Küçük umutlar..

8 1 0
                                    

    Günlerimiz mutluluk içinde geçerken bir aile yemeğinde çalmıştı babamın telefonu. Kimse konuşmayı umursamasada ben rahatsızlık duymuştum gelen aramadan. Babamın modunu düşüren telefon konuşmasında neler denmişti acaba? Hiç bozuntuya vermeden bıyık altı tebessümleri ile yemeğe devam etmişti babam. Okulların yaz tatiline girmesiyle memleketim Balıkesir'e yolculuğumuza az kalmıştı. Akrabalık bağlarımıza önem veren bir aileydik ve yılda sadece 2 ay görebildiğim sülaleme aşırı özlem doluyduk. Babamın işi gereği hep gurbet denilen uzaklarda yaşamak zorunda kaldık. Şanlıurfa da yaşamımıza devam ederken ben hep güzel günleri umut edip memleket kokulu o güzel şehre gitmeyi düşlerdim.
     Geceden hazırlamış olduğum bavullarımı babamın arabaya taşırken ağır olmasından dolayı sövmelerine uyandım. Babam hep söverdi zaten. Trafiğe kızar şoföre söver,havaya kızar taşa söver, televizyonda maça kızar çok konuştuğumdan bana söver. Dedim ya babam hep söverdi ama hiç sevmezdi. Hiç birşeyden mutlu olmayan babam çevresine mümkün olduğunca kötü elektirk saçardı. Dünyanın en memnuniyetsiz insanı olabilirdi babam. Ama yine çok severdim onu. Hani kabullenme durumu değilde örnek olduğuna inanır onun gibi olmak isterdim. Kızların ilk aşkı olarak nitelenen baba figürü olmadı hiç benim babam. Daima içten içe lanet okuduğum bir adamdı kendileri. Ama yine çok severdim onu. Annem ise dişini tırnağına takıp üç evladı için çabalayan bunun yanı sıra Urfa çevresinde işini en iyi yapan ünlenen bir ebeydi. İzni olmadığından çıkamamıştı bizimle yola gidememişti yine annesini görmeye. Hâlbuki ne özlerdi annesini. Yola yeni çıkmış olmamıza rağmen erkenden başladi abim Kerem'le kavgalarımız. Zaten güne başlarken gün ortasında ve gün bitiminde üç öğün kavga etmezsek olmazdı.

Beni sen öldürdün baba..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin