' adlı dergide yayınlamıştır.

Harakani Hazretleri'nden çağımıza bir ders

Ebu Hasan Harakani, çağdaş olduğu Ebul Hasan Kureyşi, Ebul Abbas Kassab, Ebu Said, El-Miheni gibi mutasavvıflarla, Gazne Hükümdarı Sultan Mahmud gibi devlet ricaliyle, İbni Sina gibi felsefe ve tıp otoriteleriyle görüştü. Sultan Alparslan'ın Kars'ı fethinden (1064) 32 yıl ve Hoca Ahmed Yesevi'den yaklaşık bir asır önce Anadolu'ya müridleriyle gelen Ebu'l Hasan Harakani, Anadolu'nun manevi fütuhatının Alperenlik ruhuyla ilk tohumlarını atmış ve ondan sonra Anadolu'ya gelen Ahmed Yesevi'nin müridleri Doğu'da bu tohumları yeşertmiş ve Anadolu içlerine ilerleyerek buralara yeni tohumlar serpmişlerdir. Ebul Hasan Harakani 1033 yılında Kars'ta Yahniler dağında şehit düşüyor. Hicri 421-429 yılları arasındaki Kars muharebelerine müridleriyle birlikte katılan Ebu'l Hasan Harakani, sağ bacağından ve sol omuzundan yara alarak kan kaybından şehadete ulaşıyor. Ebu'l Hasan'ın Kars şehrinde türbesinin bulunması, türbedeki kitabenin kendisinden bahsetmesi onun burada şehit düştüğünü ıspatlıyor. Evliya Çelebi seyahatnamesinde 1579'da 3. Murad'ın Lala Mustafa Paşa'yı İran'dan gelebilecek saldırılara karşı Kars Kalesi'ni inşa için gönderdiğinde, Ebu'l Hasan Harakani'nin de türbesinin yeniden inşa edildiği belirtiliyor.

"Şu iki kişinin çıkardıkları fitneyi, şeytan bile çıkaramaz: Dünya hırsına sahip alim ve ilimden yoksun sofi" diyerek asrımıza bir ders veren Hasan Harakani, "Nimetlerin en iyisi çalışarak kazanılandır." demekle de 10. asır öncesinden çalışmanın ve helal lokma yemenin önemini vurguluyor. Meleklerden daha üst mertebeyi kazanmış bu büyük zatların himmeti bitmez, bu dünyadan göçseler bile. Çünkü onlar bu dünyada iken de ahireti görmeyi başarmışlardı. O veya onlar Allah ve Resulü'nün sevgisini bütün dünyaya yaymaya çalıştılar, sevgi dolu ve aydınlık bir dünya için. Her Müslüman da tıpkı onlar gibi barışın ve huzurun teminatı olmalıdır.

MÜRŞİD-İ KÂMİL SİLSİLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin