-1.Bölüm-

5 1 0
                                    

- Tekrar geri dönüş-
Yatakta bir o yana bir bu yana giderken. Elimi yumruk yapıp gözlerimi yavaşca sildirdim. Hafif bir esneme ile gözlerimi açtım, tavanıma baktım. Boş  boş tavanımla 3 dakikaya yaklaşık bakıştık. Annemin odaya girmesiyle o bakışma bitmişti. Elimi havaya kaldırıp hayali silah şekline getirip. Ve tavanı vurur gibi yaparak "tak tak tak" diye mırıldandım. "Seni gören ilk okul çocuğu sanacak kalksana hadi!" Ve beklenen şey üstümdeki yorganı açmasıyla beni kollarımdan tutuşu bir oldu. "Füsun beni dinle" annem birden ciddileşti. "Doktorun çocuğunu biliyorsundur herhalde. Biz doktorunla çok  düşündük ikinizi aynı okula yollayacağız" dedi. Duruşumu dikleştirdim." Çok komikti Sultanım "annem gözlerini devirdi."Ciddiyim Füsun"bu sefer kafamı ben saçma sapan sağa  sola oynattım. "Geç kalmak istemiyorsan hızlı ol yarım saate burdalar. Zaten bavulun hazır"dedi. İki dakika anneme çocuksu bakışımı attım. "HAZIR DEĞİL Mİ? KALK KIZ KALK!" Kıkırdayarak ayağa kalktım. Lavaboya gittim. Dişlerimi fırçaladım. Sonra kıyafet odama gittim sportif olmak istiyordum. Siyah pantolonumu ayakklarımdan hızlıca geçirdim. Üstüne siyah yapışkan atleti geçiri verdim. Siyah gömleğimi alıp üstüme giydim. Üç  tane bavul çıkardım. Evet üç tane. Kendi kendime kıkırdadım. Elime ne geldiyse bavula koydum. İç çamaşırı ,düzleştirici ,maşa, toka ,takı aklınıza ne gelirse. Saçımı yukardan düzgünce at kuyruğu yaptım. Tam o sırada kapım çaldı "Girebilirsiniz Sultanım." İçeri başka biri gelince şaşırdım. Yeşil gözlerini bana taktı ve samimi bir gülümseme attı. Elini uzattı." Merhaba ben Akbay Uzun" elini tuttum yavaşça salladım ve içtenlikle gülümsedim." Merhaba ben de Füsun Taş" dedim elimi bırakmadı. "Yardıma ihtiyacın var mı?" dedi hafifçe kıkırdadım. "Aslında üç tane bavulu taşımak için yardıma ihtiyacım var" elime baktım." Tabi böyle yardım edebileceğini düşünemiyorum" gözbebekleri büyüdü ve aniden bir telaş sardı onu" Ben...Ben gerçekten Özür dilerim  kusura bakma" dedi ve elini çekti. Bavulumdan iki tanesini aldı ve bana döndü. "Onu taşıyabilecek misin?" Başımı salladım ve bavulu aldım. Bahçeye çıktık. Annem şoförle konuşuyordu  iki tane araba vardı.Birine bavularımızı yerleştirdik. Birine de biz yerleştik. Annem ve doktor öndeydi,biz de arkada. Annem bana simitimi ve peynirimi uzattı. Ve Akbaya da uzattı son kez yazlığa baktım. "Ne kadar kriz geçirmişimdir ki burada.....Ay dışımdan düşündüm. Bir şey demedim sayın."deyip yine kendi kendime güldüm. Akbay bana doğru bağdaş kurdu. Bende aynısını yaptım neden olduğunu bilmiyorum. Kulaklıklarını çıkardı. Birini bana verdi. Birini kendi aldı. 'Emre Aydın -Sen beni unutamazsın-' çalıyordu. O içten içe yine bana baktı. Ben kafamı yana yasladım. Geri kalan bütün  yolculukta Tuna'yı düşündüm. Her şeyi onunla geçen çocukluğumu hepsini.  Tuna'yla bebekken tanışıyorduk. Üç yaşından beri her anım onunla geçti ve 5 senedir onsuz herşey zor bu beş sene çok zor.

    ***
Kulağımdaki kulaklığı çıkardım. Annem aynadan bana baktı. "Ben okula kaydını aldıracağım. İstersen bugün otelde kalalım?"dedi. Kocaman bir iç çektim ve "Anne ben mahallemi evimi özledim. Sen benim neler istediğimi biliyorsun Tuna'yla aynı sınıfta aynı sırada oturmak istiyorum. Yıllar sonra senden ilk defa bir şey istiyorum. Seni seviyorum."dedim.Arabanın kapısını açıp kendimi dışarı attım. Gülmsemeye çalıştım mahalleye girerken. Mahallemiz küçük bir mahalleydi. Sonra Tuna 'nın düştüğü yeri gördüm. Bakışlarımı dik tutmaya çalıştım. Arka cebimden telefonumu çıkardım. Saat tam beş olmuştu. Bizim eski villanın önünde durdum. Önce inceledim annem gelmeden önce evi düzeltirmişti. Sonra annemin bana verdiği çantamdaki anahtarı çıkarıp, anahtar yerine sokup çevirdim. Evden temizlik kokusu geliyordu. Odama çıktım. Küçükken hep Tuna'yla oynadığımız yere. Yerlerde "vutuvutuvutu"diye oyuncak araba sürdüğümüz yere geldim. Gözümden bir yaş aşağı doğru süzülürken bir ses beni cama yönlendirdi... Tuna'nın sesi içim huzurla doldu bir an. Perdeyi aralayıp camı açtım."AŞKIM BE. KİMİN BÖYLE GÜZEL SEVGİLİSİ OLUR"deyip kızın yanağına buse kondurmasıyla gözümden bir yaşın daha aktığına şahit oldum...Bir değil binlercesini. O büyümüştü o kocaman bir adam olmuştu. Sonra sevgilisiyle vedalaştı. Ve arkasını döndü. Olayın yaşandığı yere doğru ilerledi. Beş  on dakika sonra tekrar onu gördüm. O terasta orda durdu dakikalarca bir saniye ağlıyormuydu? Elini yumruk yapıp duvara vurdu. Sonra onu kaybettim. Gözlerimin önünden gitti. O ağlamışmıydı? Hıçkırıklara boğuldum, ağzımdan hafif inletiler çıktı. Lavobama girdim. Sıcak suyu açıp kuvetime giri verdim üstümdekilerini çıkarmadan. O neden ağlamıştı. Sevgilisiyle kahkahalara boğulurken. Onun o renkli gözlerinden nasıl akmıştı o saydam sıvı. Gözlerimi kapattım onu düşündüm . Yarın yanına otursam ne diyecektim?

×İmkansızı Sevmek×Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin